s

Moralinizi bozmayın

LGS’den sonra YKS de açıklandı. Çok az evde bayram havası esiyor, çoğunda matem havası hâkim.

Oysa bu sınavlar bir başarı sınavı değil sıralama sınavı ama öylesine bir sıralama yapılıyor ki anlayana aşk olsun.

LGS’de soruların tümünü yapan 719 öğrenci çıktı. Onlar bile tedirgin. Kontenjanların az olması nedeniyle ilk tercihine girememe endişesi içerisindeler.

YKS’de 80 yabancı dil sorunlusunun 79’unu yapan bir adayın Türkiye sıralaması 4 bin 111.

Bırakın ilk tercihini 5. tercihine girmesi bile çok zor bir ihtimal.

Aynı şekilde yabancı dil testinde 80’de 80 yapan da ilk tercihine giremez ise hiç şaşırtıcı olmaz…

Nedeni Türkçe ve Matematik testlerinin de puan hesabına katılıyor olması. Katılmasın mı? Elbette katılsın ama bu denli sonuca etki etmemeli. Tıpkı ortaöğretim başarı puanın alttaki adayları onbinlerce sıra yukarıya, üstekileri de on binlerce sıra aşağıya indirmesi gibi!

Yapılan işlemlerin yani katkıların pedagojik olduğu kadar adil ve güvenilir olması da gerekiyor.

Örneğin Ortaöğretim Başarı Puanı’nı (OBP) ele alalım. Ölçme değerlendirme tekniği açısından ne kadar güvenilir? Ne kadar adil?

Hormonlu notlar herkesin malumu. MEB ya da ÖSYM, okul mezuniyet puanları ile YKS puanları arasındaki korelasyona bakıyor mu? Hangi okullarda paralellik var hangilerinde taban tabana zıtlıklar var, bu konuda bir önlem alıyor mu?

Daha da önemlisi ÖSYM önceki yıllarda olduğu gibi okul puanlarını neden standardize etmiyor? Hormonlu notların önüne geçilmesi için bir çabası var mı?

Üniversite giriş sınavlarında sadece 10 dersten sorular soruluyor. Oysa lise ve dengi okullarda yüzlerce ders okutuluyor ve madem ki tüm lise mezunları aynı sınava giriyor o zaman sorular neden sadece bazı liselerden mezunlara yönelik?..

Dil sınavıyla öğrenci alan bir bölümde öncelik dil sorularında olmalı ama görünen o ki Türkçe ve Matematik sorularının önemli bir bölümünü yapanlar yabancı dil sorularının yarısını yapamazsa da daha yüksek puan alabiliyor.

Bir ara KPSS’de alan yeterlilik sınavları yoktu. Beden Eğitimi ya da Müzik öğretmeni olmak isteyenler de Matematik bilmek zorunda kalıyorlar ve çok iyi mezuniyet dereceleri olsa da öğretmenliğe atanamıyorlardı. Bu yüzden sıfırdan matematik öğrenmek onlar için işkenceye dönüşüyordu.

Eğer ille de müfredat programlarını esas alıp, her dersin kişilere kazandırdığı bir yetkinlik olduğu göz önünde bulundurularak böylesi bir etkileşime zorunluluk olarak bakılıyorsa o zaman da diğer tüm derslerin dikkate alınması gerekmez mi?..

Panik olmayın!

Çocuklarımızı öylesine testlere haşır neşir etmiş ve tek hedef olarak puanları göstermişiz ki, şampiyon öğrenciler bile tercihler konusunda ikilem içerisinde.

Tercih yaparken puan elbette önemli ama önemli olan başka şeyler de var ve maalesef adayların pek çocuğu bu konuda çok iyi donatılmış değiller. Bu yüzden de kazanan öğrencilerin üçte bire yakını sürekli sınava giriyor, fakülte değiştiriyor ve mezun olduklarında öğrenim gördükleri alanla hiç ilgisi olmayan alanlarda çalışıyor ya da çalışmak zorunda kalıyorlar.

Peki o önemli ayrıntılar neler?

İşte bazıları:

* Hangi kentte okumak istiyorsunuz?

* Hangi üniversiteler sizin için doğru adres?

* Hangi meslek ya da mesleğe yönelmek istiyorsunuz? Neden?

* Vakıf mı, devlet mi?

* Mezuniyette devlette mi çalışmak istiyorsunuz yoksa özelde mi ya da kendi işinizi mi kurmak istiyorsunuz?

* Ailenizin bulunduğu kent mi yoksa farklı kentler mi?

* Yurt mu, ev mi?

* Burslu mu, paralı mı, devlet mi?

* Tek anadal yeterli mi çift anadal mı?

* Mezuna kalmayı düşünüyor musunuz? Neden?..

Daha onlarca soru sıralamak mümkün çünkü her adayın beklentileri farklı ama bugüne kadar bunlar enine boyun araştırılmış ve üzerinde kafa yorulmuş değil. Bu yüzden de tercihzedeler kervanına her yıl yeni yüzbinler ekleniyor.

İşte siz de onlardan biri olmak istemiyorsanız, bol bol soru çıkartın ve onların cevaplarını arayın.

Başkaları için doğru olan sizin için de doğru anlamına gelmez. Hele hele puana bakılarak tercih hiç yapılmaz.

Bugünkü sistemde kontenjanlar dolmadığı için barajlı bölümler dışında 0.5 üzeri neti olan yani puanı hesaplanan hemen herkesin üniversiteli olma şansı var. Yeter ki ne istediğinizi iyi bilin ve kendinizi geliştirmeye açık olun.

Baraj bu yıl Tıp’ta 50 bin, Diş Hekimliği’nde 80 bin, Eczacılık’ta ve Hukuk’ta 100 bin, Mimarlık’ta 250 bin, Mühendislik ve Öğretmenlik’te ise 300 bin!

Kalite ve istihdam şansı artsın diye daha da yukarı çıkartılsın diyenler de var, kontenjanlar boş kalmasın diye daha da aşağı çekilsin diyen de çok!

Özetin özeti: Sıralama sınavları doğru adayları, doğru yönlendirmek için yapılır ve herkesi olmasa da çoğunluğu mutlu eder. Biz ise herkesi heyecanlandırıyoruz ama çok azını mutlu ediyoruz.

Categories: Moralinizi bozmayın

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.