s

Saygı…

Anayasa ve yasalarda devlet ile yurttaşlar arasındaki ilişkileri düzenleyen çok önemli ayrıntılar var. Karşılıklı saygı da bu kuralların en önemlisi.

Yine aynı şekilde yurttaşların kendi aralarındaki ilişkiler ya da kurumlar arası hizmetlerde de saygı olmazsa olmazların en başında geliyor.

Milli ve manevi değerlerimiz, örf, anane, geleneklerimiz ve yaşam kültürümüz de saygı üzerine kurulu.

Eğitimden beklentiler içerisinde yaşam biçimi haline dönüştürülmesi istenen, beklenen, arzulanan en önemli kazanımlardan birisi de yine saygı!

Saygı, sadece insanlar ve kurumlar arası iletişimin vazgeçilmezi değil aynı zamanda yaşamımızı düzenleyen, yön veren, renk katan, değerli kılan en önemli ayrıntılardan da biri.

Örneğin çiçeğiyle böceğiyle, havasıyla suyuyla, güzellikleri ve zorluklarıyla doğanın ve doğal yaşamın bir parçası olan her şey de tıpkı bizler gibi saygıların en büyüğünü hak ediyor.

Sevdiklerinize olduğu kadar sevmediklerinize, yandaşlarınıza olduğu kadar rakiplerinize, sigara içmeyenlere olduğu gibi içenlere, sevdiklerinizi sevenlere olduğu gibi onları sevmeyenlere de hak ettikleri sürece saygıda kusur etmemek gerekir.

Saygı insanı küçültmez yüceltir, karşı tarafa olduğu kadar da kişinin kendisine olan saygının bir dışa vurumudur. Bu yüzden mum önce dibine ışık vermelidir…

Zamana saygı

Şu yaz günlerinde zamanında kalkan bir uçak, zamanında başlayan tiyatro, konser, gösteri ya da film, zamanında işe başlayan bir usta, zamanında randevusuna gelen hasta ya da doktor, zamanında borcunu, vergisini ödeyen birini görürseniz ne olur alkışlayın. Bunu fazlasıyla hak ediyorlar.

Sayıları yakında kelaynak kuşları gibi azalır ve koruma altına alınmaları gerekirse de kabahatliyi çok uzaklarda aramayın!..

Zaman kavramını ve zamana saygıyı adeta kaybettik.

Zaman konusunda en titiz kurumlarımız bile bu konudaki duyarlılığını unutmuş durumda.

Televizyonlarda haberler dışında zamanında başlayan diziye ya da programa rastgeleniniz var mı?

Tiyatro, bale ve benzeri sahne sanatlarında, oyunlar zamanında başlar ve başladıktan sonra da kapılar kapatılırdı. Açık havaya taşınınca, belli ki bu konudaki konsantrasyon bozulması artık kimsenin umurunda değil!

Hataların ve mağduriyetlerin her türlüsünü adaylara yaşatan ÖSYM, zamanlama konusundaki titizliğini keşke her alana taşıyabilse.

Günümüzde pek çok ülkede, pek çok kurumda ve hayatın pek çok alanında en değerli hazine zamandır.

Onu ne kadar iyi değerlendiriyor ve ona ne kadar uyuyorsanız, size farklı bir gözle bakılır.

Kimilerimiz için dakikalar hatta saniyeler önemlidir, kimilerimiz için ise bırakın saatleri, günleri, haftaların bile hiçbir önemi yoktur.

“Hepsi hepsi birkaç dakika, birkaç gün, birkaç hafta gecikmiş, bu o kadar da önemli mi? Kafayı taktığın soruna bak!” diyene çok rastlamışsınızdır…

“Biz buyuz” deyip geçmek en kolayı ama bu böyle olmamalı.

Zamana saygı yoksa, diğer konulara olan saygı da zincirleme olarak zaafa uğrayabilir.

Dakik olmak kadar, esnek ve toleranslı olmak da elbette bir o kadar önemli.

Çok daha önemli olan ise esnek olunması gereken yerde esnek, dakik olmamız gerektiği yerde ve anda ise dakik olmaktır.

Zamanı ciddiye alma, bir saygı göstergesi olduğu kadar aynı zamanda bir medeniyet göstergesidir.

Bu yüzden başkalarını eleştirirken ne olur bu kervana biz de katılmayalım. Ortaya çıkacak curcunanın bir parçası olmayalım…

Bilgilenme hakkına saygı

Milyonlarca ailenin gözü kulağı ÖSYM’de.

Üniversite yerleştirme sonuçlarının ne zaman açıklanacağını merak ediyorlar. Önceki yıllarla kıyaslandığında çoktan açıklanması gerekirdi ama belli ki bir sorun var.

Keşke en azından gecikmenin nedeni ve muhtemel tarih paylaşılsa! O bile rahatlatır. Ayrıca kurumsallık ve topluma saygı da bunu gerektirir!

ÖSYM olaya sadece kendi penceresinden bakıyor. Oysa önümüzde daha kayıt süreci, öğrencilerin barınacakları ev ya da yurt bulma, ders seçimi ve daha pek çok ayrıntı var.

Özellikle ailelerinden ilk kez ayrılacak yüzbinlerce öğrenci için yeni bir yaşama başlamaları o kadar da kolay değil. Bütün bunların kısacık bir zaman aralığına sıkıştırılması ne kadar doğru?..

Sonuçların açıklanmasından sonra kayıtlar, kayıtlardan sonra da boş kalan kontenjanlar ve kazanıp da kaydolmayanların yerine ek yerleştirme yapılacak.

Birinci yerleştirme sonuçları açıklanıp, kayıtlar bittikten sonra, yüz binlerce öğrenci için yeniden tercih süreci başlayacak, sonuçlar açıklanacak, kayıt ve barınma arayışı başlayacak ve bu süreç eylül sonuna kadar uzayabiliyor.

Oysa üniversitelerin çoğu o tarihten önce çoktan açılmış oluyor!

Özetin özeti: Saygı yoksa gerisi teferruattır…

Categories: Saygı…

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.