Hücum çetesi
Günün konusu: Barış Alper Yılmaz’ın Kayseri deplasmanındaki yokluğu. Maça başlarken herkesin kafasında soru işaretleriyle kancalanan Barış Alper Yılmaz-Galatasaray ayrışması elbette sıkıntı yaratıyor. Bu iş nasıl sonlanacak, birbirlerinden kopacaklar mı, gider mi kalır mı, bu transfer teklifleri ne kadar etik, ne kadar ahlaklı?
Öğrendiğime göre futbolcu menajerliği yaparak hayata devam eden eski bir gazeteci dostumuz günün birinde Suudi Arabistan’dan gelen teklifi Barış’ın menajerine iletir. Menajer, söylendiğine göre büyük sıçrama yapabileceği 5 milyon euroluk payı için Barış Alper’in de, Galatasaray’ın da kafasını karıştırır.
Bu işin akıl, vicdan, saygı çerçevesinde her iki tarafın hak ve sorumluluklarını unutmadan bitmesini diliyorum.
Kayseri’de 4 gollü bir maça Barış ile giriş yapmak yadırganabilir ama o gerçeklere sırtımızı dönemeyiz.
Oyuna gelince... Osimhen’in maç boyunca Barış Alper Yılmaz’ı özleyerek aradığını söyleyebiliriz. Ceza alanındaki bütün karambollerde, kaotik kapışmalarda evet Osimhen kendince en uygun yerdeydi ama ne Yunus Akgün ne de Leroy Sane ona Barışvari destekte bulunabildiler.
Önce Torreira... Şimdi de Eren Elmalı... Bu adamlar gol atmıyor, rol çalıyor. Eren en azı dişli forvetlerin bulunduğu takımda peş peşe iki golle caka yapıyor. Hakkıdır, alkışlayalım.
Sonrası malum... Osimhen, Zaniolo’nun asistiyle sezonun açılış golünü attı, derken Leroy Sane’nin dördüncü golü günün skoru oldu. Galatasaray bildiğimiz Galatasaray’dı. Maçın son bölümlerini üç santrforla (Osimhen, Icardi, Zaniolo) oynayarak hücum çetesi olduğunu ortaya koydu. Ev sahibi Kayserispor uzun toplarla aradığı kontratak fırsatlarını buldu ama değerlendiremedi.
Sende Yorum yap