Fırsat Gerginliği...

Ankara’da, Atina’nın kontrollü bir gerginlik arayacağına dair düşünceler oluşmasının en büyük sebebi Yunanistan medyasında çıkan haberler. Durmadan, “Türkiye yükseliyor, biraz geride kalıyoruz”, “Türkiye askeri olarak çok güçlendi” yayınları iktidar için ciddi bir sorun haline geldi. Dışişleri Bakanı Fidan’ın, Yunanistan’daki bu durumu eleştirmesi ve iç siyasi hesapların Türkiye ile ilişkilere etkisinden söz etmesi Atina’yı kızdırdı. Fidan, Yunanistan iç siyasetine bir ayna tuttu. İç siyasette gündemin durmadan Türkiye üzerinden kurulmasının ilişkilere verdiği zarara dikkat çekti.
Ankara’da konuştuğum güvenlik kaynakları bir süredir Yunanistan’ın kontrollü bir gerginlik arayışına girebileceği düşüncesindeydiler.
Bu beklentinin temel sebebi Atina’daki siyasi hesaplar.
Dört gün önce yayınlanan son ankette iktidardaki Yeni Demokrasi’nin desteği yüzde 21,4 oldu, haziranda bu oran yüzde 25,9’du.Oylardaki düşüşe rağmen Yeni Demokrasi halen Yunanistan’ın birinci partisi ama Başbakan Miçotakis’in durumu biraz daha karmaşık.
Aynı ankette, başbakanlığa kimin daha uygun olduğu sorulduğunda, Miçotakis’e destek yüzde 31, aktif olmayan Tsipras’a yüzde 26 çıktı.
Her iki ismi de başbakan olarak görmek istemeyenlerin oranıysa yüzde 43 olarak belirlendi.
Bu tabloyu tersine çevirebilecek iki gelişme var.
Birincisi Başbakan Miçotakis’in, Selanik Uluslararası Fuarı’nın açılışında yapacağı konuşma.
Bu konuşmada Başbakan Miçotakis’ten ekonomiyi canlandıracak vergi indirimi, aile desteği gibi açıklamalar bekleniyor.
Ankara’da, Atina’nın kontrollü bir gerginlik arayacağına dair düşünceler oluşmasının en büyük sebebi de Yunanistan medyasında çıkan haberler.
Türkiye’nin deniz parkları haritası, İstanbul’da yapılan Türkiye-İtalya-Libya Zirvesi ardından Libya’da Hafter ile sağlanan mutabakat, savunma sanayiinde yaşanan son gelişmeler, Rusya-Ukrayna savaşını bitirecek müzakereler için adresin bir kez daha İstanbul olması, Atina’daki medya çevrelerini rahatsız etti.
Durmadan, “Türkiye yükseliyor, biraz geride kalıyoruz”, “Türkiye askeri olarak çok güçlendi” yayınları iktidar için ciddi bir sorun haline geldi.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın katıldığı bir televizyon programında Yunanistan’daki bu durumu eleştirmesi ve iç siyasi hesapların Türkiye ile ilişkilere olan etkisinden söz etmesi Atina’yı kızdırdı. Dün Yunanistan Dışişleri Bakanı Gerapetritis bir açıklama yaptı.
Bakan Gerapetritis’i tanırım, Türkiye ile iyi ilişkiler kurmanın Yunanistan’ın menfaatine olduğunu bilecek kadar zeki, hukuk bilgisi Türkiye takıntılı Savunma Bakanı Dendias’tan katbekat fazla, ülkesinin menfaatlerini bağırmadan korumaya çalışan birisidir.
Üstelik Dışişleri Bakanı Fidan ile de hem Atina’da hem de İstanbul’da yemeğe gidecek kadar diyalogdan yana birisidir.
Bakan Gerapetritis, açıklamasında “Yunanistan’ın her zaman arzuladığı iyi komşuluk ilişkileri ölçüsüz ve zamansız açıklamalarla desteklenmiyor” ifadesini kullanmış. Burada ciddi bir grilik var. Önce Dışişleri Bakanı Fidan’ın neden böyle bir çıkış yaptığını yazayım:
■ Uluslararası toplantılarda Yunanistan Hükümeti yetkilileri Türkiye ile barış istediklerini söylüyor ama iç politikada Başbakan Miçotakis ve en çok da Savunma Bakanı Dendias, milliyetçiliği kışkırtıcı bir dil kullanıyor. Bu da iki ülke arasında kurulmaya çalışılan güven ilişkisine zarar veriyor.
■ Dışişleri Bakanı Fidan’ın kullandığı “tavsiye” kelimesi tepeden bakan, hakaret içeren bir işaret değil. Ankara, Savunma Bakanı Dendias’ın kişisel kariyer hırsı nedeniyle ikili ilişkilerin gelişmesinde yarattığı sorunların farkındayız diyor ve Atina’nın da bunu fark etmesini umuyor. Türk-Yunan Medya ve Akademi Forumu üyesi olarak Yunanistan’dan çok meslektaşımla görüşüyorum, herkes Dendias’ın başbakan olma planları yaptığını biliyor ama nedense bu hedef uğruna Türkiye ile iyi ilişkilerin feda edilmesi riskinden söz edemiyor.
■ Gelelim en önemli noktaya: Dışişleri Bakanı Fidan’ın, bedel ödenmesi sözü, askeri bir bedel değil. Aksine Ankara-Atina ilişkilerinde kaşıkla topladığımızı kepçeyle geri vermeyelim, kişisel çıkarlar uğruna sağlanan bu ortamı kaybetmek, ödeyeceğimiz bir bedel olur anlamı taşıyor. Dolayısıyla “size bir bedel ödetiriz” demiyor. Eğer Türkiye ile olan ilişkilerinizi iç siyasete alet ederseniz, bunun ödenecek bedeli Türk-Yunan dostluğunun Yunanistan’a sağlayacağı yarar olur diyor.
■ Gözden kaçmaması gereken bir nokta daha var. Ankara, Atina Bildirgesi’nin ruhuna uygun bir şekilde olumlu gündeme odaklanmayabilir, Başbakan Miçotakis ve en çok da Dendias’ın Türkiye’yi hedef alan açıklamalarına doğrudan yanıt vermeyi tercih edebilirdi. Gerçekçi olalım, Fidan, Yunanistan iç siyasetine bir ayna tuttu. Geçenlerde de yazdığım gibi iç siyasette gündemin durmadan Türkiye üzerinden kurulmasının iki ülke ilişkilerine verdiği zarara dikkat çekti.
Ankara’nın pozisyonuna kendi pozisyonumu da ekleyeyim:
Türkiye, şubattan beri Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in ziyaret tarihini bekliyor. O tarih tam üç kere ertelendi.
Yunanistan’daki iç siyaset dengeleri yüzünden eli havada beklemek herkes için yorucu bir durum.
Dışişleri Bakanı, yaptığı açıklamada Yunanistan’da fobik sendromlar yok diyor ama bunu Dışişleri Bakanı Fidan’a söylemesi büyük hata.
Yunanistan’da dışişleri ve savunma bakanlıkları görevlerinde bulunmuş olan Dimitris Avramopoulas daha geçenlerde ne demişti:
“Türkiye’nin rolüne dair algının tehdit ve korku duygusuyla şekillendiği bir saplantı içindeyiz. Türkiye’yi bir tehdit olarak görme saplantımız, yalnızca ülkenin uluslararası konumunu değil, aynı zamanda Yunan vatandaşlarının psikolojisini de olumsuz etkiledi.”
Kötü niyetli olmak istemem, tanıdığım Gerapetritis tahminen Savunma Bakanı Dendias’ın fırsat krizi çıkarmasına engel olmak için bu cümleleri kurmuş olabilir.
Bu açıklamalar diner, bakanlar ve hatta Erdoğan ile Miçotakis önce New-York’ta buluşabilirler ama Bakan Fidan’ın, Türkiye’nin Yunanistan’da iç siyaset malzemesi yapılmasına duyduğu tepki haklı bir tepkidir.
Savunma Bakanı Dendias’ın Dışişleri Bakanı Fidan’ın açıklamalarını, “iç işlerine müdahale çabası” gibi sunmasına çok güldüm.
Başbakanlık merdivenlerinden çıkmak için Türkiye ile çatışma dahil her yolu denemesi muhtemel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Atina’yı ziyaret ettiği gün Fransa ve Gürcistan ile tank tatbikatı organize eden birisinden söz ediyoruz. Türkiye nedeniyle Fransa Büyükelçisi’ne yaptığı diplomatik nezaketsizliğin faturasını, Élysée Sarayı kapısında bekletilen Başbakan Miçotakis ödemişti.
Türkiye’nin ne Yunanistan’ın topraklarında gözü var ne de iç siyasetine ilgisi. Türkiye’nin tek derdi, Atina ile sorunlarını çözmek, Ege’yi barış, Doğu Akdeniz’i zenginliklerin paylaşıldığı alan haline getirmek.
Dışişleri Bakanı Gerapetritis, şundan emin olsun, eleştiri dostlardan gelir, her yaptığınıza evet diyen ya dalkavuktur ya da sizi tuzağa düşürmeye çalışan düşmanınızdır. Bazen düşmanı uzakta değil yakında aramak gerekir…
Categories: Fırsat Gerginliği...
Sende Yorum yap