s

Gösterişçi erkekler çağı

Toplumsal cinsiyet tartışmaları uzun zamandır gündemimizde. Ancak özellikle sosyal medyanın yükselişiyle birlikte, kadın-erkek ilişkilerinde yeni tipolojiler de ortaya çıkıyor. Bunlardan biri son dönemin en dikkat çeken kavramı:'Performative male' yani gösterişçi erkek.

Rol Yapan Duyarlılık

“Performative male”, kendi kimliğini sahne arkasına itip, toplumda “duyarlı” ya da “feminen yanıyla barışık” görünmeye çalışan erkekler için kullanılan bir tabir. Bu erkek tipi K-Pop hayranlığından tote bag taşımaya, feminist kitaplardan matcha latte’lere kadar, kadınların ilgisini çekebileceği düşünülen her türlü sembolü sahipleniyor. Ancak mesele gerçekten bu zevklere sahip olmak değil, onları bir maske gibi takmak.

Sosyal Medyanın Vitrini

TikTok ve Instagram gibi mecralarda bu tiplemenin hızla yayılması tesadüf değil. Çünkü sosyal medya, samimiyetle performans arasındaki çizgiyi bulanıklaştırıyor. Çoğu genç erkek için “duyarlı erkek” imajı, beğeni toplamanın ve ilişki kurmanın kestirme yolu haline geliyor. Yani mesele Clairo dinlemek değil, Clairo dinlediğinigöstermek.

Feminist İmajın Ticarileşmesi

Buradaki ironiyi görmek zor değil. Feminist mücadele yıllarca kadınların görünürlüğü ve eşitliği için verildi. Şimdi ise bazı erkekler, bu mücadelenin sembollerini bir “aksesuar” gibi kullanıyor. Tote bag’in üzerindeki slogan, çoğu zaman kişinin gerçek hayatındaki davranışlarıyla çelişiyor. Bu yüzden eleştirmenler, “performative male” fenomenini yalnızca bireysel sahtekârlık değil, aynı zamanda feminist söylemin ticarileştirilmesi olarak da yorumluyor.

Maske Düşerse…

İlişkilerdeki en büyük tehlike ise, bu gösterişin uzun süre taşınamaması. Bir noktada gerçek kimlik ortaya çıkıyor. O zaman da partner, karşısındaki kişinin aslında feminist duyarlılıkla değil, yalnızca “kısa vadeli çıkarlarla” hareket ettiğini fark ediyor. Bu da güven krizine ve hayal kırıklığına yol açıyor.

Samimiyetin Değeri

Elbette kimsenin sevdiği müziği ya da okuduğu kitabı sorgulamak haddimize değil. Ama “performative male” tartışması bize şunu hatırlatıyor:samimiyet hâlâ en değerli şey.Feminist görünmek, feminist olmakla aynı şey değil. Bir tote bag ya da matcha bardağıyla değil; günlük hayattaki davranışlarımızla, tutarlılığımızla, ilişkilerimizdeki dürüstlüğümüzle ölçülüyor kim olduğumuz.

Kısacası, performatif kimlikler çağında en radikal eylem belki de basit: Kendin olmak.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.