s

270 yıl sonra!

Bazı saatler zamanı ölçmez, insanlığın zamana olan ebedi ilgisini bazen bir öyküye bazen bir sanata hatta bir evrene dönüştürebilir. Vacheron Constantin’in Louvre Müzesi’nde sergilenen La Quête du Temps (Zamanın Peşinde) adlı astronomik saati bu düşünceyi somutlaştırıyor. 17 Eylül- 12 Kasım 2025 tarihleri arasında Louvre’un “Mécaniques d’Art” (Mekanik Sanatlar) sergisinde Antik Çağ, Rönesans ve Aydınlanma Çağı’na ait 11 saat arasında yer alan bu devasa masa saati, uzun tarihi boyunca kesintisiz üretim yapan markanın 270. yıldönümünü kutlamak amacıyla “inşa edilmiş” bir eser.

La Quête du Temps, Eski Mısır’dan 2350 yıllık bir su saati ve 5 yaşındayken tahta oturduktan sonra 59 yıl hüküm süren XV. Louis’ye (1710-1774) sunulan Pendule La Création du Monde (Dünyanın Yaratılışı) saatiyle aynı yerde sergilenerek zaman ölçümünün evrimini gösteriyor. Antik Çağ’a uzanan bir geleneği temel alarak zaman, evren ve insan arasındaki bağlantılara işaret eden bu saat, aynı zamanda Aydınlanma Çağı’na ve insanın zamana olan ebedi hayranlığına bir övgü. Vacheron Constantin ile Louvre Müzesi arasındaki iş birliği, 2014’ten beri devam ediyor.

La Quête du Temps, yedi yıl süren birçok bilim, mühendislik ve sanat dalının eşlik ettiği bir çabanın ürünü, toplam 6 bin 293 mekanik parçadan oluşan ve 23 işleve (saat/dakika, daimî takvimi oluşturan gün, tarih, ay, artık yıl, Ay evreleri, gündoğumu, günbatımı ve güç rezervi göstergesi gibi) sahip astronomik bir saat. Saatçilik ustalığını, süsleme sanatlarını, hassas mühendisliği, müzik ve mekanik heykelcilik gibi 15’ten fazla uzmanlık dalını bir araya getiren bu eser, işlevsel bir zaman ölçme komplikasyonu olarak bir otomata yer veren ilk saat olma özelliğini de taşıyor.

Bir metreden biraz uzun (107 cm) ve 150 kilo ağırlığında olup mekanik bir hafıza sistemiyle yönetilen bu saatin merkezinde bağımsız otomat ustası François Junod’un tasarladığı altın renkli bir gökbilimci figürü 144 farklı şekilde sürekli hareket ederek zamanı işaret ediyor. Gökbilimci gündüz/gece göstergesi görevi gören bir yarımkürenin üzerinde, çift halkalı bir dairenin içinde yer alıyor. Bu figür, gökyüzüne uzanıp Ay’ı, yıldızları ve saati gösterirken, Woodkid’in bestelediği mekanik bir melodi ona eşlik ediyor. L’Épée 1839 firması da bu projeye katkıda bulunan bir başka ünlü marka.

Saatin 40 cm çapındaki cam kubbesinde 17 Eylül 1755’te, sabah saat 10:00’da Cenevre’nin üzerinde bulunan yıldızların olduğu elle boyanmış (sadece bu işlem altı ay sürmüş) bir gökyüzü haritası bulunuyor. Bu tarih önemli, çünkü 270 yıl önce 24 yaşındaki Jean-Marc Vacheron’un, ilk çalışanı Jean François Hetier ile markanın doğum belgesi olan noter onaylı çıraklık sözleşmesinin imzalandığı gün.

Vacheron Constantin, son olarak bu büyük masa saatiyle birlikte Métiers d’Art Tribute to The Quest of Time isimli kadranında altın renkli bir insan figürünün sağ eliyle saati, sol eliyle dakikaları gösterdiği bir kol saatini duyurdu. La Quête du Temps’ın ruhunu bileğe taşıyan, üç boyutlu bir Ay evreleri göstergesiyle donatılmış 43 mm çapında beyaz altın kasalı bu saatin arka yüzünde yukarıda sözü edilen aynı yıldız haritası yer alıyor.

17 Eylül 1755’ten 270 yıl sonra bir akşam üzeri Mehmet Güreli’nin ünlü şarkısında geçen “Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?” sorusunu tekrarlayarak bütün bu işlere bakınca saatçiliğin teknik bir mesele değil, felsefe, sanat ve insan ruhunun bir yansıması olduğunu anlıyorum.

Categories: 270 yıl sonra!

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.