Türk hakemliğinde KARA ÇAĞ
Popüler kültürde önemli dönüşüm ya da sarsıntı yaratan olaylara tarihsel olarak ‘’milat’’ sözcüğüyle not düşüyoruz. Türk futbol hakemliğinde 8 Mart 2022 bir milattır. MHK, kulüplerin genel şikayetlerini de dikkate alarak etkin kulis çekişmelerinde öne çıkan eski bir hakemin yönlendirmesiyle 13 faal hakemi azletti.
Türk futbolunun en başarılı hakemi Cüneyt Çakır, UEFA ve FİFA’nın düzenlediği en önemli lig ve kupaların finallerinden sonra tam da Katar’daki 2022 Dünya Kupası finalini yönetecek ‘’favori hakem’’ olarak aday gösterilirken, 12 arkadaşı ile birlikte 8 Mart operasyonunda ‘’kurban’’ olarak seçildiler. Cüneyt Çakır, Ali Palabıyık, Abdülkadir Bitigen, Fırat Aydunus, Bahattin Şimşek, Burak Şeker, Suat Arslanboğa, Hüseyin Göçek, Mert Güzenge, Tugay Kaan Numanoğlu, Alper Ulusoy… Kimi final rüyalarından kimi de ekmek parasından oldu. Neyse ki tahkim kurulu utanç verici operasyonu iptal edip tüm hakemlere onurunu iade etti.
8 Mart’ın unutulacağını zannettik. Kabaca bakarsak evet, unutuldu ama farklı semptonlar zuhur etti. Halil Umut Meler gözünün tam da üstüne başkan yumruğu yedi. Travmaya rağmen göreve devam etmek istedi. Ancak geçenlerde koşu sınavını geçemediği için kariyerine son verdi. Listedeki her hakemin birer trajik öyküsü var. Ama o listeye dahil olmayan Halis Özkahya da farklı bir akıntıda boğuldu. Anımsatalım Gaziantep - Kasımpaşa maçını 5 dakika erken bitirdiği için, yardımcılarından da hiçbir yardım alamayarak düdüğüne veda etti.
Türkiye Futbol Federasyonu başkanları ve kulüpler için 8 Mart operasyonu Merkez Hakem Kurulu’nun bir tür pasifize edilmesine yol açtı. Başkanlar bizzat açıklamalar yaparak önemli hakemlerin farklı şekillerde “iplerinin çekildiğini” açıkladılar. Arda Kardeşler bu açıklamaların son örneğidir. Geleneğin (!) devamına da hazır olmalıyız.
Tam da burada bir halk hikayesine başvuralım. Sarı Öküz’e. Aslan sürüsünün reisi otlaktaki öküzlerin başıyla pazarlık yapmış. Sarı öküzü verirlerse başka saldırı olmadan hayata devam edeceklerini anlatmışlar. Sarı öküz afiyet ola! Tabii sonraki porsiyonlar için sürü birer birer azalarak kaybolmuş. Bu öyküdeki sarı öküz futbolumuzun hakemleri oluyor çünkü onlar arkadaşları birer birer yenilip yutulurken hiç seslerini çıkarmadan, bıyık altından gülerek mutlu oldular. Ama görüyorum ki her yıl, her sezon sarı öküzler birer birer gidiyor. Bu sessizliği protesto ediyorum.
FİFA’daki abiler, ablalar
Şimdi isim vermek istemiyorum. 8 Mart ve devamındaki hakem erozyonu, genç hakemlere FİFA yolunu açtı. Ne var ki eskiden tek tük örnekleri görülen “İngilizce yetersizliği” bu defa birkaç hakemin yolunu kapattı. Kimisi bir veya iki maç yöneterek kenara çekilirken kimileri de hiçbir maçta düdük öttürmeden FİFA kokartı takmanın keyfini yaşıyor.
Kadın hakemlerimize gelince… Bunlar erkeklerle - maaşallah aynı koşuları yapıp zamanı tutturuyorlar. Ne var ki maalesef İngilizce’den çakıyorlar. İşin kötüsü FİFA da sık sık yazılı olarak Federasyonu bilgilendirip, İngilizce’den yoklama çekiyor.
Kaçkar dağlarında Mont Blanc Keyfi
Altmış yıldır aklımın ermediği spor dalı dağcılıktır. O dağları müsabaka yeri olarak bilmem. Genel olarak dağcılar yarışmaz, yardımlaşırlar. Ne var ki herkesi yarıştırıp ödüllendirmeye meraklı sistem 2003 yılında muhteşem bir yarış düzenlemeye başlamış. UTMB… Dilimizdeki karşılığı “Mont Blanc’ın Ultra Patikacıları” olabilir. Efendim Kaçkar dağlarımız adı geçen örgüt tarafından bizim Mont Blancımız olarak kabul edildi ve Rize yaylarından başlayan patika yarışına 1800 yerli ve yabancı atlet katıldı. Muhteşem organizasyon daha ilk denemesinde yoğun ilgi gördü, takdir edildi. Sportif sonuçlar uluslararası kayıtlara geçti. Bu arada… Erenköylü kuyumcu arkadaşım Mehmet Ekinci, 50 kilometrelik patika yarışında 50 yaş sekizincisi, tüm kategorilerde de 143. oldu.
Categories: Türk hakemliğinde KARA ÇAĞ
Sende Yorum yap