Rezil ettiniz hakemliğin itibarını
Serdar Akçer eski FIFA hakem eğitimcisi ve eski süper lig yardımcı hakemi olmanın yanı sıra, futbol dünyasındaki gelişmeleri yakından takip eden titiz bir gözlemcidir. Geçtiğimiz günlerde UEFA Hakem Departmanı’nın üst düzey hakemlerine gönderdiği e-postayı gündeme getirdi.
Chris Wild imzalı iletide şu ifadeler yer alıyordu:
“Basında Türkiye’deki bazı hakemlerin bahis hesaplarına sahip olduklarına dair haberleri okumuş olabilirsiniz. Bu durum bazı hakemlerin cezalandırılmasına yol açmıştır. Bu vesileyle herkese, hakemlerin futbol maçları üzerinden bahis oynamalarının -ister bu maçlarda görevli olsun, ister olmasınlar- asla uygun bir davranış olmayacağını hatırlatmak isterim. Nitekim her UEFA maçı görevlendirmesini kabul ettiğinizde UEFA’nın hüküm ve şartlarını da kabul edersiniz. UEFA disiplin talimatının 6 (c) maddesine göre hakem ‘Doğrudan veya dolaylı biçimde bahis ve benzeri faaliyetlere katılmaktan, bu tür faaliyetlerde mali çıkar elde etmekten kaçınmak zorundadır.’ Muhtemelen bunu hatırlatmama bile gerek yoktur, ancak mesaja dikkat ettiğiniz için teşekkür ederim.”
Ne kadar utanç verici bir durum değil mi? Okuyunca hicap duydum. Türk futbolunu ve hakemliğini bu denli itibarsızlaştıranlara lanet olsun. FIFA ve UEFA nezdinde Türk hakemliğinin geldiği nokta bu işte. Sebep olanlar, gurur duyun eserinizle!
Kimin adaleti?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı futboldaki bahis soruşturması kapsamında aralarında hakem, kulüp başkanı ve yöneticilerinin de bulunduğu 21 kişi hakkında gözaltı kararı verdi. Gerekçe; görevi kötüye kullanmak ve maç sonucunu etkilemek.
Skandalın sadece hakemlerle sınırlı kalmayacağını sağır sultan biliyordu. Önemli olan kapsamın ne kadar genişleyeceği.
Konu Futbol Federasyonu’nun inisiyatifinden çıktı. Yasa dışı bahis iddiaları yargının yetki alanında.
TFF talimatlarına göre bir yıllık cezası bitince tekrar başkanlık, yöneticilik, teknik direktörlük, futbolculuk, menajerlik yapmak mümkün iken, skandala adı karışanların 6222 sayılı yasaya göre sürekli hak mahrumiyeti ve hapis cezası alması öngörülüyor. Ama 45 gün men cezası alan hakemin geri dönüşü olmuyor.
Kim daha kirli, kim daha pisliğe bulaşmış, kim haksız yere suçlanmış, düğümü çözmek mahkemelerin görevi.
Değer verdiğim ve önemsediğim bir haber kaynağım skandal patlak verdikten sonra şöyle demişti; “Sırf yasa dışı bahis ve şike yapabilmek için kulüp satın alan insanlar var. Bu işlere hizmet edecek teknik direktör, futbolcu ve menajeri ayarlıyorlar. Devletin ilgili birimleri takipte. Yakında kokusu çıkacaktır.”
O koku ne kadar yükselecek, nereleri rahatsız edecek, yumağın sonunda ip kimlerin elinde kalacak göreceğiz.
Soru şu; adaletin gücü mü, güçlünün adaleti mi?
Şimdi mi birlik oldunuz?
Adı bahis skandalına karışan hakemler hafta içinde ortak bir açıklama yaptı. Disiplin kuruluna sevk edilen ve çeşitli cezalar alan 152 hakem adına basına dağıtılan metinde en dikkat çekici ifade “kelle almaya bizden başlandı” cümlesiydi.
Açıklamayı kim hazırladı bilmiyorum. Muhtemelen hakemlere yakın, onlara danışmanlık yapan, yol gösteren ve hukuki işlerini takip eden biri veya birileridir.
Benim sorum şu; Türk hakemliği son üç yıl içinde üç ağır operasyon yaşadı. Onlarca isim haksızlığa uğradı, aforoz edildi.
Bir tanrının kulu çıkıp tepki verdi mi? Sesini yükseltti mi? Meslektaşları ile dayanışma gösterdi mi?
Yıllardır camianın içindeyim, tespitim hakemin en büyük düşmanı hakemdir.
Rekabetin adı maddi- manevi çıkar, başarı ve yükselmenin formülü “torpil” olmuştur. Konu çıkar olunca kimse babasını tanımaz.
Bu ortamı yaratan ise maalesef futbolu yöneten basiretsiz, liyakatsiz yöneticilerdir.
En büyük işkence
“Zeki bir insan için en büyük işkence, cahillerin tercih ettiği bir düzende yaşamaktır”
Stephen Hawking
Categories: Rezil ettiniz hakemliğin itibarını
Sende Yorum yap