Kayıp Galatasaray
Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü bedeninin aramızdan ayrılışının 87. yılında sevgi, saygı ve minnetle anıyorum. O’nun ışığı, yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor. Bu aydınlık yolda, O’nun ve devrimlerinin izindeyiz.
Çarşamba gecesi Şampiyonlar Ligi’nde Ajax deplasmanında aldığı 3-0'lık görkemli galibiyetin moraliyle çıktı Kocaelispor karşısına Galatasaray. Milli ara ve Avrupa Kupaları maçları sonrasında dönüş her zaman zordur. Ancak sarı- kırmızılıların, Kocaeli karşısındaki halini bununla açıklayamayız. Evet, yorgunluk olduğunu kabul ediyorum. Ancak Ajax galibiyetinin getirdiği moralin, sahaya bir nebze bile olsa bir enerji yayması gerekirdi. Ama o bile yoktu Cim Bom’da. Kısacası tam anlamıyla kayıp bir Galatasaray vardı ve bu durum üç puan kaybıyla sonuçlandı.
Esasen Okan Buruk’tan futbolculara kadar yayılan bir formsuzluk söz konusuydu. Buruk, Kocaelispor gibi taraftarıyla etkileşime girdiğinde son derece zorlu olan bir deplasmanda, en yakın rakibi ile puan farkı dörde inmiş ve de rakibi maçını kendisinden sonra oynayacakken hangi mantıkla Icardi’yi Osimhen ile birlikte ilk on birde sahaya sürdü? Bir türlü tam olarak hazır hale gelemeyen Icardi’yi, iç sahada nispeten rahatlayan maçların ikinci yarılarında sahaya sürebilirsiniz. Ama Kocaeli gibi zorlu bir deplasmanda onu ilk on birde başlatmanın harakiriden bir farkı yok. Hele bir de ona, Barış Alper Yılmaz’ın artık kronik hale gelen moralsizliği ve bunun tetiklediği formsuzluğu da eklenince işler iyice sarpa sardı sarı- kırmızılılarda. Evet, Ajax mücadelesinde oyuna girdikten sonra etkili oldu Barış Alper. Fakat yine de tam olarak tatmin edici değildi ve birtakım eksiklikleri vardı. Kocaeli maçında ise tekrar o kötü haline geri döndü. Aldığı topların neredeyse tamamını kaybetti. Osimhen’in karşı karşıya yakaladığı iki pozisyonda da doğru koşuları yapamadığı için doğru pas opsiyonu olamadı. Yaptığı tek olumlu hareket, ofsayt gerekçesiyle iptal edile golde topu kafayla Osimhen’e indirmesiydi. Bütün bu kötü haline rağmen onu doksan dakika sahada tuttu Okan Buruk. Açık konuşalım; Barış Alper Yılmaz’ın bu haliyle bırakın ilk on biri, kulübeyi bile zor görmesi lazım.
Formsuz Okan Buruk, benzer bir hatayı Icardi’yi ikinci yarının başında oyundan çıkartmayarak yaptı. Icardi, bağlantı rolünü oynayamadı. Bu nedenle, zaten yorgun olan Galatasaray orta sahası iyice zafiyet gösterdiği gibi hücumda da etkin olunamadı. Icardi’nin Osimhen’e yarardan çok zararı dokundu. Oysa ikinci yarıya Arjantinlinin yerine Sara ile başlanması,
hücum anlamında daha fazla üretkenlik doğurabilirdi. Bu durumda Torreira’nın sakatlanıp çıkmak zorunda kaldığı 64’te de Kaan Ayhan sahaya sürülürdü.
Gerçi ilk on birdekiler kadar sonradan oyuna girenler de çok etkili olamadılar Galatasaray’da. Örneğin Sara göz doldurucu bir performans sergiledi mi derseniz, cevabım hayır olacaktır. Çok kötü geçen bir ilk yarının ardından ikinci devrenin başında saman alevi misali bir hareketliliğin sonrasında yeniden ilk yarıdaki haline dönen ve ikinci yarının ortalarından itibaren hareketlenip oyunu rakip sahaya yıkan ama bunu pozisyona dönüştürmekte sıkıntı yaşayan, üretemeyen bir Galatasaray vardı. Evet, Sara da oyuna girdikten sonra hareketli gibi gözüktü ama o da kesinlikle tatmin edici bir performans sergileyemedi. Kısaca, oyuncuların büyük çoğunluğu kötüydü sarı- kırmızılılarda. Davinson Sanchez gibi bir oyuncu bile gerçek performansının çok uzağında kaldı. Örneğin Galatasaray’ın yediği gol. Galatasaray gibi bir takım böyle gol yer mi? Agyei, sarı- kırmızılı iki oyuncuyu ekarte etmesinin ardından Sanchez’in de devre dışı kalmasıyla Uğurcan’ın kapattığı köşeden güzel bir gol attı.
Gelgelelim Osimhen, adeta bir kardelen gibiydi. Oyuna, skora isyan etti; koştu, çalıştı, çabaladı, mücadele etti. Onun ortaya koyduğu mücadelenin ve ruhun birazını bile sergileyemedi çoğu Galatasaraylı oyuncu.
Kocaelispor, iyi oynadı ve haklı bir galibiyet aldı. Yeşil- siyahlılar; özellikle ilk yarıda etkili bir ön alan baskısı yaptılar ve Galatasaray’ın pas alanlarını iyi kapattılar. Galatasaray’ın daha fazla ön alanda gözüktüğü ikinci yarının ortalarında da iyi savunma yaptılar. Elbette sarı- kırmızılı futbolcuların bu bölümde yaptıkları top kayıpları ve hatalı tercihler de ev sahibi takımın işini oldukça kolaylaştırdı.
Galatasaray’ın ve de özellikle Okan Buruk’un bu maçtan çıkartması gereken çok ders var. Bazen bir musibet bin nasihatten iyidir. Belki Galatasaray yönetimi ve Okan Buruk, bu vesileyle bazı oyuncuları milli arada kendilerini toparlamaları için zorlar. Çünkü artık bazılarına bulundukları yerin ve formanın ağırlığını hatırlatmanın zamanı geldi!
Categories: Kayıp Galatasaray
Sende Yorum yap