s

Düzeltme yoksa 2026 da yok

Turizmcilerimiz öyl e dertli ki, artık onlara “nasılsınız” demeye bile çekinir hale geldik..

Tabii ki birinci dertleri, malum döviz kuru..

Döviz kurunun maliyetler oranında artmaması, sektörün nefesini kesiyor.

***

Son birkaç yıldır karlılıkları en düşük seviyeye inmiş durumda.

Yenileme ve yatırım yapamıyorlar.

İşletme maliyetleri yükselince, konaklama fiyatları da yükseliyor doğal olarak.

Bu da Türkiye’yi pahalı bir ülke konumuna getiriyor.

Bugün 1 Euro yaklaşık 49 TL.

Ancak reel piyasa koşullarına ve turizmcilerin hesabına göre 57 TL civarında olması gerekiyor.

Aradaki bu fark, bırakın yerli turisti, Türkiye’ye gelen turistin satın alma gücünü bile yüzde 15 azalttı.

***

Sektörün uzmanları, 2021’de bin Euro ile Türkiye’de 10 gün tatil yapabilen bir Avrupalı turistin, bugün aynı bütçeyle 6-7 günü ancak karşılayabildiğini söylüyor.

Bu da Türkiye’yi pahalı bir bölge haline getirdi.

***

Gurbetçi vatandaşlarımız açısından da tablo farklı değil.

Almanya veya Fransa’da 2 bin Euro kazanan bir vatandaşımızın geliri bugün yaklaşık 98 bin TL’ye denk geliyor.

Türkiye’deki temel giderler ile konaklama ve ulaşım giderlerinin Avrupa fiyatlarını yakalaması, buna karşılık dövizin baskılanması yüzünden, yabancı turist kadar gurbetçi turist de Türkiye’yi pahalı buluyor.

***

Sıkıntılar bu kadarla kalsa iyi.

Fakat kalmıyor..

***

Maalesef turizmci tarafında tablo epey ağır.

Elektrik giderleri son bir yılda yüzde 85, personel maliyetleri yüzde 110, gıda ve içecek maliyetleri yüzde 130 arttı.

Ancak dışarıdaki rakipleri dikkate alarak dövizle belirlediğimiz fiyatlar, kur baskılanınca bu oranların yanına bile yaklaşamadı.

***

2021’de yüzde 20 seviyelerinde olan kâr marjı bugün birçok tesiste yüzde 4-5 bandına geriledi.

Yani gelir döviz, gider TL olunca denklemin tamamı turizmcinin aleyhine döndü.

***

Ben Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği’nin (ETİK değerlendirmelerine çok güvenirim.

ETİK Başkanı, Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, yukarıda sıralanan şartların sürdürülebilir olmadığını üzerine basa basa vurguluyor.

Turizmcilerin artık önünü göremediğini, yeni yatırım planlarını sürekli ertelediklerini ve çoğu işletmelerin zararına çalıştığını belirtiyor.

Ancak, en çarpıcı cümlesini şöyle kuruyor:

***

“Bu tablo 2026 yılında da, aynı şekilde devam ederse, turizm sektörü için kelimenin tam anlamıyla bir hüsran yılı olur. Ne yabancı turist Türkiye’yi uygun bulur, ne de işletmeler bu maliyet yükünü taşıyabilir.”

***

Yetkili makamların bu uyarıları ve sorunları dikkate almaları şarttır.

Çünkü turizm sektörü, ihmal edilecek, gözden çıkarılacak, feda edilecek bir sektör değildir.

Ülkemize getirdiği dövizle cari açıkları kapatan, 60 yan sektörü daha ayakta tutan ve büyük istihdam sağlayan bir sektördür.

***

O yüzden, gelin ETİK’in ve Başkan İşler’in çağrılarına kulak verin.

Dünyada her gün çoğalan ve güçlerini katlayan rakiplerine karşı rekabet gücünü bu şekilde yok etmeyin.

Sistemin sürdürülebilirliği için, piyasa gerçeklerine uygun bir döviz politikası oluşturun.

Maliyetlerin dengelenmesini ve öngörülebilir bir ekonomik program yapılmasını sağlayın.

***

Yoksa..

Belli ki 2026 da yok!..

Categories: Düzeltme yoksa 2026 da yok

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.