s

Katil ateşkesi fırsata çevirdi...

Gazze’deki ateşkes, defalarca ihlal edilmesine, İsrail’in Gazze’den çekilmesi ve çok uluslu gücün konuşlanması henüz gerçekleşmemiş, hatta ciddi sıkıntılardan kaynaklı kırılgan bir süreç olmasına rağmen geçerliliğini koruyor. Bunu zorlayan da her ne kadar Trump faktörü, bir kişinin siyasi iradesi denilse de küresel vicdan, dünya halkları aslında... İsrail’in uyguladığı Gazze ablukasına, acımasız katliam politikalarına verilen tepkilerle Netanyahu’ya baskıya ve ateşkese mecbur kıldılar dünya liderlerini... Yoksa insanlık dramı çok daha büyük acılara doğru sürüklenecekti... Dolayısıyla bu kırılgan süreçte de İsrail’e karşı başlayan küresel kolektif hareketin, sokaklardaki duyarlılığın durmaması, insani değerlere sahip olan herkesin aynı kararlılıkla tepkisini devam ettirmesi kritik önemde... Ancak nasıl olsa ateşkes sağlandı, İsrail anlaşmaya zorlandı, Gazze’ye yiyecek ulaşmaya başladı, çocuklar açlıktan ölmeyecek, artık Netanyahu katliam yapamaz gibi iyimser düşünceden kaynaklı bir hava, gevşeme durumu var sanki... Yalnızlaşan İsrail’in tek istediği de bu aslında... Yaptıkları katliamı, soykırımı, savaş suçlarını unutturmak, dünyadaki olumsuz imajını düzeltmek. Algı operasyonlarıyla da yeni saldırılar, katliamlar için bahaneler uydurmak... Şeytani yutturmaca taktikleriyle yaptıkları, yapacakları alçaklıklara meşruiyet kazandırma fırsatı yaratma durumu yani... Dünya bu oyuna gelmemeli. Katil Netanyahu ve İsrail’e tepkiye devam etmeli...

★★★

Sanılıyor ki; sessizlikte diplomasiyle bu iş çözülecek falan, umarız öyle olur ama şu anki görüntü endişe veriyor... Bölgeden, sahadan gelen haberlere, gelişmelere bakıldığında İsrail’in Gazze’den değil çekilmek, hâlâ Filistin topraklarına çökme kararlılığında olduğu ortada zira… Ateşkesi fırsata çeviren, dönüştüren İsrail Kara Kuvvetleri unsurları, Kassam Tugayları’nca pusuya düşürülme tehdidi, korkusuyla daha önce gidemedikleri yerlerde garnizoncuklar oluşturuyor, kritik noktalara çöküyorlar... Ateşkese uyan Hamas nasıl olsa bize bir şey yapamaz diye... Bunları da öyle yerlerde yapıyorlar ki Gazze’yi doğu-batı istikametinde birbirinden ayırıyor, bölüyorlar. Tıpkı Batı Şeria’da yaptıkları gibi… Orada da Filistin mahalleleri arasına sokulan yerleşimci adındaki gaspcılar nedeniyle bölünme söz konusu malum... Örülmüş yüksek duvarlarla mahallelerin birbirleriyle irtibatı güvenlik palavrasıyla koparılmış durumda... Şimdi aynı alçaklığı Gazze’de de uygulamak hesabındalar... Aşağılık niyetleri belli: Gazze’yi küçük küçük parçalara bölüp, insanları da orada toplayıp direnişi, Hamas’ı yok etmek. Buna dönük İsrail yoğun keşif ve istihbarat faaliyetleriyle tünelleri keşfetmeye çalışıyor, kendilerine göre hedef tespitleri yapıyor bir yandan da... Şimdilerde Gazze’de yoğun bombalı saldırılar içeren bir savaş durumu olmasa da İsrail savaşın silahsız kısmını aralıksız sürdürürüyor açıkçası. En başta da insani yardım malzemelerinin girişini engelleyerek... İsrail işgal güçleri çekilmiyor, tam tersi Filistin topraklarına çökme, kalıcı olmaya dönük sinsi planın saha ayağını, hazırlıklarını geliştiriyor yavaş yavaş... Bu kirli, aşağılık tezgâhın siyasal şekillendirmesini de her zamanki gibi ABD yapıyor...

★★★

Dolayısıyla Washington-Tel-Aviv hattında hak, hukuk, vicdan, değil; bildik İsrail çıkarlarının öncelik olduğu açık... Uluslararası İnsancıl Hukuk denildiğinde bile... Mesela Trump’ın 20 maddelik Barış Planı’nın 7’nci maddesi neydi? “Anlaşmanın kabulüyle Gazze Şeridi’ne acil insani yardım gönderilecek.”

Bu ne demek? Şartlı yardım. Anlaşma olmazsa insani yardımda yok. Çocuklar açlıktan ölmüş, ölüyor kimin umurunda... Anlaşma olduğunda da durum pek değişmedi zaten. İsrail açlığı silah olarak kullandı, kullanıyor hâlâ... Bu durumda da olması gereken ABD’nin duruma müdahale etmesi elbette… Ama ABD Dişişleri Bakanı Rubio, yine şartlı olarak daha yeni ne dedi? “İnsani yardım ve inşa sürecinde iyileşme görmek isteniyorsa, Hamas’ın silahsızlandırılarak güvenliğin sağlanması gerekir.”

İnsani yardımın şartı şurtu mu olur? Ya da bir gücün, tarafın takdirine, insafına mı bırakılır?.. Adı üstünde kıtlık, çatışma gibi krizlerde hayat kurtarmak ve acıları hafifletmek için tasarlanmış bir acil zorunluluk, sorumluluk bu....

Yani İsrail’e koşulsuz destek, koruyup, kollama anlamında Trump’da Biden’den farksız... Aynı şeyi yapıyorlar,farklı yollardan yürüyorlar sadece...

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.