Dengeleri değiştiren cevap
“Gala gecesinde kriz”, “Şükran Ovalı’nın o soruya cevabı olay oldu”, “tepkisi viral” oldu… “Sert çıkışı gecenin tüm dengelerini değiştirdi”… Bunların hepsi “Fora” oyununun gala gecesini aktaran magazin haberlerinden alındı. Hani sanırsınız Şükran Ovalı birdenbire kasırga oldu magazin muhabirlerinin üzerine yağdı. Videoyu izlediğinizdeyse magazin muhabiri arkadaşın sormaya hazırlandığı soruyu daha havadayken kapıp kıvrak bir şekilde gereken cevabı verdiğini görüyorsunuz. Gelmekte olan soru oyunda sevgili oynadığı Kubilay Aka ile aralarındaki (asla fark edilmeyen ama konu bu değil) yaş farkına dair. “Daha Efendim Kubilay Aka ile” derken “Evet, yaşça büyük sevgilisini oynuyorum” cevabı geliyor Ovalı’dan.
İtiraf edeyim, oyunda aman aman bir yaş farkı fark etmemiştim, Ovalı ile Aka’nın arasındaki yaş farkının da farkında değildim. Şükran Ovalı “Oyunda öyle fazla fark yok, gerçek hayatta var tabii, 10 yaş var” deyince öğrendim. Ama mesela Kubilay Aka’nın oynadığı “İnci Taneleri”nde Yılmaz Erdoğan’a âşık olan iki kadının birinin ondan 10, diğerinin 25’ten fazla küçük olduğunu fark etmiştim. Bu sezon başlayan pek çok dizinin ‘jön’lerinin 40’ları 50’leri zorladığını, buna karşılık partnerlerinin 30’dan gün almadığını da.

Erkeklerin uzun süren kariyerinde gözümüz yok da buna karşılık kadınların hızla yaşlandırılıp resimden çıkarılmasına var. Ama bakınız, sonunda tiyatro sahnesinde bile gelen soru bu ve Şükran Ovalı’nın son derece yerinde “Biraz da kadınlar büyük olsun” ‘sert’ yanıtı ‘gecenin dengelerini değiştiriyor’. Ne diyelim, umarım sadece geceyle kalmaz piyasanın da dengelerini değiştirir.
★ ★ ★
Aile toplanır, kıyamet kopar
Galası yapılan “Fora”, seyirciyle ilk kez 29. İstanbul Tiyatro Festivali’nde buluşan Luz Creative yapımı bir oyun. Aile bireylerinin bir araya geldiği şık bir İtalyan restoranında geçiyor. Dominant bir anne (Şenay Gürler), az konuşan bir baba (Şerif Erol), bir baltaya sap olamadığı gerekçesiyle babası tarafından hor görülürken annesinin kayırdığı oğul Cem (Kubilay Aka) ve onun ailesiyle tanıştıracağı kız arkadaşı Banu (Şükran Ovalı). Bir noktadan sonra da bir süredir görüşmedikleri kız evlat Cemre (Aslı İnandık) katılıyor aralarına. O da babasının göz bebeği, annesinin derdi. Bir aile toplanır, söylenmeyenler söylenir, işler çığrından çıkar oyunu.
Mert Öner’in sahneye koyduğu “Fora”, prova aşamasındayken iki sebepten dikkat çekmiş ve merak edilmişti: “Kar Kuyusu”, “Körburun” gibi romanların yazarı, Attilâ İlhan ve Yunus Nadi roman ödüllerinin sahibi Hikmet Hükümenoğlu’nun yazdığı ilk oyun olmasıydı ilk sebep. Hepimiz bu çok sevilen yazarın kaleminden çıkacak metni merak ediyorduk. İkincisi de ünlü ve parlak bir oyuncu kadrosuna sahip olmasıydı. Bir araya gelmesi zor bir ekipti sahiden, “Fora” ekibi. (Yukarıda saymadığımız bir de aile dışından garsonu ve ambulans görevlisini oynayan Eray Karadeniz var.)
Ancak bir yazarın iyi bir romancı olması aynı derecede iyi bir oyun ortaya çıkacağı anlamına gelmeyebiliyor. “Fora”nın da anlatmaya soyunduğu “aile bağları, kuşak çatışması ve bireylerin kendilerini bulma çabası”nı yazarının oyun sonrası soru – cevapta sözünü ettiği “mizah pelerinin” altına yerleştirebildiğini söylemek zor. Hani bazı noktalarda ne dokunaklı olabiliyor ne de komik.
Yönetmen Mert Öner’in tempolu bir reji benimsediğini, karakterleri yüzleştirdiği aynaların oyuna boyut kattığını belirtelim (Dekor tasarımında Burak Etöz, ışık tasarımında Yasin Gültepe’nin imzası var.) Bu temponun hakkını veren, uyumlu bir ekip oyunculuğu oyunun artılarından.
Categories: Dengeleri değiştiren cevap
Sende Yorum yap