Kara kitabın sırrı ve Avrupa Birliği...

- Savvas Menikos 6 çocuk babası, 50 yaşında sıradan bir işçiydi, AKEL’e bağlı PEO adlı sendikaya üyeydi.
23 Mayıs 1958’de Lefkoniko’da yakalandı, bir okaliptus ağacına bağlandı ve çocuklar dahil köy halkının gözleri önünde taşlanarak ve dövülerek öldürüldü. Cesedinin yanına bir bildiri bırakıldı, o bildiride EOKA tarafından cezalandırıldığı yazıyordu.
- Figenia Fantis, eşi Michael Fantis ve kızları Cristallou Pettimeridou, Troodos’taki bir köyde katledildi. EOKA yayımladığı bildiride aileyi “milli davaya ihanetle” suçladı.
- Liste tam 203 kişiden oluşuyor. Aralarında 13 yaşında bir kız çocuğu da var; Mesoyi köyünde katledilen iki Rum genç, 32 yaşındaki bir başka Rum kadın, uzayıp gidiyor kurbanların listesi.
- Bu kurbanların çoğu EOKA’ya karşı oldukları ve hatta komünist oldukları gerekçesiyle katledildiler. Yüzleri maskeli EOKA mensupları bazen kahvehanelerde bazen sokakta insanları infaz ettiler.
- EOKA’nın insan kaynağı Kilise bu katliamları hep destekledi. Aksi olsa Savvas Menikos, bağlandığı ağaçta taşlanırken, köydeki kilise aralıksız çan çalmazdı.
- Naziler, Yahudi kadınların saçlarını kesiyordu ya, EOKA mensupları da muhbir ya da komünist olduğu gerekçesiyle kadınların saçlarını kestiler. Katledilen 203 Rum’un yanında EOKA saldırılarından yaralı kurtulan 288 de Rum var.

- Enosis’e karşı ya da komünist olmak demek EOKA’ya karşı olmak demekti. Tüm katliamlar EOKA’nın “Hainler Kara Kitabı” diye adlandırdığı kitaba uygun yapılmadı. Keyfi katliamların en bilineni de taşlanarak öldürülen Savvas Menikos’tur.
- Rum Yönetimi, hem kendi halkını hem de Avrupa Birliği’ni başarıyla kandırıyor. İngilizler’e karşı direniş örgütü olarak gösterilmeye çalışılan, 70’nci kuruluş yıldönümü Yunanistan’da kutlanan bu faşist yapı, 104 İngiliz’e karşı tam 203 Rum’u katletti.
- EOKA’nın karar vericileri 1960 Cumhuriyeti sonrasında yönetim kadrolarına alındı. “Eokakratia” denilen bu siyasi yapı, toplumun ve dünyanın tarihsel gerçekleri görmesini engelledi.
- Üyeleri örgüt tarafından katledilen Rum tarafının komünist partisi AKEL de bu sene EOKA’nın 70. yaşını kutlayanlar arasındaydı. Ne Rum solu ne de Yunanistan’daki Komünist Parti ve Syriza, bu katliam tarihine itiraz edecek cesareti gösteremiyorlar halen. Özeleştiri kavramı onların devrimci sözlüğünde yer almıyor asla.
- Avrupa Birliği, Rumları tüm Kıbrıs Cumhuriyeti’nin temsilcisi olarak kabul ediyor. Niye? 1964’te Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi öyle istedi diye. O zaman iki Almanya vardı, bugün tek Almanya var. O zaman Çekoslovakya vardı, bugün Çekya ve Slovakya var. Sovyetler Birliği yok Rusya var vs ama 1964 model bir kararın Rumlara verdiği yetki gaspı asla bitmiyor.
- Bugün Rum Kesimi ders kitaplarında tarih 1974, Türk işgali diye anlatılıyor sadece. Ne EOKA ne EOKA-B’den söz edilmiyor. Tamamen düşman yetiştirme stratejisi izliyorlar.
- Daha vahimi öyle yetişen Rum gençler ELAM gibi faşist yapıların parçası oluyorlar. Tıpkı EOKA gibi Rum faşistler de AKEL’e saldırdılar, bina duvarlarına gamalı haç çizdiler. Yani 70 yıl sonra aynı tehlikeli nokta, aynı faşist kafa işbaşında...
- Türkiye olarak Rum faşizmiyle tek başımıza mücadele etme sorunumuz yok. Ancak AB, bilmediği bir tarihin, hiç çalışmadığı bir dersin öğretmeni olmaya kalkmamalı. Brüksel’in en büyük sorunu bu, ders alması gerekirken, yaptırımlarla ders vermeye çalışıyor.
- Elam’ın tıpkı EOKA gibi kara kaplı bir defteri vardır, eminim orada hazırlanmış bir infaz listesi mevcuttur.
- Brüksel bu yazdıklarıma bir Türk gazetecinin fikirleri olarak bakmamalı. “On All Fronts: EOKA and the Cyprus”, “The EOKA Cause: Nationalism and the failure of Cypriot Enosis - Andrew Novo” gibi İngilizce kaynaklarda anlatılıyor bu yazdıklarım. Doğu Akdeniz’de faşizm hortluyor ve faşistlerin yol arkadaşlığını da Brüksel yapıyor. Avrupa değerleri mi? Kenar süsü o sadece...
Sende Yorum yap