s

Yapay zekânın deli dana hastalığı!

Yapay zekâlı bir dünyada madalyonun iki tarafı var: Kolaylıklar ve riskler. Gönül isterdi ki bugün kolaylıklardan bahsedelim, ama hayır. Bir duayen gazeteci bana 25 yıl önce şöyle demişti: “İyi haber, iyi haber değildir.” Bu hariç dediği diğer her şey yanlış çıktı ama olsun. Söz konusu öğüdü tutmanın çok kolay olduğu bir memlekette, YZ çevrelerinin çok konuştuğu bir dijital kıyamet senaryosundan bahsedeceğim.

Ve yine hayır, konu Skynet değil.

İlk önce bir kavramla başlayayım: Slop. İnternetin spam’ı varsa YZ’nin de Slop’u var. Kalitesiz, tamamen YZ tarafından üretilmiş ve interneti doldurma amaçlı içerikler için bu terim kullanılıyor. Botlar, içerik çiftlikleri, SEO haberleri, clickbait fabrikaları… Bunlar Google’ın bölüştürdüğü enformasyon pastasının da önemli dinamikleriydi ama YZ çağında artık ıspanağa kavuşmuş bir Temel Reis gibiler. Kalite uzun zamandır yerlerdeydi ama kalitesizliğin hacmini yükseltmek hiç bu kadar pratik olmamıştı. Buradaki kritik çarpan ise insan faktörünün azalması.

‘Doldurma’ içeriklerin interneti domine ettiği bir gelecekle ilgili şöyle küçük bir sorun mevcut: Yapay zekâ, YZ tarafından üretilmiş ve kalitesi sürekli azalan veri ile eğitilmeye başlayacak. Bu yol da bir süre sonra internetin ‘ölü alan’ haline geldiği, insanların botlardan kaçmak ve güvenilir bilgi için kapalı topluluklara çekileceği bir “Karanlık Orman” teorisine çıkıyor. En iyi bilgiyi Google’dan köşe bucak saklamamız gerekebilecek bir dünya.

“Başlıktaki deli danayı nereden çıkardın Patrick?” dediğinizi duyar gibiyim. Rice ve Stanford Üniversitelerinden 8 araştırmacının yaptığı “Self-Consuming Generative Models Go MAD” adlı çalışma özellikle deli dana hastalığını metafor olarak kullanıyor. Bu hastalık danaların sığır kalıntılarını yemesi sonucu ortaya çıkmıştı. Kendi türünü yemek kimseye yaramıyor; ne danaya ne de YZ’ye.

YZ insanı taklit ederek çalışıyor. Ne kadar çok insan verisi o kadar yaratıcılık, nüans, mizah ve eleştirel düşünce demek. İnsan faktörü ortadan kalktığında ve YZ modelleri kendi ürettikleri verilerle beslenmeye başladığında ne oluyor? Bu sürekli bir fotokopinin fotokopisini çekmeye benziyor. Ta ki o kağıdın üzerinde dümdüz bir leke kalana kadar. Sentetik veri beslemesi ile hem üretimin kalitesi düşüyor hem de çeşitliliği kayboluyor. Bunun tek panzehiri insan kaynaklı taze veriyi sürekli sağlayabiliyor olmak. Ancak şöyle bir bir sorun var: Açık internette bu oranı korumak matematiksel olarak imkansıza yakın. Çünkü insan üretimi bilgi doğrusal artabiliyor, Slop ise eksponansiyel çoğalıyor.

Kontrolsüz bırakılan çılgın YZ’nin tüm interneti sonsuza kadar zehirlemesi söz konusu. Bu tüm bilgi uygarlığının çökmesi demek. Bir başka deyişle, sorun halüsinasyon gören bir YZ değil, halüsinasyonu kanıt olarak gören bir yapay zekâ.

Eğer insan tüm bunlardan huzursuz olur ve internetin karanlık ormanlarına çekilirse, YZ hakkındaki deli dana metaforu çok daha güçlü hale gelecek. Birini sadece çöp bilgi ile beslersen, sonunda çöp düşünür hale gelir.

Deli dana krizi nasıl insanları “organik, merada otlayan hayvan” etine yönelttiyse, dijital dünyayı da benzer sonuçlar bekleyebilir. “İçeriğin kral” olduğu dönemden insan üretimli kaliteli enformasyonun kral olduğu zamanlara geçebiliriz. “Her şerde bir hayır vardır” derler. Duvarlarla çevrili bahçelerde gazetecilerin üreteceği “Sertifikalı Saf İnsan Verisi” belki bu kez gerçekten hak ettiği değeri bulabilir.

Geri alımda öne çıktılar

Bu hafta geri alım hareketliliğinde perakende, enerji ve filo yönetimi şirketleri belirginleşti. Bim Mağazalar 52.9 milyon TL ile haftanın en yüksek tutarlı geri alımını gerçekleştirirken, Enerya Enerji 3.6 milyon adetlik alımıyla miktar bazında öne çıktı. Escar Filo ve Panelsan dolaşımdaki paylara oranla en güçlü etkiyi yaratan iki şirket oldu. Dagi Giyim, LDR Turizm, Gıpta, Lokman Hekim ve Akfen Grubu şirketleri düzenli alımlarla tabloyu destekledi.

Fonlarda 11 yeni ürün piyasaya girdi

Aralık ayının ilk haftasında toplam 11 yeni fon yatırımcılara açıldı ve özellikle gayrimenkul ile girişim sermayesi tarafında yoğun bir hareketlilik yaşandı. Re-Pie Portföy, aynı hafta içinde üç yeni fonla dikkat çekerken, bu fonlar arasında Üçüncü GYF, Stay GSYF ve TRIF Sanayi GSYF öne çıktı. Rota Portföy Yeşil Enerji Teknolojileri GSYF, açılış sonrası yüzde 0.21 ile pozitif getiri sağlayan tek girişim sermayesi fonu oldu. Para piyasasında Ak Portföy düşük yönetim ücretiyle yeni bir katılım serbest fonu sunarken, hisse senedi tarafında Nurol Portföy HSYF ve Sparta Portföy Serbest Fon negatif açılış performansıyla dikkat çekti. Genel görünüm, farklı kategorilerdeki yeni ürünlerle fon pazarında çeşitliliğin hızla arttığını gösteriyor.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.