Zanzibar’dan dünyaya ilham olacak: Assalam köyü
Bundan sekiz yıl önce Türk kadınların Zanzibar’ın kültürel dokusu içinde kurduğu Assalam Vakfı, PEACE modeliyle yalnızca bir eğitim merkezi değil; permakültürü, sürdürülebilir kalkınmayı, yerel sanatları ve toplumsal dayanışmayı aynı çatı altında buluşturan özgün bir ekoköy. Ada halkının dönüşüm hikâyesine yakından bakıyoruz
Toprağın konuştuğu bir model: Permakültür
Zanzibar’da iklim değişiklikleri, suyun yanlış yönetimi ve hızlı nüfus artışı tarımsal verimliliği doğrudan etkiliyor. Assalam’ın ekoköyünde uygulanan permakültür modeli, bu zorluklara karşı pratik çözümler sunuyor. Toprak, su ve bitki türleri birbiriyle dikkatlice dengeleniyor. Sebze ve meyve yataklarının konumlandırılması, yağmur suyunun her damlasının hesaplanması ve yerel türlerin tercih edilmesi, ekoköyü doğal bir laboratuvar hâline getiriyor. Burada amaç yalnızca üretim değil; sürdürülebilirlik bilincinin çocuklara ve köylülere aktarılması. Toprağın hafızası korunurken gelecek nesillere de bir yaşam becerisi kazandırılıyor.
Zanzibar’ın nesilleri için yeni bir eğitim modeli
Assalam’ın PEACE modeli içinde eğitimin yeri ayrı. Açık sınıflarda yürütülen programlarda çocuklar robotik, kodlama, fen deneyleri, hikâye anlatımı ve sahne sanatlarıyla buluşuyor. Zanzibar’da eğitim imkânlarının sınırlı olduğu düşünüldüğünde, bu yaklaşım dikkat çekici bir fark yaratıyor: Bilgi ezberletilmiyor; meraklandırılıyor, harekete geçiriliyor. Çocuklar kendi icatlarını tasarlıyor, doğadaki döngüleri deneylerle öğreniyor ve yerel masallardan esinlenen tiyatro gösterileri hazırlıyor.

Sanatın dönüştürücü gücü: Afrika tasavvuf musikisinden yerel el işçiliğine
Zanzibar’ın zengin kültürel mirası, ekoköyün sanat bölümünde yeniden hayat buluyor. Doğal boyalarla yapılan ecoprint çalışmaları, yerel ahşap ustalarının üretimi olan POA bebekleri ve kanga kumaşlarla anlatılan Afrika’nın gerçek hikâyesi hem kültürel hafızanın korunmasına hem de kadınların gelir elde etmesine olanak sağlıyor.
Topluluk odaklı bir yaklaşım: Yardım değil, paylaşım
Assalam’ın en dikkat çeken yönü, toplulukla kurduğu ilişki. Model adil paylaşım odaklı bir yaklaşım benimsiyor. Kadın kooperatifleri kendi ürünlerini tasarlayıp markalaştırıyor, gençler uluslararası projelere hazırlanıyor, yetimler STEAM kamplarıyla tanışıyor.Ekoköyü yalnızca bir merkez değil bir dayanışma alanı. “Dışarıdan yardım” fikrinin ötesine geçerek kalıcı bir kalkınma ekosistemi yaratıyor.
Sosyal girişim: Sessiz ama etkili bir değişim
Ekoköydeki çalışmaların her biri, sosyal girişim yaklaşımının pratik bir örneğini oluşturuyor. Kadınların doğal sabun ya da sürdürülebilir tekstil markalarıyla gelir elde etmesi adadaki ilk interaktif müze olan baharat müzesi ve kafe, helal turizm ve kamp imkânları gibi girişimler sadece vakfa gelir kazandırmıyor, adanın sosyal dokusunu dönüştürüyor. Yıl boyu düzenlenen kamplarda her sene yüzlerce insan konaklıyor, hem Afrika’yı deneyimliyor hem tatilini yapıyor hem de ödediği miktar projelere ve ihtiyaç sahiplerine gidiyor. Assalam’ın ekoköyü, Zanzibar’ın kültürel ve sosyal dokusundan beslenen yaşayan bir öğrenme alanı. Her gün onlarca çocuk, gönüllü ve usta aynı alanda buluşarak hem üretim yapıyor hem öğreniyor. Bahçeden yükselen taze toprak kokusu, sanat atölyesindeki ekoprint kumaşlar, açık sınıflardan gelen gülüşmeler ve sohbetler;
eğitim, sanat, topluluk ve sürdürülebilirlik iç içe geçerek yeni bir yaşam biçimi oluşturuyor. Bu yaklaşım, sadece Zanzibar’ın değil dünyanın geleceğine yönelik umut verici bir tablo ortaya koyuyor.
Sonuç: Zanzibar’dan dünyaya iz bırakan Türkler
Zanzibar’ın turkuaz kıyılarından daha içeride, gözlerden uzak bir alanda kurulan bu ekoköy; ada halkına, gönüllülere ve ziyaretçilere ilham veren bir merkez olarak öne çıkıyor. Yerel kültürle modern eğitimi bir araya getirirken, topluluk odaklı yaklaşımıyla da sürdürülebilir kalkınma için güçlü bir örnek. Bugün birçok sosyal girişim hızla gelip geçerken, burada inşa edilen yapı yavaşça, sessizce ama köklü bir etki yaratıyor. Zanzibar’ın geleceğine dair umut veren bu hikâye, küçük bir ekoköyde başlayan büyük bir değişimin çekirdeğini taşıyor.
Assalam’ın hikâyesi, iki arkadaşın sosyal yardım amacıyla Afrika’ya gitmesiyle başlıyor. Nazan Yalçınkaya, bölgeye gönderilen yardımların ancak küçük bir kısmının ihtiyaç sahiplerine ulaşabildiğini görünce kalıcı ve sürdürülebilir bir çözüm gerektiğini fark ediyor ve yakın arkadaşı Hatice ÇolakAli ile birlikte, yalnızca yardım götüren değil, kendi kendine yetebilen bir köy kurma fikrini geliştiriyorlar. Güvenli yapısı ve sunduğu imkânlar nedeniyle Zanzibar’ı seçen iki kadın, tüm zorluklara rağmen omuz omuza vererek bölge halkı için daimi bir iyilik modeli oluşturmak üzere yola koyuluyor. İki arkadaşın samimi bir niyetle başlayan yolculuğu, bugün Zanzibar’da sürdürülebilir bir ekosisteme dönüşen ilham verici bir hikâyeye kapı aralıyor.
Sende Yorum yap