s

Siz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nı ne sanıyorsunuz?

Ahmed Arif’in mısraları vardı ya, “Erkekçe olsun isterim, dostluk da düşmanlık da…”

Türk solunun dışında Kürt faşistler de Ahmed Arif’in şiirlerini okurlar ama belli ki okumak uygulamaya yetmiyor işte.

Dün Barzani’nin resmi organı Rudaw’daki manşet: “Adil Bakewan: Erdoğan ve Mazlum Abdi anlaştı, sırada Öcalan var.”

Durduk yere dile getirilen, yanlış bilgiye dayanan bir iddia değil bu.

Aksine son derece bilinçli bir provokasyon, Türkiye’nin fay hatlarını harekete geçirme çabası.

Önce bu iddiayı dile getiren Adil Bakewan portresine derinlemesine bakalım:

Adil Bakewan’ın en çok kullandığı unvanı, “Fransa Irak Araştırmaları Merkezi Direktörü.”

Fransa’nın son bir haftada ikinci karşımıza çıkışı bu. Ajans France Press, 29 Kasım’da Kandil’e gitmiş, terör örgütünün piyasaya yeni sürdüğü yüzlerden biriyle Türkiye’ye şartlar dayatan bir haber-reklam yapmıştı, şimdi de karşımıza Fransız Uluslararası İlişkiler Enstitüsü (IFRI) çıktı.

Sömürge döneminde kan dökmüş olan ülkelerde dışişleri bakanlıkları bu tür düşünce kuruluşlarını kurdurup, finanse ederler. IFRI’nin başındaki Thierry de Montbrial, Fransa’nın en büyük devlet nişanlarından birini vermiş, Almanya, Belçika, Avusturya’da çeşitli nişanlar takdim etmiş. Bu tür operasyonel kurumların başına statü kazandırmak bildiğimiz bir taktik.

★ ★ ★

Dönelim bu merkezin elemanı Adil Bakewan portresine:

Sıfatını tam anlamakta zorlandım, Facebook hesabında “Director of the European Institute for Studies on the Middle East and North Africa” diye yazmış ama IFRI’nin internet sitesinde Türkiye ve Ortadoğu Araştırma Görevlisi yazıyor. Bölüm direktörü olarak da Dorothée Schmid adı veriliyor.

Çok önemli değil ama yine de dikkat çekici; üstelik bir unvan daha çıktı karşıma.

3 ay önce Erbil merkezli Kurdistan24 Tv’de konuşmuş Bakewan, orada da Fransa Irak Araştırmaları Merkezi Direktörü diye takdim edilmiş. Peki ne söylemiş dersiniz? Iraklı Kürtlere, tıpkı Ermeniler gibi Fransız siyasetiyle daha yakın ilişkiler kurmayı önermiş. Geçmişte Erbil’de yaşıyormuş, şu sıralar Fransa’daki Evry Üniversitesi’nde dersler veriyor.

Peki Paris’te yaşayan bir akademisyen, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mazlum Abdi’yle anlaştığı bilgisine nereden ulaşabilir?

YPG’li desem değil, Barzani yanlısı, Türkiye’den DEM’den kaynakları var desem, düşünün kimsenin bilmediği bir bilgiye sahip. Kandil’den bilgi alıyor desem, bakmayın bu sıralar can ciğer olduklarına, PKK ve KDP can düşmanlarıdır.

Geriye kalan seçeneklere bakalım: Birinci seçenek, Fransız Gizli Servisi’nin piyasaya böyle bilgi yalanı sürmek istemesi.

AFP muhabirlerinin Kandil’deki parmak izinde elbette Fransız Gizli Servisi var, burada da olabilir.

Bir diğer seçenek ne derseniz, elbette MOSSAD.

MOSSAD, Fransa’da güçlüdür. Bir zamanlar İranlılar, Irak’ta Fransızların inşa ettikleri tesisi vurması için İsraillilere koordinatları Paris’te teslim etmişlerdi.

Ne okudum demeyin, biraz meraklı olanlar bile İran-İsrail arasındaki derin ilişkilere dair çok sayıda bilgiye kolaylıkla ulaşabilirler.

★ ★ ★

Gelelim bu işi manşet yapan Barzanilerin resmi yayın organı Rudaw’a.

Rudaw’da son iki yılda ilginç işler oluyor, özellikle kurumun Washington Temsilcisi, her basın toplantısında, her birifingde, Türkiye aleyhine açıklama almak için uğraşıyor, mikrofon uzattıklarını da ona göre seçiyor.

Belli ki Rudaw’da Ankara-Erbil arasındaki iyi ilişkilerden hoşnut olmayanlar var.

Dün attıkları “Adil Bakewan: Erdoğan ve Mazlum Abdi anlaştı, sırada Öcalan var” manşeti de öyle bir manşet.

Haberin içerisinde dil “iddia”ya dönüyor ama bu manşetin kafalarda bıraktığı soru işaretlerini ortadan kaldırmıyor.

İnternette aldatıcı başlık karşılaşmadığımız bir durum değil ama bir operasyonun parçası değilseniz Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’nın özne olduğu bir haberde aldatıcı başlık atmayı hayâl dahi edemeyeceğinizi bilmeniz gerekir.

★ ★ ★

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tüm geçmiş ve gelecek Cumhurbaşkanları, hakkında kırmızı bülten çıkarılmış teröristlerle görüşmezler, pazarlık yapmazlar.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla en önemli görüşmeleri yapan Milli İstihbarat Teşkilatı’nın sahayı okuyuşuna dair çok net bir fikrim var: Mazlum Abdi ve YPG, Suriye devletinin parçası olma sözünü yerine getirmeden temasın T’sini bile aklına getiremez, bu konuda kafalar çok net.

Neredeyse beş bin yıldır devletler kurmuş bir ülkeyiz biz. Ne kabile devletiyiz ne de aşiret siyaseti izleriz.

Ankara, Paris’in elini gördü, beklediği gelişmeydi. Ne yapmaya çalıştığının da farkında.

Kabile ya da aşiret devleti olmadığımız gibi IŞİD’e, YPG’ye çimento sattıran bir devlet de değiliz, herhangi bir ülke dışişleri bakanının buçuk diye tanımladığı bir ülke hiç değiliz…

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.