Diaspora zehri...

Uçak kazaları, enkaz bulunduğu takdirde mutlaka aydınlatılan kazalardır, sebep öyle ya da böyle ortaya çıkarılır.
Ankara’da kalkıştan sonra düşen ve Libya Genelkurmay Başkanı’nı taşıyan uçağa dair çok spekülasyon yapılıyor.
Türkiye konunun öneminin farkında olduğu için sadece İçişleri Bakanlığı’nın açıklamalarıyla yetinmiyor.
İletişim Başkanı Burhanettin Duran, eldeki tüm bilgileri, dakikaları da aktararak dünyaya duyurdu.
Daha önce Dışişleri Bakan Yardımcılığı da yapmış olan Duran, açıklamalarında tartışmaya yer bırakmayacak bir dil kullanır, burada da öyle oldu.
Ayrıca uçağın havadaki görüntüleri, enkaz alanı, Türkiye son derece şeffaf bir süreç yürütüyor.
Fakat bu açıklık bile Ankara-Atina ilişkilerini zehirlemek için elinden geleni yapan ABD’deki Yunan lobisini tatmin etmiyor.
Uçak kazası sosyal medya mesajlarında “Libya Türkiye’ye çok güvendiancak şunu bilmek gerekir: Türk, bıçağını arkasında saklar.” diye yazabildiler.
Bu Greekreporter’ın merkezi ABD.
Site hakkında bilgi verirken bile tam bir karartma uygulamış, İngilizce dışında İspanyolca ve Çince de yayın yapıyorlar.
Arkalarında bilinen bir medya grubu yok ama ABD’deki Yunan diasporasının maddi desteğini aldıkları biliniyor.
Türkiye nefretleri o kadar büyük ki, sabit sosyal medya mesajları Ayasofya’yı özgürleştirmek üzerine kurulu.
Kendi iddiaları dünyada 100 milyon kullanıcıya ulaştıkları yolunda ama haklarında yapılan araştırmalarda Proto Thema gibi aşırı sağ kaynaklardan faydalanmaları, haber doğrulama çabalarının olmaması nedeniyle güvenilir bulunmuyorlar.
Bu ABD’deki Yunan diasporasının Türkiye’ye karşı ilk düşmanlık faaliyeti değil.
Atina’nın 1990’larda uydurduğu ve hatta yasalaştırarak ikili ilişkilerde halen büyük sorun olan “Küçük Asya Soykırımı” iddiaları ABD’deki Yunan diasporası tarafından internet sitesi haline getirildi.
O sitede, başbakanları Venizelos’un Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterdiği Mustafa Kemal Atatürk’ü soykırım zanlısı olarak tanıtıyorlar.
Türk-Yunan Medya ve Akademi Formu üyesi olarak bu saçmalığı Atina’daki meslektaşlarımla konuştuğumda bu tarz yayınların ardında ABD Kongresi’nde görev yapan Yunan asıllı Temsilciler Meclisi üyelerinin olduğunu söylemişlerdi.
Atina’daki Hükümet ile direkt bir bağlantıları yok ama bunların varlığı can sıkıyor zira Yunanistan’daki aşırı sağ bu yayınları kullanıyor.
Türkiye-Libya yakınlaşmasını bozmak adına bu kazayı da sonuna kadar kullanacakları kesin.
Türkiye, Ermenistan ile yakınlaştığında ABD’deki Ermeni diasporası, Türkiye, Yunanistan ile sorunlarını diyalog yoluyla çözmeye kalktığında ABD’deki Yunanistan diasporası devreye giriyor. Bu iki diasporanın gönüllü destekçisi de elbette Washington’daki Yahudi Lobisi.
Yeri gelmişken, Türkiye’den Ege kara sularının genişletilmesiyle ilgili TBMM’nin 1995’teki deklarasyonunu geri çekmesini isteyen Yunanistan Başbakanı Miçotakis, kendi ülkesinin 1990’larda çıkardığı sözde Pontus ve sözde Küçük Asya soykırımı yasalarından nedense hiç söz etmiyor.
Anadolu’da dört yıl süren işgalde uluslararası raporlara göre 250 bin kişiyi katleden, Lozan Antlaşması sırasında parası olmadığı için savaş tazminatı olarak Edirne’nin Karaağaç köyünü Türkiye’ye bırakan Yunanistan’ın ABD’deki diasporasına artık dur demesi gerekiyor.
Diasporanın zehirli dili Ege’nin iki yakasını her gün birbirinden daha uzağa itmeye çalışıyor.
Bedelini ödemeyecek olanların savaş çığırtkanlığı yapmalarına şaşırmıyorum ama Yunanistan’daki aşırı sağın bu rüzgâra kapılması faşizmin sadece beyinlerini esir almadığını, olacakları görememek gibi bir körlüğe neden olduğunu da unutmamak lazım.
Sende Yorum yap