‘Avrupalılar Çin ile baş edemiyor!’

Çinli firmalarla rekabet konusunda Avrupa’nın ne denli geride kaldığını çarpıcı örneklerle açıklayan TAYSAD Başkanı Birinci, bununla birlikte, Türk firmalarının da tedarik projeleri konusunda yeni arayışlarda olduğunu dile getirdi.
Avrupa, sürekli olarak yeni vergiler ve benzeri önlemler aracılığıyla Çinli üreticilerin önünü kesmeye ya da onlarla rekabette avantaj sağlayamaya çalışırken, bunun halen hiç de kolay olmadığı artık kabul edilmiş durumda. Bazı Avrupalı üreticiler, geliştirme süresini kısaltmak amacıyla denemeler yaparken, genel anlamda Çinlilerin rekabetçiliği ve hızına ulaşmakta zorlanıyor.

Konuyu Taşıt Araçları Tedarik Sanayicileri Derneği’nin (TAYSAD) son toplantısında dile getiren Başkan Yakup Birinci, hem Çinli tedarikçiler hem de ana araç üreticilerinin, maliyet ve teknoloji uygulama hızında rekabet avantajını sürdürdüğünü vurguladı. Birinci, Çinli üreticilerin elektrikli güç ünitesini (e-Drive) Avrupalı rakiplerine oranla yüzde 23 daha düşük mal ettiğini, bu farkın, batarya maliyetinde de yine Çinli markalar lehine yüzde 21 avantaj olarak öne çıktığını kaydetti.
Önemli avantaj
Çinli markaların hız ve verimlilikte önemli avantaja sahip olduklarını vurgulayan Yakup Birinci, şöyle devam ediyor:
“Avrupa’da 42 ile 63 ay arasında gerçekleştirilen araç geliştirme döngüsü, Çinliler için yalnızca 24-30 ay aralığında. Bu da Çinli oyuncuların geliştirme döngülerinin iki kat daha hızlı olduğu, pazar değişikliklerine hızla yanıt verdikleri sonucunu ortaya çıkarıyor. Avrupalı markalar yılda 3 kez havadan yazılım güncellemeleri yapabilirken Çinli markalarda bu yılda 10’u buluyor. Bu da, Çinli oyuncuların geliştirme döngülerinin iki kat daha hızlı olduğu, pazar değişikliklerine hızla yanıt verdikleri sonucunu ortaya çıkarıyor. Avrupalı tedarikçiler daha hızlı tempoya uyum sağlayamıyor.”
Yerli tedarikçiler yeni yol arıyor
TAYSAD’ın rekabetçilik anketi de, Türk tedarik sanayinin son durumuna ilişkin ilginç detaylar ortaya koymuş. Nitekim, ankete bakılırsa, Türk otomotiv tedarik sanayisi bugün yeni projeler arayışı içinde.
Anketin sonuçlarına göre, son 12 ayda yeni ürün proje kazanımlarında bir miktar artış yaşansa da, kaybedilen projelerin büyük bölümü, Çin başta olmak üzere Polonya, Çekya, Hindistan ve Romanya’ya gitmiş. Bu da, küresel rekabetin ne kadar sertleştiğini ortaya koyuyor. Kazanılan projelerin yüzde 34’ünün içten yanmalı, yüzde 26’sının elektrikli ve yüzde 13’ünün hibrit araçlara yönelik olduğu belirtilirken, yüzde 27’sinin ise otomotiv dışı farklı sektörlerden geldiğine dikkat çekiliyor. Yani, tedarik sanayisi, kendisine yeni projeler ve farklı sektörler seçerek ayakta kalmaya çalışıyor.

Peugeot 408 ve 2008 de hibritlendi
Peugeot’nun fastback tasarımlı 408 ve B-SUV segmentindeki 2008 modelleri, 48V hibrit teknolojisine sahip motor seçenekleriyle Türkiye’de. Her iki model de “Allure” ve “GT” donanım paketleriyle getirilirken, 48V hibrit katkılı 1.2 lt 145 HP motor ve 6 ileri e-DCS6 otomatik şanzıman kombinasyonuna sahipler. 408 modelinin 2.290.000 TL, 2008’in ise 2.238.000 TL’den başlayan fiyatları var.

2026 için tahminler farklı
Türkiye otomotiv pazarı, bu yılı da yeni bir rekorla kapatmaya hazırlanırken, 2026 yılına ilişkin öngörüler de bir bir açıklanmaya devam ediyor. Nitekim bu konuda sektör derneklerinin yanı sıra firmaların yöneticileri farklı tahminleri diye getiriyor. Örneğin Otomotiv Distribütörleri ve Mobilite Derneği (ODMD) Başkanı Ali Haydar Bozkurt, ekonomistlerin değerlendirmelerine bakıldığında ağırlıklı olarak 2026’nın ilk yarısının, bu yılın devamı niteliğinde olacağının öngörüldüğüne işaret ederken, “Yılın ikinci yarısı için ise, küresel gelişmeleri ve ekonomik göstergeleri yakından takip etmek gerekecek. Şu anda tahmin yapmak için çok erken ancak 2026’nın, 2025’e kıyasla rekorun bir miktar altında adetlerle sonuçlanacağını öngörüyoruz” açıklamasında bulundu.
Renault Mais Genel Müdürü Bahaettin Tatoğlu, bu konuda benzer bir yanıt vererek, pazarın bir miktar “bu yılın altında” gerçekleşeceğini aktarmıştı.
Citroen Türkiye Marka Direktörü Bora Duran ise, 2026 için öngörülerinin 1,3 milyon adetlik bir pazar olduğunu dile getirdi, bu çerçevede özellikle hafif ticari araçlarda ürün yenilenmeleri ve rekabet dinamikleriyle desteklenen canlı bir talep yapısı beklediklerini söyledi.
Opel Türkiye Marka Direktörü Yiğit Yantaç’a göreyse, önümüzdeki yıl dahil olmak üzere 2-3 yıl boyunca Türkiye otomotiv pazarındaki büyüme eğilimi sürecek ve her yıl yeni rekorlar gelecek. Yantaç, “Dolayısıyla 2026 yılı için de öngörümüz bu çerçevede pozitif ve 1.3 milyon ile 1.4 milyon arasında bir beklentimiz bulunuyor” dedi.

Yıl sonuna yetiştirildi
Tofaş, bir süre önce sadece elektrikli olarak getirdiği Grande Panda’nın hibrit motor seçeneğini yılın son günlerine yetiştirdi. “Icon” ve “La Prima” donanım seçenekleri olan araçta, turbo beslemeli 48V hibrit 1.2 lt 3 silindirli motor bulunuyor. 100 HP güç üreten motor, Li-ion batarya ve 21 kW e-motor, invertör ve şanzıman merkezi ünitesini içeren 6 vitesli elektrikli çift kavramalı şanzımanla (eDCT) destekleniyor.

Renault’dan yeni bir rekor...
Fransız üretici, Avrupa Birliği’nin elektrikli araçlara yönelik sınırlamasının gevşetilmesine rağmen, yeni bir verimlilik rekoru kırdı. “Filante Record 2025” adını verdiği deneysel konsept, otoyol şartlarında, ortalama 102 km/s hızla ve 10 saatten kısa bir sürede tek şarjla 1.000 km’den fazla yol kat etti. “Scenic E-Tech”den alınan 87 kWsa batarya paketi, araçta 7,8 kWsa/100 km ortalama tüketim yakaladı.
Categories: ‘Avrupalılar Çin ile baş edemiyor!’
Sende Yorum yap