s

Yatırımın sırrı dengeli portföy

2026’ya girerken yatırımcılar için temel tercih giderek daha belirgin bir hâl alıyor. Faiz, portföylerde ana unsur olma özelliğini sürdürürken yatırım fonları, esneklikleri ve getiri potansiyelleriyle yapıyı tamamlayan önemli araçlar olarak öne çıkıyor. “Faiz mi, fon mu?” sorusunun yanıtı ise her iki seçeneğin bilinçli ve birlikte kullanıldığı dengeli bir portföy yaklaşımından geçiyor

2026 yılında piyasalara yön verecek temel unsur, para politikasındaki gelişmeler olacak. Merkez Bankası’nın (TCMB) 22 Ocak’ta gerçekleştireceği yılın ilk Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı, yeni yılın seyrini belirlemenin yanı sıra yatırımcı davranışları üzerinde de etkili olacak.

Beklentiler, dezenflasyon sürecinin devamıyla birlikte TCMB’nin faiz indirimlerine devam etmesi yönünde şekilleniyor. Bu gelişme, faize duyarlı yatırım araçları ile fon piyasaları arasında yeni bir denge arayışını beraberinde getiriyor.

Yatırım kararlarının temelinde yer alacak bir diğer kritik veri, şubat başında açıklanacak ocak ayı enflasyon oranı olacak. Ancak veri, bu kez sadece bir fiyat artışı ölçümü anlamına gelmeyecek. TÜFE baz yılı 2025 olarak güncellenecek ve sepet ağırlıkları ulusal hesaplar metodolojisine göre yeniden yapılandırılacak.

Yapılacak revizyonun piyasaların orta ve uzun vadeli enflasyon beklentileri üzerinde etkili olması bekleniyor. Şubat ayında yayımlanacak Enflasyon Raporu ile 12 Mart’taki PPK toplantısı ise para politikasının yıl boyunca izleyeceği yol haritasını belirginleştirecek.

TL hâlâ cazip

İşte tam bu noktada, faiz mi, fon mu ikilemi önem kazanıyor. Mevcut seviyelerde faiz, hâlâ cazip ve öngörülebilir bir getiri sunuyor. Özellikle kısa vadeli bakış açısına sahip yatırımcı için mevduat ve para piyasası araçları güçlü bir park alanı olmaya devam ediyor. Ancak 2026’ya girilirken faiz indirim döngüsünün hızlanma ihtimali, bugünden bakıldığında getirilerin kademeli olarak azalacağını da işaret ediyor.

Fonlarsa geçiş döneminin doğal tamamlayıcısı olarak öne çıkıyor. Para piyasası fonlarıyla likidite korunurken, borçlanma araçları fonları olası faiz düşüşlerinden sermaye kazancı yaratma potansiyeli taşıyor. Daha uzun vadedeyse hisse senedi ve tematik fonlar, bilançolardaki toparlanma ve finansmana erişimin kolaylaşmasıyla birlikte yeniden yatırımcının radarına girecek. Yani fonlar, getirinin yanı sıra esneklik ve zamanlama avantajı sunuyor.

Özetle, faiz ile fon arasında kesin bir tercih yapmak yerine, sürecin ruhuna uygun hareket etmek gerekiyor. Faiz, 2026’ya giderken portföyün omurgası olmaya devam edecek. Ancak fonlar, omurgayı esnek ve dinamik hâle getiren tamamlayıcı unsur olarak öne çıkıyor.

2026 para politikası faiz ve fon için ne ifade ediyor?

* Faiz yatırımcıları için:

1. Faizler düşüyor ama hâlâ reel getiri var.

■ TCMB, politika faizini 2025’te 800 baz puan indirdi ve 2026’da bu patikayı sürdürmesi bekleniyor.

■ Enflasyonun da düşmesiyle birlikte, mevduat ve kısa vadeli TL enstrümanlar hâlâ pozitif reel getiri sunması bekleniyor, ancak bu avantaj sınırlı zaman diliminde geçerli olacak.

2. Sabit getirili araçlarda kazanç penceresi daralıyor.

■ Faiz düşüşü devam ettikçe, mevcut yüksek faizli pozisyonlar daha değerli hâle gelecek.

Bu nedenle erken pozisyon almış yatırımcılar avantajlı olacak.

■ Yeni faiz seviyelerinden yapılacak yatırımlar, daha düşük faiz kazancı anlamına gelecek.

3. Kısa vadeli likidite araçları güçlü kalmaya devam ediyor.

■ Para piyasası fonları ve vadeli mevduatlar, hâlâ öngörülebilir ve düşük riskli park alanları.

* Fon yatırımcıları için:

1. Tahvil fonları için sermaye kazancı potansiyeli yükseliyor.

■ Faiz düşüşleri, özellikle orta-uzun vadeli tahvil fonları için fiyat artışı (sermaye kazancı) anlamına gelir.

■ Bu nedenle 2026’nın ilk yarısı, sabit getirili menkul kıymet fonlarında getiri fırsatları barındırıyor.

2. Para piyasası fonları kısa vadede hâlâ etkili.

■ Yüksek likidite, günlük faiz yansıması ve düşük oynaklık sayesinde para piyasası fonları, kısa vadeli yatırımcılar için etkili bir araç olmaya devam edecek.

3. Hisse senedi ve tematik fonlar orta vadede öne çıkabilir.

■ Faiz indirimleriyle birlikte büyüme beklentisi güçlendikçe, hisse senedi ve tematik fonlar yatırımcıların radarına yeniden girecek.

■ Finansman koşullarının iyileşmesi, şirket bilançolarını destekleyecek.

4. Fonlarda zamanlama stratejik olmalı.

■ Fon yatırımcısı için getiri, seçilen varlığın yanı sıra ne zaman girildiği ve hangi vade beklendiğiyle de doğrudan ilişkili.

■ Özellikle tahvil fonları gibi araçlarda erken pozisyon almak, faiz indirimi sürecinden fayda sağlamak için önemli.

Bu 20 maddeye dikkat

TCMB’nin 2026 para politikası çerçevesi temelinde öne çıkan 20 madde:

1. Enflasyon hedefi yüzde 5 olarak korunuyor, ±2 puan belirsizlik aralığı geçerli.

2. Politika faizi 2025’te 800 baz puan indirildi, 2026’da kademeli indirim sürecek.

3. Ana araç bir hafta vadeli repo ihale faiz oranı, bu araçla yönlendirme sürecek.

4. KKM sonlandı, TL mevduatın toplam içindeki payı artırılmaya devam edecek.

5. Ticari ve bireysel kredilere büyüme sınırları getirildi, kredi kompozisyonu seçici olacak.

6. Likidite fazlası sterilize edilecek; swap, senet, repo ve doğrudan işlemlerle desteklenecek.

7. Rezerv biriktirme stratejisi sürecek, swap hariç net rezervler 66 milyar dolara ulaştı.

8. Kur seviyesi hedeflenmeyecek; ancak döviz piyasaları aktif olarak izlenecek ve müdahale araçları hazır tutulacak.

9. Enflasyon Raporu yılda 4 kez, Finansal İstikrar Raporu yılda 2 kez yayımlanacak.

10. 2026’da toplam 8 PPK toplantısı yapılacak, takvim önceden ilan edildi.

11. Ara hedeflerle yıl sonu enflasyon öngörüleri belirlenecek, sapmalar raporlanacak.

12. Politika kararları; beklentiler, fiyatlama davranışları, arz-talep dengesi gibi birçok veriyle şekillenecek.

13. Gecelik faiz oranlarıyla ve fonlama yöntemi esnekliğiyle kısa vadeli piyasa oynaklıkları yönetilecek.

14. PPK kararlarından önceki üç iş günü “sessiz dönem” olarak ilan edildi.

15. Makroihtiyati sadeleştirme sürecek, TL mevduat ve uzun vadeli fonlamalar önceliklenecek.

16. Kredi kartı ve tüketici kredilerinde azami faiz oranları yıl içinde güncellenerek iç talep dengelenecek.

17. APİ portföyü nominal 450 milyar TL’ye çıkarılacak, doğrudan alımlar dengeli yapılacak.

18. Reeskont kredilerinde “ihracatçı skoru” sistemi getirildi, kredi erişimi seçici hale geldi.

19. Uluslararası rezerv kompozisyonu optimize edilecek, dış yükümlülükler azaltılacak.

20. Politika iletişimi çok kanallı yürütülecek; raporlar, sunumlar, dijital içerikler ve sosyal medya üzerinden kamuoyuna açık olacak.

YARIN: ALTIN MI, GÜMÜŞ MÜ?

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.