‘Isı adası’nda hayatta kalmak!
İstanbul’da merkezi yerler, kuzey bölgelere göre 2 ila 3 derece daha sıcak. Tuzla’dan Kadıköy’e, Fatih’ten Büyükçekmece’ye uzanan yapılaşma hattında, bu sıcaklık farkı gündelik hayatı doğrudan etkiliyor.

Çarşamba günkü sıcak hava dalgasına İstanbul’un güney ilçelerinde maruz kalanlar, kuzey ilçelerde yaşayanlara oranla çok daha fazla termal stres yaşadı. Çünkü böyle günlerde yapılaşmanın yoğun olduğu İstanbul’un güneyinde sıcaklıklar, kuzeye göre 2-3 derece daha yüksek oluyor. Üstelik bu fark, sadece gündüz değil, gece saatlerinde bile belirgin bir şekilde hissediliyor. Zira gün boyu güneşi emen betonarme yapılar, gece boyunca sıcaklık yaymaya devam ediyor.
İstanbul’da yapılan güncel bir araştırmaya göre, kentsel alanların yıllık ortalama sıcaklığı, kırsal bölgelerden 0.9 derece daha yüksek. Yaz aylarında ise bu fark daha da belirginleşiyor. Temmuz ve ağustosta şehrin merkezi yerleri, özellikle kuzeyde daha fazla yeşil alan barındıran bölgelere göre 2 ila 3 derece daha sıcak. Tuzla’dan Kadıköy’e, Fatih’ten Büyükçekmece’ye uzanan yoğun yapılaşma hattında, bu sıcaklık farkı gündelik hayatı doğrudan etkileyen bir gerçekliğe dönüşüyor.
Nüfus ve bina yoğunluğunun daha fazla olduğu bölgelerde, 35 derece ve üzeri sıcaklıkların yaşandığı gün sayısı da kırsal bölgelere göre iki ila dört gün daha fazla. Bu da Maltepe, Şişli, Bakırköy, Güngören ve Kartal gibi kentin güney ilçelerinde yaşayan milyonlarca insanın, yazın daha uzun süreli sıcaklık stresiyle karşı karşıya kaldığı anlamına geliyor.
Ortalamaya göre daha sıcak
İstanbul’da yaz aylarında termal konfor endekslerinin analizinden veriler İstanbul’un güneyinde kentleşmenin daha yoğun olduğu ilçelerde sıcaklıkların daha yüksek olduğunu açıkça ortaya koyuyor. Yaz aylarında en sıcak ilçeler arasında ilk üç sırayı Kartal (25.0 derece), Bakırköy (24.7 derece) ve Kadıköy alıyor. Aynı zamanda bu bölgelerde rüzgâr hızları da en düşük seviyelerde (Kartal: 1.8 m/saat; Şişli: 2.1 m/saat). Yani hava hem sıcak hem durgun. Kentsel ısı adası etkisinin en güçlü hissedildiği ilçelerin başında da yine Kartal (31.2 derece), Bakırköy (30.7 derece) ve Kadıköy (30.6 derece) geliyor. Bu 3 ilçe İstanbul ortalamasına göre 3-4 derece daha sıcak bir yaza sahne oluyor.
Tabii daha yüksek sıcaklık stresine maruz kalmak, ciddi sağlık risklerini de beraberinde getiriyor. Aşırı sıcakların yol açtığı ölümler, sel felaketlerinde yaşanan kayıpları bile geride bırakabiliyor. Mesela Avrupa’da yaşanan son sıcak hava dalgasında(23 Haziran-2 Temmuz), aşırı sıcağa bağlı 2 bin 300 ölümün meydana geldiği hesaplandı. Imperial College London ve London School of Hygiene&Tropical Medicine uzmanlarının yürüttüğü çalışmaya göre, ölümlerin yaklaşık bin 500’ü, iklim değişikliği nedeniyle sıcaklığın 1 ila 4 derece daha fazla olmasından kaynaklandı.
En büyük risk ise 65 yaş üzeri bireylerde. Araştırmaya göre ölümlerin yüzde 88’i bu yaş grubundaydı. İstanbul’un kentsel ısı adası etkisine en çok maruz kalan bölgelerinin yaşlı nüfus oranları da dikkate alındığında, bu durum Türkiye için de kritik bir halk sağlığı sorunu oluşturuyor.
Nefes alamayan mahalleler
Küresel sıcaklıklar arttıkça, şehirlerin daha da ısınacağı aşikâr. Ancak bu ısı, her yere eşit dağılmıyor. Florya’da 3 derece daha sıcak olan bir akşam, Arnavutköy’de serin bir rüzgâr eşliğinde geçebiliyor. Adalar 27.9 derece ortalama sıcaklıkla nefes alırken, Kartal 31.2 dereceyi görüyor. Yani İstanbul içinde bile serinlik artık bir coğrafi ayrıcalık olabiliyor.
İstanbul’un kuzey ormanları ve kıyı alanları doğal serinletici görevi görürken, betonlaşmış ve nefes alamayan mahalleler gelecekte daha kırılgan hâle gelecek. Tropikal gecelerin arttığı, insanların gece bile vücut sıcaklıklarını düşüremediği bu yeni dünyada, ‘nerede yaşadığınız’ sağlığınızı belirleyen kritik bir faktör hâline geliyor.
Yani mesele yalnızca küresel ısınma değil. Mesele, şehirlerin nasıl büyüdüğü, nasıl planlandığı ve kimin daha çok sıcağa mahkûm edildiği. Ve bu sorunun cevabı, her gün biraz daha ter içinde uyanan bir şehirde, giderek daha acil hâle geliyor.
41.1 ile sıcaklık rekoru kırıldı
Son sıcak hava dalgasında İstanbul’daki en yüksek sıcaklık, Florya Meteoroloji İstasyonu’nda ölçüldü. 1937 yılından bu yana ölçümler yapılan istasyonda, günlük maksimum sıcaklık rekoru, dün ölçülen 41.1 derece ile kırıldı. Yapılaşmanın yoğun olduğu bölgede kırılan sıcaklık rekoru, kentsel ısı adası etkisini de gözler önüne serdi. Kentsel ısı adası etkisi, şehirdeki sıcaklıkların, şehrin hemen çeperindeki bölgelere kıyasla daha yüksek olmasını ifade ediyor. Şehirlerde çokça kullanılan asfalt, beton ve tuğla gibi malzemeler, kentsel ısı adası etkisini artırıyor. Gün içinde ısınan bu yüzeyler, gece boyunca da sıcaklık yaymaya devam ettiği için şehrin gece saatlerinde de serinlemesi zorlaşıyor.
Sende Yorum yap