s

Masum bir kahve falı mı? Binnaz, Faladdin ve hukukun Sınırı

Arkadaş çevremde, neredeyse herkesin telefonunda bir dönem mutlaka 'Binnaz' ya da 'Faladdin' uygulaması vardı. Kahve fincanını ters çevirip fotoğrafını çekmek, birkaç saniye bekledikten sonra “uzun boylu biri sana doğru geliyor” gibi yorumlarla gülüşmek, eğlenceli bir rutin halini almıştı.

Astrolojiyle ilgilenenler için günlük burç yorumları, yıldız haritası analizi, hatta spiritüel rehberlik hizmetleri bile bu platformlarda sunuluyordu. Derken bugün karşıma düşen bir haber, tüm bu masalsı atmosferin ardında bambaşka bir tablo olduğunu gösterdi.

Başsavcılık Harekete Geçti

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 'Falaaddin' ve 'Binnaz' uygulamalarının kurucusu Sertaç Taşdelen hakkında kapsamlı bir soruşturma başlatıldığını duyurdu. Haber özetle şunu söylüyordu:

“Şüphelinin fal, astroloji, spiritüalizm, medyumluk ve yıldız haritası gibi içerikler üzerinden bilişim sistemi kurarak yasa dışı gelir elde ettiği, bu gelirleri yurt dışına aktardığı ve suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini akladığı tespit edildi.”

Ve devamında: Taşdelen’in hesaplarına, şirket varlıklarına, araçlarına ve elektronik para kuruluşlarındaki tüm varlıklarınael konulmuştu.

Burada ayrıca önemli bir noktaya daha değinmek istiyorum: Bu tür uygulamalar kullanıcıdan oldukça fazla veri topluyor ve bu verilerin nerede, nasıl, ne amaçla kullanıldığı konusunda tam bir şeffaflık sağlanmıyor. Kişisel verilerin işlenme biçimiyle ilgili ciddi tereddütler taşıdığımı da belirtmeliyim.

Peki, Fal Bakmak Suç mu?

Hemen akla gelen ilk soru buydu.Fal baktırmak suç değil.Kanunlarımızda bu eylem açıkça yasaklanmış değil. Ancak bazı durumlarda işler değişiyor.

Eğer kişi bu tür fallar üzerinden:

  • İnsanlarıaldatarakmenfaat sağlıyorsa,
  • Dini inançları istismar ederekpara topluyorsa,
  • Veya bunuörgütlü bir şekilde,sistematik kazanç modelihaline getiriyorsa...

Bu durumdaTürk Ceza Kanunu madde 158 uyarınca nitelikli dolandırıcılık,Türk Ceza Kanunu madde 282 kapsamında suç gelirlerinin aklanması, hatta “suç örgütü kurmak” gibi çok daha ciddi suçlamalar gündeme geliyor.

Bir de 677 Sayılı Kanun Var...

Unutulan, ama bu olayla birlikte tekrar gündeme gelen bir başka hukuk metni daha var:
1925 tarihli 677 sayılı Tekke ve Zaviyeler Kanunu.

Bu kanun,falcılık, büyücülük, gaybtan haber vermek, murada kavuşturmakgibi unvan ve sıfatların kullanılmasını ve bu hizmetlerin ifasınıyasaklıyor.

Yani sadece “ben fal bakıyorum” demek bile, bu yasa bağlamındacezai yaptırımla karşılaşabilir.

Peki biz neden bu kadar inandık?

Aslında mesele sadece hukukla da sınırlı değil. Modern dünyada teknolojiyle birleşmiş kadim inançlar, kimi zaman boşluğu doldurmak için, kimi zaman da umutla bir şeyler duymak için kullanılıyor. Ama bu uygulamalar bir eğlence aracı olmaktan çıkıpgelir modelihaline geldiğinde, işin rengi değişiyor. Çünkü burada artık kullanıcı verileri, para hareketleri, sahte umutlar ve güven ilişkileri var.

Soruşturma Süreci ve Masumiyet İlkesi

Burada bir hatırlatma yapmak gerekir:

Sertaç Taşdelen hakkında başlatılan süreçhenüz bir soruşturmadır. Her birey, yargı kararıyla suçluluğu sabit oluncaya kadarmasum kabul edilir. Soruşturma neticesinde şüphelinin eylemlerininusulüne uygun bir ticari faaliyetolduğu tespit edilirse,kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmeside mümkündür.

Bu nedenle hukuki sürece ve yargının değerlendirmesine saygı duymak gerekir. Kimseyi önceden itham etmek, hem hukuk hem de etik açısından doğru değildir.

Sonuç

Bu haber bana bir şeyi tekrar hatırlattı:Hayatımızın her alanında eğlenceyle istismar arasındaki çizgi çok ince.

Birileri için masum bir yorum olan şey, bir başkası için maddi kazanç aracı, bir başkası için de hukuki risk demek olabilir. Binnaz ve Falaaddin belki bir dönemin “masal kutusu” gibiydi. Ama şimdi o kutunun içinden hukuki, mali, etik ve dijital güvenlik soruları çıkıyor.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.