s

Yayıncıların YZ çıkmazı! (1)

Dijitalde içerik ekosistemi şöyle işliyor(du): Yayıncılar üretiyor, içeriklerin tüketilmesi üzerine gelir modelleri kuruyor, Google ve Facebook gibi büyük dağıtıcılar da “yanıt arayanlarla” üreticiler arasında bir köprü oluyor(du). Bu durumun YZ çağında değişmeye başladığını söyleyebiliriz.

Peki kullanıcıların yanıtları ‘tıklamadan’ alabildikleri bir gelecekte yayıncı ve okurları neler bekliyor? Bildiğimiz anlamda açık internetin sonu mu geliyor?

Google, Mayıs 2024’te ABD’de yapay zekâ özetlerini yayına aldı. (Henüz Türkiye’ye gelmedi) Kısaca anlatmak gerekirse Google, aradığınız konuyu (başka bir siteye yönlendirmeden) öğrenebildiğiniz özetler sunuyor. Söz konusu özetler aslında ChatGPT, Claude, Grok ve Perplexity gibi YZ modellerinin arama motorlarının yerini almaya başlamasının son ayağı.

Geçtiğimiz günlerde bir açıklama yapan Google’a göre tıklamadan bilgiye ulaşmak dijital evrimin bir parçası. Bilgiyi edinme şeklimizin geldiği son nokta.

Yayıncılar ve yapılan araştırmalar YZ özetlerinin yayıncıların trafiklerine büyük darbe vurduğunu gösteriyor. Google ise bunu kabul etmiyor.

Google’a göre;

Total tık sayısı değişmedi. Her gün milyarlarca trafik gönderiyorlar.

YZ özetleri nicelik değil niteliğe odaklananlar için fırsatlar sunuyor.

Yapılan bağımsız bir araştırma ise bambaşka bir resim çizmekte. Arama sayfasındaki YZ özetleri tıklama oranlarını %15’ten %8’e düşürüyor. (Pew Research Center) Peki YZ kutusunun içindeki kaynak linkine tıklıyor olabilir miyiz? Sadece %1 buraya yönleniyor. Bir başka deyişle elimiz yanlışlıkla çarpmıyorsa, hayır.

Tam bu noktada Google’ın dikkat çekici bir tespiti var: Arama işi zaten ölüyordu, internet değişiyordu, biz buna uyum sağlıyoruz. Çok da haksız sayılmazlar.

İnsanlar bir süredir arama eylemlerini çeşitlendiriyor. Nerede yemek yiyeceğini TikTok ve Instagram’a sorarak, detaylı araştırmasını Reddit’te gerçek insanları duyarak, alışveriş için doğrudan Amazon’a giderek yaşıyor.

Bu bağlamda çevrimiçi yanıt bulmanın pragmatik yollarını arayan rasyonel bir kullanıcının YZ’ye yönelmesinden doğal bir durum yok. İnsanların Fenerbahçe maçının hangi kanalda olduğunu öğrenmeye çalışırken sinir krizi geçirmek yerine YZ’den derli toplu yanıtlar alması medeniyetimizin devamı için olumlu. Evet, YZ’nin bu noktada hızlıca pay çalması yayındaki bazı kötü alışkanlıkların da sonucu. Ancak yayıncıları bekleyen ‘varoluşsal’ risk hepimizi ilgilendiriyor.

Ve burada YZ’nin ‘iyi adam’ olduğunu iddia etmek için çok erken.

YZ, kendi robotlarını eğitirken hak sahibi olmadığı makale ve eserleri kullanarak o harika ve güncel özetleri çıkarabilmekte. Ödeme duvarlarının ardındaki içerikler bile bu uğurda kullanılıyor; yayıncıların yarattığı değer, hitap ettiği kitle, kazanacağı gelir kapkaç kurbanı oluyor.

Buradaki tehlike ve domino etkisini kendi kuyruğunu yiyen bir yılana, bindiği dalı kesen Nasreddin Hoca’ya veya elindeki mikrofonun kablosunu kemiren bir şarkıcıya benzetebiliriz.

Nasıl mı?

YZ; internetteki irili ufaklı sitelerin içeriklerinden aldığı bilgileri yutarak söz konusu yanıtları/özetleri verebiliyor. Ancak yayıncılara trafik göndermeyi bıraktıkları bir dünyada, aynı içerik kaynaklarının hayatta kalması çok zor.

Peki yanıtları tamamen doğrudan aldığımızda, içerik üreticilerinin gelir musluğu kesildiğinde ve robotların bilgiyi alacağı bir yer kalmadığında ne olacak?

Önümüzdeki hafta bu sorunun yanıtına ve bağıra bağıra gelen bu krize karşı yayıncıların neler yapabileceğine bakacağım. (Spoiler: kısa bir liste)

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.