s

Özgürlük ve düzen dengesi

“Herhangi bir uygar toplumda en önemli görev, özgürlük ile düzen arasında doğru bir denge kurmaktır."

- William H. Rehnquist

İngiltere’de son yaşadığım yıllarda Windsor Kalesi’ne yakın oturuyordum. The Long Walk denilen upuzun bir yürüme yolu Great Park’a bağlanır. Eskiden kralların geyik avladığı, muazzam bir görselliğe sahip, insanın için ferahlatan bir yerdir. Lafı uzatmayayım, bir gün epey bir yürümüştüm; hava kararmış, telefonumun şarjı bitmişti. Adım atacak halim kalmamış bir şekilde kaybolmuştum. Bedenimde kalan son enerjiyle neredeyse sürünerek medeniyete ulaşmaya çalışıyordum. Nihayet asfalt bir yola çıkabildim, şansıma o sırada bir polis arabası geçiyordu. Kendimi önüne attım. Araba durdu, tesadüf o ki onlar da benim eşkâlimde bir şüpheliyi arıyorlarmış. Ter içinde kalmış, bitap halimi görünce benim o kişi olmadığımı anladılar, hatta eve bırakmayı teklif ettiler. İlk defa o zaman polis arabalarının kapılarının içeriden açılmadığını keşfetmiştim. Gayet kibar, anlayışlı davranmışlardı. İngiliz polisi nezaketiyle ünlüdür zaten. Bu çok önemlidir zira polis, yurttaşın devletle, kanunla birebir ilişki kurduğu ilk basamaktır.

Trump yazın başında Kaliforniya’daki protestolarda National Guard (Ulusal Muhafız) güçlerini kullanmış, bunu Kaliforniya Valisi’nin talebi olmadan yapmıştı. Önümüzdeki hafta federal bir mahkeme Trump’ın bu davranışının kanunsuz olup olmadığına karar verecek. Öte yandan son bir haftadır Trump başkent Washington’da emniyetin sağlanması için federal kolluk kuvvetlerine yetki verdi. Normalde başkent ayrı ve özerk bir bölgedir, kendi polis departmanı vardır. Ancak Trump uzun süredir başkenti federalize etme arzusundadır.

Latince bir dua gibi ismi olan 1878 tarihli “Posse Comitatus” yasası ordunun iç güvenlik amacıyla kullanılmasını yasaklıyor. 1930’larda askeri güçlerin halkı kontrol etmesinin ne kadar tehlikeli olduğunu İtalya ve Almanya’da sırasıyla kara ve kahverengi gömlekliler ile gördük. Polis halkla nasıl iletişime geçmesi gerektiğini bilir, bunun için özel eğitime tabi tutulur. Asker ise savaş için eğitilir; yurttaşların anayasal haklarını korumak gibi bir önceliği yoktur. Trump’ın bu tutumu tehlikeli bir kapının açılmasına sebebiyet verebilir. Yurttaşlar sokaklarda gezerken güvenlik güçlerini bir korku değil huzur kaynağı olarak gördüğünde o ülke özgürdür. ABD’de ise gün geçtikçe bunun tam tersi oluyor.

Aliyev-Paşinyan-Trump

Trump’tan devam edelim: Geçtiğimiz cuma Azerbaycan Devlet Başkanı Aliyev ve Ermenistan Başbakanı Paşinyan Beyaz Saray’da Trump aracılığında el sıkıştılar. Azerbaycan’a uygulanan silah ambargosu kaldırıldı; Ermenistan’da ABD’li şirketlerin işletme hakkı olacak bir transit koridoru açılmasında anlaşıldı. ABD güney Kafkasya’da Rusya’ya karşı stratejik bir hamle yapmış oldu. Trump ise bir takıntı haline getirdiği Nobel Barış Ödülü için çaba sarf etmeye devam ediyor.

Futbolda yine ders alınmamış

Süper Lig’de yeni sezon Gaziantep-Galatasaray maçıyla başladı ancak daha ilk günden hakemleri suçlayan zehir zemberek açıklamalar yapıldı. Sahanın içinde kalmak yerine yine ortamı gerecek tutum sergilenmeye devam ediliyor. Ayrıca Gaziantep stadının zemini felaketti. Gaziantepli oyuncu MBakata patates tarlasını andıran zemin yüzünden daha ilk maçta dizinden sakatlanarak sezonu kapattı. Ülkemize benzer hava koşullarını sahip ülkelerde zeminin nasıl hep oyuna elverişli tutulduğuna dair çok kısa bir araştırma yaptım (Chatgpt amcaya sordum). Örneğin İspanya ekibi Sevilla’nın saha sorumlusu Carlos Venegas kış ve yaz için ayrı tür çim kullanıyor. Bu devirde artık bahaneler arkasına sığınma lüksümüz yoktur.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.