Witkoff ve Alaaddin’in Sihirli Lambası
18.yüzyılda Fransız çevirmen Antoine Galland tarafından tercüme edilen Binbir Gece Masalları’nın en ünlü öyküsü, terzi Mustafa’nın oğlu Alaaddin’in sihirli lambasıdır. Peki bu masal ile Steve Witkoff arasında nasıl bir bağlantı olabilir? Hemen anlatacağım. Ama önce kısa bir hatırlatma…

Trump’ın Ortadoğu’daki “cini”
Witkoff, ABD Başkanı Donald Trump’ın Ortadoğu Özel Temsilcisi. Alaaddin’in hikâyesi Çin’de geçse de Galland’ın anlatımı Ortadoğu havası taşır. Witkoff, yalnızca Trump’ın temsilcisi değil; başkanın en çok güvendiği isim. NATO Zirvesi sırasında Brüksel ve Washington temaslarımda da belirttiğim gibi, Trump’ı etkileyebilecek isimler arasında öne çıkan tek isim. Ortadoğu temsilcisi olmasına rağmen Moskova’ya giderek Vladimir Putin’le görüşen Witkoff, prensipte bir Trump–Putin zirvesi için mutabakat sağladı. Bu gelişmeyle birlikte, Trump’ın seçildiği günden bu yana yılan hikâyesine dönen “24 saatte Ukrayna savaşına son vereceğim” sözü artık bir masal değil, yavaş yavaş gerçekleşme ihtimali olan bir vaat olarak değerlendirilmeye başlandı. Ayrıntılar tam olarak bilinmese de, Putin’le tokalaşırken elinde Beyaz Saray armalı defteri Rus televizyonları ekranlara taşıdı. Seymour Hersh’in ifadesiyle: “Putin, Witkoff’la konuşuyor çünkü onun patron adına konuştuğunu biliyor.”
Alaska: Simgesi güçlü
ABD’nin Rus petrolü ve doğalgazına getirdiği ek vergi kararı, Rusya’nın Hindistan ve Çin’e satışını zorlaştırdı. Bu adım, Moskova’nın gelirini daraltırken Rus bankalarında faiz oranlarını %18’e çıkardı. Savaşın maliyeti giderek arttı.
Görüşme yeri ve tarihi netleşmemişken Trump, zirvenin Bering Boğazı yakınlarında Alaska’da yapılacağını açıkladı. Bu tercihin sembolik bir yanı vardı: Alaska, borç içindeki Çar II. Aleksandr tarafından 1867’de 7,2 milyon dolara ABD’ye satılmıştı. Putin, Trump’ın imajına darbe indirmek üzereyken, Witkoff adeta sihirli lambadan çıkar gibi devreye girdi. Alaska’da barış sağlanır mı, ateşkesin koşulları belirlenir mi bilinmez; ancak Trump üzerindeki etkisi tartışılmaz.
Öne çıkan ihtimal, Ukrayna’nın kaybettiği toprakların bir kısmını vermesi ve AB ile NATO hedeflerinden vazgeçmesi. Peki AB, bu sürecin neresinde? Maalesef hiçbir yerinde. İsrail’in Gazze’yi ilhak kararı sonrası sesini yükselten Avrupa, hâlâ etkisiz. Almanya Başbakanı Frederich Merz bile İsrail’e silah satışını durdurduğunu açıklasa da, AB’nin çıkışı “Do”dan “Do diyez”e geçmekten öteye gidemedi.Ukrayna krizi kapanırsa, Witkoff’un Ortadoğu’ya dönmesi kaçınılmaz. Lambadan bir kez daha çıkıp bu kez Ortadoğu için kolları sıvaması gerekecek. AB ise Trump’ın sırtını mı sıvazlar, elini mi tutar, onu ben bilemem ancak zaman gösterecek.
Belçika’da yeni lezzet ‘Babycino’
Dış politikadan biraz uzaklaşıp biraz da tatil havasına girelim. Konumuz ‘babycino’. Matcha latte ve yulaf sütlü flat white arasında, Belçika’daki kahve dükkanlarının menülerine sessizce giren bu yeni içecek boyut olarak küçük ama etkisi büyük. Kafeinsiz, bol köpüklü ve çocuklara uygun bir cappuccino. Kahve ve çay çocuklar için yasak olsa da, 2025’te kurallar değişti; artık çocuklar da kahve ritüelinin bir parçası olabiliyor. “Baby” ve “cappuccino” kelimelerinin birleşiminden doğan babycino, aslında sadece iyi çırpılmış süt köpüğü ve bazen biraz kakaodan ibaret. Avustralya’dan çıkan bu trend, Brüksel başta olmak üzere tüm Belçika’ya yayıldı. Çocuklara uygun bir içecek olmanın ötesinde, günümüzün daha kapsayıcı ebeveynlik anlayışını da yansıtıyor. Kafeler, eskiden gezgin çalışanların mekânı iken şimdi ailelerin buluşma noktası haline geliyor.
Categories: Witkoff ve Alaaddin’in Sihirli Lambası
Sende Yorum yap