s

Bilgeliği, erdemi ile Ercan Kumcu

Türkiye para piyasaları açısından 1986-92 dönemi, ekonomi tarihimizde özel bir yere sahiptir. Bu dönemde para piyasalarında kurumsal çerçeve oluşturuldu, yeni piyasalar kuruldu, Merkez Bankası para piyasası araçlarını aktif olarak kullanmaya başladı, döviz ve sermaye hareketleri serbestleşti. Piyasa işleyişinde modernleşme sağladı.

■ TCMB bünyesinde Açık Piyasa İşlemleri bu dönemde uygulanmaya başladı. Merkez Bankası böylece, para arzı ve faizler üzerinde piyasa mekanizması yoluyla etkili olmaya başladı.

■ Bankalararası Para Piyasası kuruldu. Bankaların kısa vadeli likidite ihtiyaçları şeffaf bir platformda doğrudan karşılanmaya başladı.

■ Devlet İç Borçlanma Senetleri (DİBS) ihraçları ve ikincil piyasası genişletildi.

■ Döviz kurları üzerindeki Merkez Bankası kontrolü gevşetildi, döviz kuru belirleme sistemi piyasa arz ve talep koşullarına daha duyarlı hale getirildi.

■ Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karar yürürlüğe girdi. Sermaye hareketleri büyük ölçüde serbest bırakıldı, döviz işlemlerinde liberalleşme sağlandı.

■ Altın Piyasası kuruldu. Altın bankacılığı için gereken adımları atıldı.

■ Elektronik Fon Transferi EFT sistemi bu dönemde faaliyete geçti.

Uyumlu ve vizyonlu

Kısacası, para ve sermaye piyasalarında kurumsal ve operasyonel dönüşümün gerçekleştiği bu dönem Türkiye ekonomi tarihinde çok özel bir yere sahipti. Ve bu kritik dönüşümün mimarlarından dördünü, ne yazık ki son üç ayda kaybettik.

Mayıs ayında kaybettiğimiz Rüşdü Saraçoğlu, Haziran ayında vefat eden Hasan Ersel ve Temmuz ayında hayatını kaybeden Süreyya Serdengeçti’nin ardından dün de Ercan Kumcu’yu toprağa verdik.

Rüşdü Saraçoğlu 1987-1993 yılları arasında Merkez Bankası Başkanı olarak görev yaparken bu dönüşümleri gerçekleştiren ekibinde Ercan Kumcu Başkan Yardımcısı, Hasan Ersel Araştırma ve Planlama Genel Müdürü ve Süreyya Serdengeçti ise hem döviz rezervlerinin yönetiminde hem de döviz ve açık piyasa işlemlerinde müdür olarak yer aldı. Uyumlu ve vizyon sahibi bir ekipti.

Dördü de Merkez Bankası’nın çağdaş bir yapıya kavuşmasında önemli rol oynadı, fiyat istikrarı anlayışının yerleşmesi için çabaladı.

Dün defnettiğimiz Ercan Kumcu, yurtiçinde ve yurtdışında iyi eğitim görmüş bir iktisatçıydı. Merkez Bankası’nda uzun yıllar çalıştıktan sonra özel sektörde bir bankanın tepe yönetiminde bulundu. Ekonomiyi, merkez bankacılığını, özel bankacılığı ve para piyasasını derinlemesine biliyordu.

Gazetelerde köşe yazıları yazdı, uluslararası dergilerde makaleler yayımladı, kitaplar kaleme aldı. Üniversitelerde dersler verdi. Fiyat istikrarı, bütçe disiplini, verimlilik, sürdürülebilir büyüme, güçlü kurumsal yapı ve yapısal reformlar konularında ısrarla yazdı ve konuştu.

Finansal okur yazarlığın artması ve fiyat istikrarı konusunda farkındalığın artması için çabaladı. Merkez bankacılığının ne olduğunu kamuoyuna anlatmaya gayret etti.

Önemli bir tavsiye

Bir yazısında diyordu ki; “Ne olup bittiğini daha iyi anlayabilmek, geleceğe yönelik beklentileri şekillendirebilmek ve fiyat istikrarının kalıcılığı, ya da geçiciliği konusunda fikir sahibi olabilmek için, Merkez Bankası bilançosunu iyi takip etmek gerekir. Merkez Bankası bilançosu ekonominin aynasıdır.”

Virgülüne kadar bugün de geçerli bir tavsiye değil mi? Onunla 45 yıl önce başlayan hoca–öğrenci ilişkimiz, son 30 yıldır süren bir dostluğa dönüştü. Aklımda kalan; Ercan Kumcu’nun bilgeliği, erdemi ve gerçek bir aydın oluşuydu.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.