s

Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete

Türk futbol tarihinin en çılgın sezonuna “merhaba” dedik.
Transferlere harcanan astronomik paralar kısa vadede taraftarı memnun edecek gibi görünse de, önümüzdeki 5 yıllık süreçte kulüplerin mali bağımsızlığını ve rekabet gücünü sıfırlayacak büyük bir tehlikeye yol açabilir.
Gözler o denli kararmış ki, şampiyonluk dışındaki olasılıklar gerçekleştiğinde, gelecek yıla dair plan dahi yapamayacaklarının farkında değiller.
Dolayısıyla dört büyüklerden üçü, şimdiden felaket senaryosunun aktörleri olmaya adaylar. Bu gerçekten kaçış yok.Madem ezeli rekabetteki takımlardan söz ettik, biraz açalım.
Galatasaray’ın sadece Victor Osimhen için harcadığı para, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor’un bu sezon transfere verdiklerinin toplamından fazla.Son üç yılın şampiyonuna en yakın rakip Fenerbahçe. Sarı-lacivertli kulüp açısından değil ama, Başkan Ali Koç’un “ya hep ya hiç” sezonu olacağı kesin. İpi göğüslerse ne âlâ. Ya ikincisi olursa? Kimse felaket tellallığı demesin; zaten bozuk olan gelir-gider dengesi uçuruma dönüşür ve kulüp maaş ödeyemeyecek noktaya gelebilir.
Madalyonun diğer tarafına bakalım. Galatasaray bunca yatırıma karşın şampiyon olamazsa? Çeyrek asrın en ciddi ekonomik kriziyle karşı karşı kalabilir. Sonuçları 7 büyüklüğündeki bir deprem kadar yıkıcı olabilir.

TFF suç ortağıdır

Trabzonspor ve Beşiktaş’ın taraftarına sundukları tablo, rakipleri kadar risk içermiyor. Beklentiler daha düşük. İkisi de finansal açıdan sürdürülebilir politikaların farkına vardı nihayet. Giderek açılan makasın taraftarın gönlünü hoş tutacak transferler ve karşılığı olmayan harcamalarla kapanmayacağını anladılar. Maya tutarsa, piyango. Tutmazsa, niyet seneye.
Ekonomiden konuşunca yüzü asılan bir toplumu transferde dönen yüz milyonlarca euronun hesabıyla ve rakamlarla çileden çıkarmak istemem.
Lakin; yabancı çöplüğüne döndü ligimiz. Menajer tuzaklarıyla dolu her köşe. Kulüpler üçe aldıklarını bire satamıyorlar. Kimi zaman yüksek maaşlarından kurtulmak için bedelsiz gönderiyorlar.Futbol Federasyonu’nun açıkladığı ve kulüplerin uymak zorunda oldukları 2025-26 sezonu harcama limitleriyle, transfer havuzuna akıtılan parayı karşılaştırmaya kalkmayın sakın. Problemi çözemezsiniz. Körler sağırlar birbirini ağırlar.
Kulüplerin oyuncağı haline gelmiş, finansal fair play kriterlerini uygulamaktan korkan, üç günde bir talimat değiştiren, dün söylediğini bugün inkar eden bir federasyon, göz göre göre yaklaşan krizi önleyebilir mi? Vizyonu yetmez.
Günün özeti; “Bindik bir alamete, gidiyoruz kıyamete.”

Bravo Federasyona!

Meğer futbolumuzun tek derdi, yedek kulübelerinin disipline edilmesi ve soyunma odası koridorlarında yaşanan olaylarmış.
Haksız rekabet, hakemlerin performansı, federasyonun liyakatsiz ve ehliyetsiz ellere kalması, kurumsal istikrarsızlık, hakem yöneticilerinin basiretsizliği, yayın gelirlerindeki düşüş, futbolun marka değeri, tribün terörü, güven, adalet, alt yapıda yaşanan sıkıntılar yıllardır ortada dururken, konuştuğumuz şeye bakın;
Türkiye Futbol Federasyonu 4. hakemler ve temsilciler tarafından kullanılacak ‘yaka kamerası’ uygulamasını hayata geçirmiş.
Ayakta alkışlamak gerek, akıl edenlerin beynine sağlık!

Bu lig bitmez!

Federasyon ligin ilk haftasında üç maçı erteledi. Gerekçe, UEFA kupalarındaki sınavları. Tartışma yaratmıştı. Beyler hız kesmedi, üçüncü haftada da üç müsabakayı daha öteledi. Bunca yıldır bu işin içindeyim böyle karar görmedim.
Avrupa’da örnekleri var mı diye baktım. Henüz eleme turlarında yok. Ya bizimkiler gruplara kalırsa?
Şimdiden söyleyeyim, hakemler yüzünden değil, federasyonun basiretsizliğinden bu lig bitmez.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.