YÜKLÜ FATURALAR
İki kişilik aileye ağustos ayı elektrik parası olarak yüklü bir fatura geldiğini yazmıştık.
Faturada şöyle diyordu:
“...Elektrik aboneliğinizin 08/2025 dönemi tüketim bedeli 1.410,71 TL olup, 805,71 TL’lik devlet desteği sonrasında ödenmesi gereken fatura tutarı 605,00 TL’dir.”
Biz daha çok devlet desteği üzerinde durmuş, eğer günün birinde devlet desteği kaldırılırsa vatandaşın bu yükün altında ezileceğini kaydetmiştik.
Bir okurumuz not gönderdi.
- Ben 2019 yılında suya ayda 80 TL, elektriğe 300 TL ödüyordum. Bu sene en son faturada su parası 620 TL geldi, elektrik parası 525 TL... Su parası elektriği geçti, yaz aylarında doğal gazı da geri bıraktı...
Bu not üzerine bizim dairenin su parasına baktım: Adam başı 500 TL... İki kişilik daireye (devlet katkısıyla birlikte) 605 liralık fatura gelirken su parası 1000 TL...
Su parası almış başını gidiyor...
Üstelik bu sadece musluk suyu... Aylık içme suyu masrafımız da iki kişi için yaklaşık 1000 TL’yi buluyor.
Netice… Su, elektrik, doğal gaz 5 bin liraya yaklaşıyor. Bunlara telefon, internet, TV aboneliği, mutfak gazı gibi aylık giderleri de ekleyin...
Haftada bir de temizlik işçisi geliyorsa.
Aylık sabit masrafınız 20 bin liraya doğru kanatlanıyor demektir.
Ülkemizde ortalama emekli maaşının 17 bin, ortalama net işçi ücretinin 22 bin lira olduğunu buraya iliştirelim...
Gerisini siz düşünün...
GARBİS
Yıllarca birlikte çalıştığımız Milliyet Gazetesi’nin usta foto muhabiri Garbis Özatay hayattan ayrıldı.
Gazeteci olunmaz gazeteci doğulur sözünün canlı temsilcisiydi.
Ömrü objektifin gördüğünü yakalamakla geçti.
Onu bir hoş olayla analım...
Nazım Alpman arkadaşımız anlattı...
“ Hasankeyf’in dağ köylerinde telefonlu mağaralarda yaşayan yurttaşlarımızı ziyaret ediyorduk. Köyün meydanında toplananlarla sohbeti epeyce koyulaştırmıştık.
Gençlerden biri Garbis’e dönerek önce “Kapris Abi” dedi:
Sonra durdu düşündü, ekledi:
- Senin ismin biraz değişik?
Garbis “Ben Ermeniyim” deyince, bütün köy bir ağızdan haykırdı:
-Aman, estağfurullah aabiii!
Garbis, Türk vatandaşlığı konusunda bir komplekse sahip olmadığından gülüp geçtik.”
Garbis, bu tür olaylara da alışık olmalıydı.
CHATGPT
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson çarpıcı bir itirafta bulundu, çeşitli sorunlarda yapay zekâdan tavsiye aldığını açıkladı.
Kristersson’un, İsveç’in Dagens Industri gazetesinde yayımlanan açıklamasında, “Yapay zekâ araçlarını ikinci bir görüş almak için kullanıyorum” ifadesini kullanması, yapay zekânın siyasetteki rolünü gündeme getirdi.
Başbakan, ChatGPT ve Fransa merkezli Le Chat’i kullanıyormuş.
Açıklamaya elbet tepkiler geldi.
Umea Üniversitesi’nden Profesör Virginia Dignum, yapay zekânın siyasi fikirler bağlamında “anlamlı” bir görüş bildirme yeteneğinin olmadığını, sadece kendisini üretenlerin görüşlerini yansıttığını söyledi.
Profesör şu espriyi de ekledi:
- Bizler seçimde ChatGPT’ye oy vermedik ki...
JROKEZ
Jrokez lakaplı yayıncı Oğuz Dalgakıran, Ankara’daki 12’nci kattaki evinin balkonundan düşerek can vermiş. İntihar ettiği söylentileri de var.
Oğuz Dalgakıran olaydan kısa bir süre önce sosyal medya hesabından yaptığı son paylaşımda şöyle demiş:
“Dostlar bayağı halsiz ve bitkin uyandım. Sanırım hem Fenerbahçe hem yoğun yayın serisi yordu beni. Bugünlük izin istiyorum. Yarın iyi olursam inşallah bugünün acısını çıkarırız. Kusura bakmayın, yayını iptal ettiğim için. Görüşmek üzere”
Halsizliğin bir sebebinin de Fenerbahçe oluşu ilginç...
Bazımız futbolun yaşamdaki önemini bilmez.
Oysa, özellikle günümüzde futbol bazı insanlar için tek eğlence, tek teselli, tek mutluluk kaynağıdır. Eğer futbolda işler kötü giderse o insanlar kahroluyor, hayata küsüyor.
Futbolun bu işlevini bilelim... Kulüp yöneticileri de bu sorumluluğun bilincinde olmalı...
GEZEN
Müjdat Gezen hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” iddiasıyla soruşturma açılmış. Müjdat, savcılığa gidip ifade vermiş. Sebep, Ayşenur Aslan’ın Youtube’daki “Bizim Ev” programında anneleri överken sarf ettiği şu sözler:
“Müslümanlarda ölen kişi annesinin ismiyle gömülür. Çünkü Anadolu’da bir laf vardır, anan kesin anandır ama baban belki babandır.”
Müjdat bu Anadolu deyişini anaları yüceltmek için söylediğini anlatmış.
Bilemeyiz yeterli olacak mı?
Yargının da işi zor!
Sende Yorum yap