Rusya-Ukrayna savaşı: ‘Yol haritası’

Rusya-Ukrayna savaşının sonuna gelindi mi, henüz bilmiyoruz. Geçtiğimiz hafta da yazdığım gibi, Alaska’da yapılan ABD-Rusya zirvesinden net bir sonuç çıkmamıştı. Hemen ardından, hafta başında Washington’da ABD Başkanı Donald Trump’ın davetiyle Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodimir Zelenskiy’nin katıldığı zirvede, Rusya ile Ukrayna arasındaki şiddetin kalıcı bir şekilde sona ermesi üzerine görüş alışverişinde bulunuldu.
Kelime oyunları
Şimdilik ortada bir ‘sözcük’ ve kavram kargaşası var. Putin ‘ateşkes’ kelimesini duymak istemiyor, Ukrayna ise henüz ‘barış’ kelimesini telaffuz etmiyor. Rusya, Ukrayna’nın 4 bölgesini geri vermemek üzere bir anlaşma yapmak istiyor.
Avrupalılar, ilke olarak Ukrayna’nın barışı sağlamak için toprak tavizi vermesi gerektiğini kabul ediyor, ancak bu tavizin hukuki bir bağlayıcılığı olmaması gerektiğini savunuyor. Ayrıca Ukrayna’nın diplomatik tabirle ‘tarafsızlık ilkesini’ benimsemesi, yani halk diliyle NATO’ya üye olmayacağı ilkesini kabul etmesi bekleniyor. Avrupalılar, Ukrayna’nın Türkiye, Avustralya ve Japonya gibi ülkelerin de katılacağı bir güvenlik şemsiyesine veya mimarisine sahip olması gerektiğini savunuyor. Nitekim, yol haritasında önümüzdeki iki hafta içinde ABD ve Avrupalılar tarafından verilecek güvenlik garantilerinin çerçevesi çizilecek.
Türkiye garantinin parçası
Washington’daki zirvenin ardından, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Fransız haber kanalı LCI’ya verdiği röportajda yol haritasının çerçevesini bu şekilde özetledi.
Avrupa’nın ABD desteği ve Türkiye, Norveç, Avustralya gibi ülkelerin katılımıyla Ukrayna’ya güvenlik güvencesi verileceğini söyledi. Macron’un bu açıklaması, İtalya’da koalisyon ortağı La Liga’nın lideri ve başbakan yardımcısı Matteo Salvini tarafından şiddetli bir tepkiyle karşılandı. Salvini, “Macron çok istiyorsa, kendisi gitsin Ukraynalıları korusun” dedi. Bu sözler, Fransa’nın Roma’ya nota çekmesine ve İtalya’nın Paris Büyükelçisi’nin Dışişleri Bakanlığı’na çağrılmasına neden oldu.
Macron, önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler çatısı altında Zelenskiy ile Putin’in muhtemelen Cenevre’de ikili bir görüşme yapacağından bahsetti. Ancak Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, bu ihtimali ‘şimdilik’ reddetti. Zelenskiy de Putin’in barışı hedefleyen bir zirveden kaçmaya çalıştığını açıkladı.
Bu sırada, Kuzey Kore lideri Kim Jong-un, Rusya’nın yanında Ukrayna cephesinde savaşırken hayatını kaybeden Kuzey Koreli askerler anısına düzenlenen törende ‘gözyaşlarına boğuldu.’ Kore İşçi Partisi binasında düzenlenen törende, hayatını kaybetmiş asker portreleri önünde diz çökmüş bir fotoğrafı paylaşan Kuzey Kore haber ajansı, Kim Jong-un’un bu duygulu anını ölümsüzleştirdi.
Bu çerçevede, önümüzdeki 15 gün içinde Zelenskiy-Putin görüşmesi olur mu bilinmez. Litvanya hava sahasının bir kısmını Belarus’a kapatma kararı alırken, NATO ve Avrupalı müttefikler, Beyaz Saray ile sağlanan anlaşma çerçevesinde ABD’den Ukrayna’ya verilmek üzere silah alımını hızla sürdürüyor.
Görüşme trafiği turnusol kağıdı olacak. Bu durumun ışığında, ikili görüşme bir yana, Ukrayna-Rusya-ABD arasında üçlü bir görüşmenin yapılması mümkün mü, bu da bilinmiyor. Üçlü görüşmenin ne zaman ve nerede yapılacağı henüz netlik kazanmadı. Ukrayna ile Rusya arasında sağlanacak olan anlaşma sadece bir ateşkes mi, yoksa bir barış anlaşması mı? Yoksa Avrupalıların ifade ettiği gibi, karşılıklı ölümlere son veren bir mutabakat mı? Cephede ise Rusya, büyük kayıplar vermesine rağmen, parça parça da olsa Ukrayna’da toprak ‘kemirmeye’ devam ediyor.
Bilinmeyenler dizisi maalesef çok uzun. Rusya, yapılan anlaşmaya uyacak mı? O da bir muamma. Tek bir gerçek var: Trump, başkanlık seçimleri sırasında Ukrayna-Rusya barışı konusunda verdiği söze sadık kalmak istiyor ve bu savaştan sıkıldı. Avrupalılar, haklı olarak bu savaştan güvenlik açısından endişe duyuyor. Ukrayna, bu müzakerelerin aktörü olamadı. Rusya ise gelecekte elini güçlendirmek için zaman kazanmaya çalışıyor. Gerisi şimdilik hurafeden farksız.
Categories: Rusya-Ukrayna savaşı: ‘Yol haritası’
Sende Yorum yap