Ana muhalefette muhalefet fobisi

Kurultay takvimini başlatan CHP’de mahalle delege seçimleri birçok noktada gergin geçiyor. Hep böyleydi denilebilir belki ama bu kez durumun çok daha farklı olduğu açık. Doğrudan önceki Genel Başkan Kılıçdaroğlu’nun mevcut delegeler üzerinde hâlâ var olan etkisini, ağırlığını minimize etmek, hatta mümkünse hepten tasfiye etme hedefi söz konusu... Kılıçdaroğlu’nu destekleyebilecek tüm potansiyel grupları bile... Parti içi muhalefeti susturmak açıkcası… Dolayısıyla, mahalle delege seçimlerindeki kıran kırana süren mücadelenin nedeni de bu aslında. Çünkü CHP’de ilçe kongrelerinde oy kullanacak olan delegeler, tüm üyelerin katıldığı ve oy kullandığı mahalle kongrelerinde seçiliyor. Bu ilçe delegeleri, ilçe kongresinde İlçe Başkanı’nı, İlçe Yönetim Kurulu üyelerini ve il kongresinde oy kullanacak olan il delegelerini seçiyorlar. İl delegeleri, il kongresinde, İl Başkanı’nı, İl Yönetim Kurulu üyelerini ve Kurultay delegelerini belirliyorlar. Tüm illerdeki Kurultay delegeleri de CHP’nin Genel Başkanı’nı ve Parti Meclisi üyelerini seçiyorlar. Domino taşı etkisiyle yürüyen bir süreç söz konusu ve daha baştan, mahalle seçimini ayarladın mı genel başkanı seçecek kurultay delegesini ayarlamış oluyorsun. Onun için de Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu yeni oluşacak delege yapısını da kendisine yakın belediye başkanları ve il başkanlarıyla kendi istediği şekilde dizayn etmek istiyor. Hem de koltuklara oturdukları andan itibaren... Farklı görünen de gönderiliyor ya da istifa ediyor zaten... Niyet Kılıçdaroğluizlerini de partiden silmek...
***
Ancak bir yanda da süren şaibeli 38’inci Kurultay davası var malum..15 Eylül’de de karar çıkma beklentisi söz konusu... Çıkarsa olasılıklar arasında o kurultaydan bu yana CHP’deki değişimlerin, alınan kararların hiç yaşanmamış, olmamış, paylaşılan koltukların yok sayılma durumu da var… Çıkarsa ve bu yönde olursa zaman geri alınabilir... Kılıçdaroğlu’nun dönme olasılığı yani... O zaman da tam tersi gelişmeler yaşanabilir. Böyle bakıldığında da genel merkezin delegeleri kendisine göre dizayn etme hareketliliği ve mahkemeden çıkması muhtemel mutlak butlan kararı tedirginliği ya da muhalefet fobisi ikileminde sıkışan, sancılı bir ana muhalefet görüntüsü hakim CHP’de... 15 Eylül’e de bir şey kalmadı, ortalık kızıştı. Özellikle de Kılıçdaroğlu odaklı tartışmalarla… Bir önceki karar beklentisi 30 Haziran öncesinde de olduğu gibi… O zaman da sosyal medya platformlarında Kılıçdaroğlu’na dönük ağır eleştiriler, hakaretler söz konusuydu… Hâl böyle olunca da bunların bir merkezden yönetilme olasılığı geliyor insanın aklına ister istemez… Olası bir dönüş kararı durumunda Kılıçdaroğlu’nun tavrını etkilemek amacıyla cepheyi tahkim edip partililerce baskı oluşturmak adına... Duruşma tarihi yaklaştığında ve karar beklentileri yükseldiğinde CHP’lilerdeki öfkeyi, tepkiyi tetiklemeye dönük manipülasyon ivmesinin daha da hızlanacağı belli… Kılıçdaroğlu’nun Hacı Bektaş-ı Veli Anma Törenlerine davet edilmemesi de bunun açık işareti gibi...
***
Yani mitinglere hız kesmedendevam eden CHP kurumsal olarak tamanlamıyla teyakkuzda... Ama bu ülke değil, kendi iç meselelerinden kaynaklı. Ağırlıkla da karşılıklı birbirlerini tasfiye etme hesapları üzerine... Gelişmeler bağlamında, CHP’den kopma, yeni bir siyasi yapılanma doğma olasılığından dahi söz ediliyor. Olur olmaz o ayrı bir tartışma konusu ama CHP içindeki güç dinamikleri,dengeleri açısından bakıldığında “kılıçlar” bu kadar çekildikten sonra tarafların biraraya gelmeleri, tek ses vermelerindeki sıkıntıyı kestirmek hiç de zor değil. Bunun CHP tabanında, örgütlerinde ve seçmen nezdinde yarattığı, yaratacağı rahatsızlığı da... Nitekim dün konuştuğum CHP’nin önde gelen bir isminin partideki bu kaynama ve hesaplaşma görüntüsüne yönelik tespiti iki cümleyle şuydu: “Sonradan CHP’li olanlar, CHP’nin geleneklerini, kültürünübilmiyorlar... Bu kavgalar partiyi çürütür...”
Categories: Ana muhalefette muhalefet fobisi
Sende Yorum yap