s

Londra’dan Hong Kong’a zaman yolculuğu

1851 Londra Sergisi, modern anlamdaki ilk uluslararası fuar olarak kabul edilir. “The Great Exhibition of the Works of Industry of All Nations” isimli fuar, saat endüstrisi için de bir dönüm noktası oldu. O yıl bizim için de ayrı bir önem taşıyan bir olay yaşandı: Osmanlı saat ustalarının pîri olarak bilinen Ahmed Eflâkî Dede, her parçasını kendi ürettiği bir iskelet saatle fuara katılmak üzere gönderilmişti. Ancak bir talihsizlik sonucu, kalabalık Osmanlı heyetini taşıyan vapur fuar sona erdikten sonra İngiltere’ye varabildi. Fuara katılmak artık mümkün olamayacağından Osmanlı eserleri, başta Ahmed Eflâkî Dede’nin saati olmak üzere, Londra’daki Kristal Saray’da altı ay boyunca sergilendi. 11 Ekim 1851’de sona eren bu sergiyi Kraliçe Victoria dahil binlerce kişi ziyaret etti.

Ancak tarihe yön veren asıl büyük hadise, fuarın kendisiydi. Sanayi Devrimi’nin teknolojik yeniliklerinin sergilendiği bu fuar, İsviçreli saat üreticilerinin uluslararası alanda adını duyurmasını sağladı. Ayrıca Amerikan seri üretim tekniklerinin Avrupalı üreticiler üzerindeki etkisini de gözler önüne serdi. Bu fuardan sonra İsviçre, saat teknolojisi alanında Fransa’nın önüne geçti.

Yakın Batı

Saat fuarları 20. yüzyılda bağımsızlaşıp kurumsallaştı. İsviçre’deki Basel Fuarı (sonradan Baselworld), sektörün merkezi haline geldi. 1970’lerdeki ekonomik kriz sonrası 1980’lerde mekanik saatlerin yeniden yükselişiyle birlikte Baselworld, markaların lansmanlarını yaptığı ve tüm sektör takviminin belirlendiği vazgeçilmez bir küresel buluşma noktasına dönüştü. Artan maliyetler ve katı kurallardan duyulan hoşnutsuzluk Baselworld’e alternatif olarak 1991’de Salon International de la Haute Horlogerie (SIHH) fuarının kurulmasına yol açtı. Bu fuar, lüks saatçiliğe odaklanıyordu. Böylece sektör, Baselworld ve SIHH arasında iki kutuplu bir yapıya büründü.

KOVID-19 pandemisi ise devrim niteliğinde bir dönüşümü tetikledi. Fuar iptalleri markaları dijital tanıtımlara zorlarken, Baselworld kapandı ve yerini Watches & Wonders fuarına bıraktı. Son beş yıldır düzenlenen Cenevre Saat Günleri adlı bir başka önemli fuar daha bulunuyor.

Uzak Doğu

Hong Kong 1983’ten beri düzenlenen (Hong Kong Watch & Clock Fair) uluslararası saat fuarıyla, özellikle Asya pazarı ve tedarik zinciri için kritik bir merkez olmayı sürdürerek bu coğrafi kaymanın simgesi haline geldi. Son yıllarda bu iki uç arasına Dubai Watch Week (DWW) de katıldı. Ancak DWW, bir fuardan çok entelektüel bir platform olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz yılki DWW, bu açıdan güzel örneklere sahne oldu: İngiliz saat ustası Fiona Krüger yaratıcı otomatlar inşa etme üzerine bir oturum yönetmiş, Elaine Wong ise Çin kaligrafi sanatı üzerine bir ders vermişti.

Cenevre’deki Watches & Wonders fuarı, İsviçre saat endüstrisinin yeniliklerini ve lüks saatçiliği öne çıkarırken, Hong Kong Saat Fuarı sektörün ticaret, üretim ve tedarik zincirine odaklanıyor. Watches & Wonders’da yeni modeller, hikâyeler ve marka imajı ön plandayken, Hong Kong Saat Fuarı belki çok göz önünde değil ama en yeni üretim, tedarik ve teknoloji gibi “sahne arkası” unsurları sunuyor.

“Hong Kong Dial”

Biraz da sevdiğim bir saatten söz edeyim. Tipografiye ve saatlere meraklı üç kız kardeş tarafından kurulan İskoçyalı Paulin ile Hong Kong merkezli erkek giyim markası The Armoury arasındaki iş birliği 2023’ten bu yana devam ediyor. Hong Kong Dial ismi verilen iş birliği saatlerinde üstte Roma altta ise Çin rakamları görülüyor. Doğu ile Batı’yı birleştiren bu saat, zaman yolculuğunun en zarif eserlerinden biri olarak görülebilir; bir diğeri ise Ahmed Eflâkî Dede’nin saatidir.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.