s

Eğitim reformu neden zorunlu?

Eğitimde sayısal anlamda çok yol kat ettik. Bütçeden en büyük payı eğitime ayırıyoruz. Okullaşma oranlarımız tavan yaptı. Diplomalı kalifiye eleman sayımız on milyonlara ulaştı ama hâlâ ciddi sorunlarımız var.

Dahi iyi bir eğitim istemeyenimiz, eğitimin çocuklarımızın ve ülkemizin geleceği için önemini bilmeyenimiz yok gibi ama buna rağmen eğitim denildiğinde kıvranıp duruyoruz.Hayallerimiz ile yaşananlar bir türlü örtüşmüyor.

Üniversite olsun da neresi olursa olsun noktasından şu üniversite ve şu bölüm olmazsa olmaz noktasına geldik. Yüzbinlerce öğrenci tercih yapsa üniversiteli olacak ama tercih bile yapmıyor.

Haksızlar mı? Kesinlikle hayır.

Milyonlarca üniversite mezunu, bırakın birkaç yabancı dili, mastırı, doktorası olanlar bile iş bulamıyor. Bulsa da aldığı maaşla geçinemiyor…Bir yanda on milyona yakın işsiz ya da öğrenim görmediği alanla hiç ilgisi olmayan alanlarda çalışmak zorunda kalan gençten söz ediliyor öte yanda çalışacak personel bulunamadığı gerekçesiyle kapılarını sonuna kadar mültecilere ve yabancı işçilere açan sektörler var.

İnsan gücü planlaması ve istihdama yönelik eğitim konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyoruz.

Çocuklarımıza büyük hayaller kurduruyoruz sonra da olana razı ol denildiğinde iş işten çoktan geçmiş oluyor.

4+4+4 modeliyle doğan her çocuğu üniversite önüne yığmakla kalmıyor, isteyen herkesi üniversiteye alıyor, onunla da yetinmeyip hepsini mezun ediyoruz. Sonra da devlet iş kapısı değil, başınızın çaresine bakın dediğimizde bütün dünyaları kararıyor.

Ara insan gücü yetiştirme konusunda büyük hatalar yaptık. Meslek adamı olmak için meslek liselerine giden öğrencilere bile üniversite hayali kurdurup, eğitim sistemlerini ona göre dizayn ettik. Üniversiteyi bitiren iş bulamadı, üniversiteyi kazanamayıp teknisyenlik yapmak zorunda kalan da mesleğine küstü…

Yanlış bir döngü içerisinde okyanusta rotasını kaybetmiş gemiler gibi bir oyana, bir buyana savrulup duruyoruz.

Kazananı kim?

Peki bu sistemin kazananı kim?

Ülkemiz mi? Kesinlikle hayır.

Veliler mi? Kesinlikle hayır.

Öğrenciler mi? Kesinlikle hayır?

Yüksek yaşam kalitesi mi? Kesinlikle hayır…

İlim mi, bilim mi, teknoloji mi, eğitim mi, üretim mi? Kesinlikle hayır.

İş dünyası mı? Kesinlikle hayır…

Tek kazananı var o da sınav sektörü.Önceki yıllarda yapılan bir araştırmaya göre her yıl sınav sektörüne harcanan para 10 milyar dolar civarındaydı. Ciddi hem de çok ciddi bir meblağ. 10 yılda 100 milyar, 40 yılda 400 milyar dolar eder!Eğer bu parayı sınavlar için değil de eğitim sistemimizi iyileştirmek ve istihdam yaratmak için harcasaydık bugün yaşanan pek çok sorun muhtemelen hiç yaşanmayacaktı.

Peki bu 40 yıllık sınav odaklı eğitim sistemi ile akademik anlamda büyük bir başarı elde ettik mi? Sınav sonuçları, işsizlik rakamları ve eğitim kalitesi ortada.Bir yerde yanlış yapıyoruz ama farkında değiliz. Yoksa sınav odaklı eğitimde böylesine ısrarcı olmazdık!..

Son yıllarda yaşananlardan hiç ders almadan hiçbir şey yokmuş gibi aynen yola devam edersek, ilerideki pişmanlıklarımız çok daha büyük boyutlarda olacaktır. İşte bu yüzden 2025 sınav sonuçlarını bir kez daha ciddi anlamda analiz etmekte yarar var.

Eğitim için yaptığımız maddi ve manevi fedakarlıkların karşılığı kesinlikle bu olmamalı.

Bu gidişle nasıl ki evlenme ve çocuk yapma konusu bir beka sorunu haline geldiyse, eğitimden kaçış da aynı şekilde hatta daha büyük boyutlarda bir beka sorunu haline dönüşebilir.

Çocuklarımızı eğitime küstürmek, onlara ve ülkemizin geleceğine yönelik olarak yapılacak en büyük hatalardan birisi olur ve ne olur böylesi bir tabloyu aklımızın ucundan bile geçirmeyelim…Daha önce de birkaç kez yazdım ama bir daha hatırlatmakta yarar görüyorum.

Çocuklarımıza en büyük “kötülüğü” iyilik olsun diye biz ebeveynler ve devlet yapıyor.

Ülkemizin dört bir yanını onlar mutlu olsun diye üniversitelerle donattık, diploma sahibi yaptık. Sonuç? Şimdi daha mı mutlular?..

Sınavlar yüzünden neredeyse yarım asırdır çocuklarımıza çocukluğunu, gençlerimize gençliklerini yaşatmadık. Devlet ve aile bütçesinden en büyük payı eğitime ayırdık. Ülkemizin ve çocuklarımızın geleceği her türlü fedakarlığa değer deyip her şeyin en iyisini istedik ama ne istediysek hep tam tersi oldu. Peki daha nereye kadar?

Özetin özeti: Reform şart!..

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.