s

Sezar ve Picasso Kayseri’de buluştu

6 – 14 Eylül arası 9 gün sürecek Kültür Yolu Festivali içinKayseri’deyim…Bakan Ersoy, “Kayseri’nin sıradan bir şehir olmadığını hemen anlarsınız” diyor. Şehrin köklü geçmişi ve parlak geleceğisergi, konserve lezzetli sofralarda buluşuyor.

Kültür Festivali için Kayseri’deyim. Şehre indiğimde, aklımda bir soru vardı: “Beni bu şehirde bekleyen ne?” 6-14 Eylül arası9 gün sürecek Kültür Yolu Festivali için şehre gelen kalabalığın nereye uğrayacağını az çok tahmin edebiliyordum ama beni nerenin durduracağını bilmiyordum. Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nin geniş yürüyüş yollarından geçerek resmi açılışın yapılacağı binaya ulaştım. Sade ama iddialı mimari, içeride ne olacağını hissettiriyordu. Kayseri tarihiyle sanatın aynı cümlede buluşabileceğini göstermek için hazır görünüyordu.

Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un konuşması tam da festivalin anlamını tarif eder nitelikteydi. “Kayseri’nin sıradan bir şehir olmadığını sokaklarında dolaşınca hemen anlarsınız” diyerek başladı. Ardından, şehirlerin artık ülkelerden çok daha hızlı biçimde birbirleriyle rekabet ettiğini hatırlattı. Ona göre artık mesele, şehirlerin yalnızca geçmişini anlatması değil; geleceği nasıl kurduğuyla da ilgili. Yanında AK Parti Genel Başkanvekili Mustafa Elitaş, milletvekilleri Ayşe Böhürler, Şaban Çopuroğlu, Dursun Ataş, S. Bayar Özsoy, Murat Cahit Cıngı vardı. Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç ise bu sözlerin altını çizen bir ifadeyle gözlerini sergi alanına çevirmişti.

Gravür konuşur mu?

Sıra sergileri gezmeye gelmişti. İlk durak, “Paranın Yüzünde Anadolu: Sezarlardan Sultanlara” sergisiydi. Çoğu zaman kenarları aşınmış ama üzerindeki portreler hâlâ dimdik ayakta duran sikkeler... Anadolu’nun farklı dönemlerinde hüküm süren isimler, artık metalin üstünde sonsuzluğa kazınmış gibiydi. İmparatorlardan beylere vepadişahlara kadar uzanan bu para hikâyesi, aynı zamanda bir medeniyet haritasıydı.

İkinci durağım daha modern ama daha yüksek sesliydi. “Pablo Picasso: Yaratılış Her Şeydir” sergisi festivalin evrensel sanatla kurduğu köprünün en belirgin kanıtıydı. Picasso’nun çizimleri, gravürleri, posterleri ve fotoğrafları... Hepsi orijinaldi. Her biri Picasso’nun yalnızca fırçayla değil, iç dünyasındaki çatışmalarla çizdiği tasvirlerdi. Bir an durup, açılışta Bakan’ın söylediği şu söz geldi aklıma: “Sanatın iyileştirici gücüne inanıyoruz.”

Belki de bu yüzden, bu yıl 20 şehri kapsayan organizasyon, yıl sonuna kadar Gaziantep, Konya, Ankara, İstanbul, Malatya, Diyarbakır, Mardin, İzmir ve Antalya’da da devam edecek.

Sanatla dayanışma

Bakan Ersoy’un altını çizdiği başka bir konu da, festivalde Filistin için hazırlanan özel içeriklerdi. “Sanatla dayanışma olur mu?” diye soranlara, cevabı veren bir bölüm olacak bu etkinlikler. Kültür Yolu, yalnızca geçmişi anlatmakla kalmıyor; bugünün vicdanına da sesleniyor. Şehre indiğimde aklıma gelen o soruya geri döndüm: “Beni bu şehirde bekleyen neydi?” Bu sorunun cevabı ne sergilerin içeriğinde ne de süresindeydi. Kayseri, her ziyaretçiye kendi cevabını arayacak kadar geniş bir alan sunuyordu.

Kayseri lezzetleri yeniden yorumlandı

Kayseri Kalesi’nde gidenlerin karşısına çıkacak olan “Seyyah: Anadolu Medeniyetleri” sergisi, yalnızca görsel bir şölen değil, aynı zamanda yapay zekânın kültürel anlatıya nasıl entegre edilebileceğini gösteren bir deneyim alanı niteliğinde.Festivalin müzik ayağı ise herhalde en coşkulu kısmı olsa gerek. Birçok sanatçı sevenleriyle bir araya gelecek.

Etkinlik boyunca kurulan “Lezzet Noktaları” da gastronomik belleği adeta yeniden yorumluyor. Şef Ramazan Bingöl’ün koordinasyonunda hazırlanan menülerde, coğrafi işaretli ürünler çağdaş mutfak teknikleriyle yeniden sunulacak. Kayseri mantısından pastırma ve yağlamaya kadar pek çok geleneksel tat bu noktada yeni bir hikâyeye kavuşacak.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.