s

Ne köy olur, ne kasaba!

Ligin 6. haftası, tarihinin en pahalı kadrosunu kuran Fenerbahçe 6 puan kaybetmiş, maç oynanırken koltuğunu yitiren eski başkan Ali Koç şampiyonluk sözü veriyor, yeni gelen Sadettin Saran, ‘Biz bu takımın arkasındayız’ diyor. Oysa takım, takım olmaktan çok uzak... Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim; böyle oynamaya devam ederlerse, Tedesco fanteziler yapmayı sürdürürse bu takımdan ne köy olur ne kasaba...
Şampiyonluk mu? Onu geçin o çoktan bir sonraki sezonun hayali oldu bile.
Fenerbahçe’nin ilk 11’i açıklanınca, seçimde olan akıllar birden maça döndü. Çünkü Tedesco hem şaşırtıcı hem de tedirgin edici bir 11 sahaya sürmüştü. İlk 6 haftanın gol yükünü çeken En Nesyri kenarda, fizik olarak hazır olmayan Semedo’nun yerine oyunun temposunu yükselttiğini bildiğimiz Mert Müldür kenarda, sol tarafın ritmini sürekli yukarıda tutan Archie Brown kesik yemiş, dinlendirilmesi beklenen Talisca santrfor olarak sahaya sürülmüştü.
Tedesco’nun bu tercihlerini tam tartışmaya açıyorduk ki, Asensio’nun erken golü bir anda kafalardaki soru işaretini siler gibi oldu, ne var ki bir 15 dakika geçtikten sonra Fenerbahçe’de ciddi sorunlar olduğu ortaya çıktı. Her maç biraz daha fizik gücünü yitiren Fred’den mi bahsedelim, nihayet ilk 11’de oynadı ve kendini gösterecek diye beklentiye girdiğimiz İrfan Can’ın savunmadaki zaaflarına mı vurgu yapalım, yoksa Talisca’nın vurdumduymazlığına mı? Elbette Oosterwolde’yi de unutmuyoruz, ondaki gerginlik de mutlak konuşmamız gereken konulardan birisi. Ama asıl konuşulması gereken konu, Tedesco’nun rotasyon diye nitelenen tercih ettiği kadroydu.
Avrupa maçları başlamış, üstüne ligde yoğun bir tempoya girilmiş. Ayrıca bütün oyuncularınız yüksek form grafiği yakalamış olsa, o zaman bir rotasyonu anlayabilirim. Dünkü bence rotasyonla alakası olmayan, deneme-yanılma uygulamasıydı. Eğer gerçekten kafanızda bir rotasyon olacaksa bunu başlangıçta değil, maçın ilerleyen dakikalarında yapmak daha mantıklı olurdu. Ritmi en yüksek, sonuca en çabuk gidebilecek ve alışkanlığı da olan kadroyla başlardınız, istediğiniz sonucu aldıktan sonra da değişikliklere giderdiniz. Benim iddiam En Nesyri ile başlamak, Talisca’ya oranla her zaman en doğrusudur. Bu bir tane örnek. Archie Brown kolaylıkla ikinci ve en net örneklerden biri olarak gündeme gelebilir.
Gerçekçi olalım, bu en pahalı takımın sonuca gitmesi, yani şampiyon olması çok zor. Yeni Başkan Sadettin Saran’a da ‘hayırlı olsun’ dileyelim ve hatırlatalım ki, onun işi çok ama çok daha zor.

Categories: Ne köy olur, ne kasaba!

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.