s

Batı Şeria endişesi

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu geride kaldı. Filistin meselesi 80’inci yıldönümüne damga vurdu. Gazze’de ateşkes için çabalar sürüyor ama Pazartesi gününden itibaren Batı Şeria’yı konuşabiliriz. Her ne kadar ABD Başkanı Donald Trump “Orada işgali tanımayacağım, bu kadar yeter”dese de, bölge ülkelerine bu konuda sözler verse de, 29 Eylül’de İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu’nun Trump’ı bu konuda ikna etmesi kimseyi şaşırtmaz. Korkulan da bu.

Arap liderlerin uyarısı

ABD Başkanı Donald Trump’ın New York’ta Arap ve İslam ülkelerinin liderleriyle yaptığı toplantıda sunduğu 21 maddelik plan, Gazze’de ateşkesi sağlayabilmek için yeni bir sürecin başladığını gösteriyor. Özel Temsilcisi Steve Witkoff da ‘Yakın bir dönemde ilerleme sağlanacak’’ diyerek bunu teyid etti.

Bölge liderlerinin Gazze’nin yanı sıra bir diğer endişesi ‘Trump’ın Batı Şeria’daki işgali tanıma ihtimali.’ O toplantıdan sonra Arap ve İslam ülkeleri bu konuda Trump’tan güvence aldıklarını söylediler. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da “Trump’ın bu meseleyi kırmızı çizgisi olarak gördüğünü” anlattı. “Batı Şeria’da bir işgali tanımayacağı konusunda görüş bildirdiği’ mesajını paylaştı.

Bu sözler verilmiş, bu açıklamalar yapılmış olabilir; ama herkes biliyor ki Trump’ın 30 Eylül’de ortaya çıkıp, taban tabana zıt bir görüşü zikretmeyeceğinin garantisi yok. Dahası Netanyahu’nun Trump’a rağmen adım atmayacağını düşünmek de Doha saldırısından sonra iyimserlik. Mesele sadece ‘Trump’ın karşı çıkmamasını sağlamak.’

Karar, görüşmesonrası

İngiltere, Kanada, Portekiz, Fransa ve diğer ülkelerle birlikte BM’de Filistin’i tanıyan devlet sayısı 157’ye çıktı. BM’deki o toplantıdan sonra İsrail’in Daimî Temsilcisi Danny Danon’a ‘karşı adımlar ne olacak?’ diye sorulduğunda cevabı endişe vericiydi:

“Başbakanımız Washington’da bu konuyu Trump ile görüşecek ve kararlarımızı ondan sonra açıklayacağız.”

Başbakan Netanyahu, ‘Yahudi yerleşimlerini genişletme’ sözü vermiş, Yahudiye ve Samiriye’de yerleşim yerleri inşalarının devam edeceğini söylemişti. 29’undaki toplantı bu sebeple bölge tarafından kaygı ve biraz da korku ile bekleniyor çünkü ABD Başkanı en son kiminle görüştüyse onun sözlerinin etkisinde kalan biri. Mevzu İsrail olunca zaten inanmaya da çok hevesli.

Batı Şeria baskısı

İsrail Başbakanı, üstüne basa basa ‘bir Filistin devletinin olmayacağını’ söylüyor. Nihai amacı bu ve zaman kolluyor, hedefine ulaşmak için de konjonktür uygun olduğunda harekete geçiyor.

Bununla birlikte ortada bir gerçek daha var ki, o da İsrail kabinesinde Netanyahu’dan çok daha sert isimler olduğu. Aşırı sağcı iki bakan Ulusal Güvenlik Bakanı Ben Gvir ve Maliye Bakanı Bezalel Smotrich ‘tanıma adımlarına karşı Batı Şeria üzerindeki egemenlik kurma’ konusunda baskıyı artırmış durumda. Bu konuda Knesset’in gündemine önümüzdeki günlerde bir yasa tasarısı gelebilir. Netanyahu’nun Washington’da bu plana destek arayacağı kesin.

7 Ekim sonrası düzen

Video konferans ile BM Genel Kurulu’na seslenen Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas da “İsrail’in Kudüs’ü tecrit eden, E1 Bölgesi’ndeki inşaatı genişleten işgal politikalarını kınıyoruz”diyerek riske dikkat çekti.

Netanyahu, Trump’a rağmen bir şey yapabilir mi? Doha saldırısı bu konuda bir sınırın olmadığını bize gösterdi. Dahası ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın Doha saldırısı ile ilgili sorulara verdiği yanıt bize geleceğe dair bir perspektif veriyor:

“7 Ekim’den sonra Orta Doğu’da her şey değişti. Netanyahu eğer sınırlarının ve insanlarının tehdit edildiğini düşünürse her yere gider, her şeyi yapar.’’

Ürdün Kralı 2. Abdullah’ın BM kürsüsünden dediği gibi “Ülkelerin bugün tanıma yönünde verdiği taahhüt, uzun, zorlu ama gerekli bir yol anlamına geliyor”uyarısını da böyle okumak lazım. Hele ki, İsrail Başbakanı’nın BM konuşmasını dinledikten sonra…

Categories: Batı Şeria endişesi

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.