Yunanistan ve GKRY AB’ye ‘ihanet etti’

Bu başlık, siz değerli okuyuculara ilginç gelebilir. Sözler bana ait olsa, taraflı bir yorum olarak değerlendirip yanlı olduğumu düşünebilirdiniz ancak bu ifadeler, Avrupa Birliği’ne (AB) üye ülkelerin yetkilileri ve medya kuruluşlarına ait. Zira, AB’nin çıkarlarına aykırı olsa bile, dayanışma ve sadakat uğruna, her fırsatta Türkiye aleyhinde oy kullanmaları konusunda üye ülkelere baskı yapıp amacına ulaşan Yunanistan ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY), bu kez Brüksel’i şaşırttı.

Atina ile Lefkoşa, AB’nin ortak tutum belgesine rağmen, Uluslararası Denizcilik Örgütü’nde (IMO) müzakere edilen ve “Temiz Sıfır Atık Çerçeve Anlaşması”nın (NZF) yürürlüğe girme tarihinin ertelenmemesi yönündeki oylamada, Birlik’e karşı ABD’den yana oy kullandı.
Ortak görüşe rağmen
Oysa AB, geçtiğimiz Nisan ve Haziran aylarında ortak görüş oluşturarak, IMO’nun NZF projesinin ertelenmemesi konusunda anlaşmıştı. Bu karar, 27 üye ülkeyi bağlıyordu. ABD ise, IMO’daki NZF’nin ertelenmesinden yanaydı. Hatta “Financial Times” gazetesi, ABD’nin IMO toplantısında, NZF’nin uygulamasının ertelenmesi için heyetlere “korkunç” baskı yaptığını, gözdağı verdiğini yazdı.
Yunanistan ve Rum Kesimi’nin bu davranışı, AB’de büyük tepkiyle karşılandı. Gemi taşımacılığının önde gelen yayın kuruluşu “Lloyd’s List”ten Richard Meade, “Yunanistan ve Kıbrıs’ın IMO’da AB birliğini bozmasının ardından, öfkeli yetkililer, yasal işlem başlatmayı düşünüyor” başlıklı haberinde, Atina’nın AB’ye adeta ihanet ettiğini açıkça belirtti.
Tepkiler sonrası konuşan Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ise, ülkesinin ABD’ye danışmadan, AB üyesi ülkelerin doğru kararı almaları için zaman kazanmak amacıyla ortak karardan ayrıştığını savundu. Rum Kesimi’nin tutumu da, ulusalcı politikalarıyla bilinen ülkedeki “Politis” gazetesinde geniş yankı buldu. Gazete, Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın IMO’da son dakikada çekimser kalmasının “AB içerisinde çatlak” yarattığını manşetine taşıdı. İtalyan “Portnews” ise, “Bir adım ileri iki adım geri” başlıklı haberinde, iki ülkenin sadece kendi gemicilik çıkarlarının peşinde olmadıklarını, aynı zamanda ABD’nin hışmına uğramamak üzere AB’den tamamen ayrıştıklarını yazdı.
SAFE’yi kullanmıştı
Hatırlanacağı üzere, Türkiye’yi AB’nin savunma fonu SAFE’den dışlamak üzere veto tehdidi kullanan Yunanistan ve Güney Kıbrıs, halen, Hollanda öncülüğünde gerçekleştirilmek istenen ve Türkiye’nin de dâhil olacağı AB’nin PESCO mobilite projesine de yeşil ışık yakmıyor. Keza, Doğu Akdeniz’de gerilimin sona ermesine rağmen, 7 yıldır Avrupa Yatırım Bankası fonlarının Türkiye’ye yeniden tahsisini engellemeye de devam ediyorlar.
Oysa birçok AB üyesi ülke, Türkiye ile ikili ilişkilerini tehlikeye atıp, sadece “dayanışma ruhu” çerçevesinde Atina ve Lefkoşa’nin Türkiye aleyhindeki kararlarını veya vetolarını siyaseten destekliyordu. Bu iki ülkenin, ABD uğruna AB’ye ihanet etmelerinin cezasız bir hamle olarak kalmayacağını dile getiren Brüksel’deki diplomatik çevreler, bu ayrışma hamlelerinin ve diplomatik karşılığı olacağını da ifade ediyor.
Bu olayın, AB’de Yunanistan ve GKRY’nin Türkiye aleyhindeki kararları üzerinde bir etkisinin olması beklenmiyor. Ancak yaşananlar, söz konusu iki ülkenin ne denli “güvenilir” oldukları konusunda Brüksel için önemli bir deney oldu.
Sende Yorum yap