s

Kaş yaparken göz çıkarmak

Günlerdir tuhaf bir tartışmanın içindeyiz.

Soru basit; bahis niçin oynanır?

Cevap anahtarındaki diğer üç seçeneği silin atın; para kazanmak, haksız yere köşeyi dönmek, illegal kazancı kayıt dışı gelire çevirmek için elbette.

Oynayanların nakite dönüşen kuponlarına gururla bakıp, futbol bilgileriyle tatmin olacaklarını mı düşünüyorsunuz yoksa?

Maalesef tepeden tırnağa müthiş bir yozlaşma ve çürümenin eşiğindeyiz.

Yaşananlar sorgulanırken, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, yetkin insanlarla karşılaşınca “duvara toslayan” yorumcular ve gazeteciler var sahnede.

Baksanıza savunmalarına; “Formasına giydiği takımlar için bahis yapmamış ki”, “Bahis yasal yollardan ise sorun olmamalı”, “Efendim üzerinden beş yıl geçmiş, abartmayın”, “Adam bir defa oynamış.”

Bir kere bahis yapmış hakeme verilen 8 ay cezaya niçin ses çıkarmıyorsunuz?

Açın bir daha okuyun talimatları; Futbolcu kupon dolduramaz. Kulüp başkanı kendi maçları üzerine bahis yapamaz. Teknik direktör müsabaka sonuçları manipüle edemez. Menajer yüksek rakamlı kuponlar üzerinden oyuncularını ayartamaz. Hakem bahis yapamaz.

NEREDE KALDI ADALET?

Yeri gelmişken; temiz eller operasyonu başlatan Futbol Federasyonu Başkanı İbrahim Hacıosmanoğlu’na sormak istiyorum:

Bahis hesabı olduğu belirlenen ve “istifa ettirilen” 40’tan fazla TFF maç temsilcisini neden ifşa edemiyorsunuz? Kim bunlar?Ayrıcalıkları ne?

Siz yanıt veremezsiniz ben söyleyeyim; çünkü çoğu devletin önemli kurumlarında görev yapan hatırı sayılır üst düzey bürokrat. Sicilleri bozulsun istemediniz.

İyi de, bu mu adaletiniz?

Bırakın sicili, yargılama sürece bitmeden kamuoyu nezdinde infaz ettiğiniz hakemlere ve ailelerine ne olacak?

Hani her olayda tarafsız, şeffaf ve adaletli davranacaktınız?

O zaman; bahis skandalına karışanların hepsini niçin önceden uyarıp “Ya hemen bırakın, ya da isimlerinizi açıklarım” demediniz?

Eğer suç ise, bahis yapan hakemle kupon dolduran TFF temsilcisi arasındaki fark nedir?

HAKEMİN DAYISI YOK!

Başka bir konu başlığı daha; bahisten PFDK’ya sevk edilen futbolcuların tamamına yakını alt sınırdan ve takdiri indirim yapılarak “45’er gün ceza” aldı. Sonra “püripak” olarak yeşil sahalara dönecekler.

Ama aynı durumdaki hakemin futbol yaşamı bitecek.

Çünkü arkalarında “dayıları”, “siyaseten abileri” ve “lobileri” yok!

Mal bulmuş mağribi gibi “eksik” bilgilerle “tarihi” operasyona hakemlerden başlayıp onları kirli düzenin baş suçlusu ilan etmek ne kadar doğrudur?

Olup bitenleri izleyince insanın aklına geliyor; “Güçlünün adaleti mi, adaletin gücü mü?”

Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklendi. Soruşturmalar hakkaniyetle yürütülmez ve liyakat unutulursa, olay farklı bir boyuta taşınacak ve TFF bu yükün altından kalkamayacaktır.

Son olarak sayın Hacıosmanoğlu’na soruyorum;

TFF bünyesinde bahis hesabı olan personeliniz veya yönetim kurulu üyeniz var mı?

Halen milli takım kadrosunda yer alan lejyoner bir futbolcunun yaşadığı ülkede bahis ile ilişkilendirildiği iddialarını da araştırdınız mı?

Aman dikkat; kaş yapayım derken göz çıkarmayın.

SEN DE HAKLISIN!

Bir gün bir köyde iki komşu tarlalarının sınırı konusunda kavga edip soluğu köyün bilgesi olan Hoca’nın yanında almış.

İkisi de aynı anda konuşuyor ve birbirlerini suçluyor, haklı çıkmak için sözlerini kesiyormuş.

Hoca önce birini dinlemiş, “Sen haklısın” demiş. Sonra diğerine dönüp sakince “Sen de haklısın” demiş.

Durumu uzaktan izleyen hocanın çırağı araya girmiş: “Hocam nasıl olur? İkisi birden haklı olamaz. Biri yalan söylüyor olmalı.”

Hoca başını sallamış, “Evet evlat, sen de haklısın...”

Kıssadan hisse.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.