Tek suçlu glüten mi?
Şişkinlik, karın ağrısı, yorgunluk gibi şikâyetlerinizin nedenini hemen glütene bağlıyorsanız yanılmış olabilirsiniz! Yeni araştırmalar, yüksek FODMAP alımı, stres düzeyi, bağırsak-beyin etkileşiminin de bu rahatsızlıklarda etkisi olduğunu gösteriyor. Peki, nedir bu FODMAP ve ne yapmalıyız?

Sosyal medyada, bazı diyet programlarında ya da günlük sohbetlerde, glütensiz beslenmenin şişkinliği önlemek için âdeta mucizevi diyet ilan edildiğini duymuş olabilirsiniz. Ancak işin aslı göründüğünden biraz daha karmaşık. Küçük ama önemli bir hatırlatmayla başlayalım: Glütensiz beslenme, çölyak hastaları veya glüten hassasiyeti olan bireyler için tıbbi bir gerekliliktir, ancak sağlıklı bireyler için aynı durum geçerli değildir. Üstelik yakın zamanda yayımlanan bazı araştırmalar, sorunun her zaman glütenle ilgili olmayabileceğini, başka etkenlerin de rol oynayabileceğini ortaya koyuyor.
Yüzde 10’unu etkiliyor
Lancet dergisinde yayımlanan çalışmada, “Çölyak hastalığım yok ama glütene duyarlıyım” diyerek glüteni kesen bireyler hedef alınmış. Araştırmanın önemli bulguları şöyle: Bu kişilerde glüteni içeren bir gıda ile glütensiz bir gıda karşılaştırıldığında, “Ah! Glüten yediğim için şiştim/karnım ağrıyor/yorgunum” gibi şikâyetlerin belirgin bir şekilde sadece glüten alımında artmadığı gözlemlenmiş.
Çalışmada birçok kişinin ‘glüten duyarlılığı’ diye adlandırdığı durumun aslında glütenin kendisiyle değil, bağırsak ve beyin arasındaki iletişimle bağlantılı olabileceğini ortaya koyulmuş. Bu durum, dünya çapında insanların yaklaşık yüzde 10'unu etkiliyor ve yeni bulgular, hastalığın nasıl anlaşılacağını, teşhis edileceğini ve tedavi edileceğini yeniden şekillendirebilir gibi duruyor. Araştırmacılar, glütenden ziyade buğdayın içerdiği FODMAP grubundaki bileşenler ya da bağırsak-beyin ekseni gibi daha karmaşık mekanizmaların rol oynayabileceğinin de altını çiziyor.
Hangi faktörler etkili?
Glüteni otomatik olarak kötü ilan etmek yerine, bireyin tüm durumunu, beslenme alışkanlıklarını, belirtilerini, psikososyal faktörlerini göz önüne almak gerekiyor. Yani birey, “Glüteni kestim ama hâlâ karnım şiş, kendimi iyi hissetmiyorum” diyorsa bunun nedeni mutlaka glüten olmayabilir. Elimizde kontrol edebileceğimiz değişkenler var. Bu çalışmaya göre, yüksek FODMAP alımı, stres düzeyi, bağırsak-beyin etkileşimi örnek verilebilir. Hatırlatmak istiyorum ki, glütensiz etiketi altında bazı kısıtlamalara gitmek, özellikle çölyak olmadıkça beslenme çeşitliliğini, keyfini ve bazı makro-mikro besin alımlarını olumsuz etkileyebilir.
Mikrobiyata etkisi
Gelelim ikinci beynimiz bağırsaklara. Stres, kaygı ve duygusal durumlar, bağırsak hareketlerini, enzim salgısını ve mikrobiyota dengesini etkileyebiliyor. Bu da “Glüten yedim, şiştim” gibi deneyimlerin bazen fizyolojik değil, psikolojik kaynaklı olabileceğini düşündürüyor. Yani sadece tabakta ne olduğuna değil, bedenin ve zihnin nasıl bir durumda olduğuna da bakmak gerekiyor. Sağlıklı bir sindirim için dengeli beslenme kadar uyku, stres yönetimi ve farkındalıkda önemli parçalar.
Özetle her bireyin sindirim sistemi, toleransı ve besinlere verdiği yanıt farklı. Bir kişide belirgin rahatlama sağlayan bir beslenme biçimi, bir başkasında aynı sonucu vermeyebilir. Bu nedenle glütensiz ya da düşük FODMAP gibi özel diyetlerin kişiye özgü olarak planlanması gerektiğini unutmayın! Rastgele kısıtlamalar yapmak yerine, bir hekim ve diyetisyen eşliğinde süreci yürütmek hem gereksiz besin eksikliklerinin önüne geçer hem de doğru tanı ve takip imkânı sağlar.
FODMAP nedir?
FODMAP, “Fermente olabilen kısa zincirli karbonhidratlar” anlamına gelir (Fermentable Oligosaccharides, Disaccharides, Monosaccharidesand Polyols). Bu bileşenler sindirim sisteminde tam olarak parçalanamadıkları için bağırsakta fermente olur, gaz ve su tutulumuna yol açar. Bu durum da karında şişkinlik, gaz ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Aslında FODMAP, belirli türde karbonhidratlardan oluşan bir gruptur. Bu nedenle “Düşük FODMAP diyeti” olarak adlandırılan beslenme modeli, bu ferment edilebilen karbonhidratların sınırlanmasını temel alır. Özellikle irritabl bağırsak sendromu (IBS) olan bireylerde mide krampları, gaz sancısı, şişkinlik, reflü ve karın ağrısı gibi şikâyetlerin hafiflemesine yardımcı olduğu araştırmalarda gösteriliyor. Buğday, arpa, sarımsak, soğan, bazı baklagiller, elma ve armut gibi meyveler FODMAP açısından zengindir. Dolayısıyla glüten içeren ürünleri bıraktığınızda aynı zamanda bu gıdaların da bir kısmını azaltmış olursunuz. Bu da, bazı semptomların hafiflemesine yol açabilir, yani iyileşmenin asıl nedeni glüteni değil, FODMAP miktarını azaltmak olabilir.
Sende Yorum yap