Köklere dönüş mü, yoksa ileri mi gidiyor?
Norveçli fotoğrafçı ve yönetmen Solve Sundsbo’nun imzasını taşıyan Pirelli Takvimi’nin 2026 yılına ait 52’inci edisyonu Prag’da tarihi Belediye Binası’nda cuma gecesi tanıtıldı.
Bir duvar takviminden çok sanat eseri olarak kabul edilen ‘The Cal’ bu yıl doğayla insan arasındaki derin bağları öne çıkarıyor.
Toprak, hava, ateş ve su gibi doğal elementlerin yanı sıra enerji, gökyüzü ve ışık gibi daha soyut güçler de farklı alanlardan farklı yaşlardaki ünlü 11 kadın tarafından canlandırıldı.
Kimler mi bu isimler?

Tilda Swinton, Gwendoline Christie, FKA twigs, Isabella Rossellini, Venus Williams, Susie Cave, Luisa Ranieri, Irina Shayk, Du Juan, Eva Herzigová ve Adria Arjona.
Fotoğrafları görünce akla gelen ilk soru belli: Takvim köklerine mi dönüyor?
Dan Brown’ın son romanı ‘Sırların Sırrı’nda da önemli bir yer tutan Prag’daki Four Seasons otelinde Pirelli Yönetim Kurulu Başkanı Marco Tronchetti Provera bizzat yanıtladı: “Hayır, bu takvim asla geri gitmez, her zaman ileri gider.”
Takvimde yer alan isimlerin sadece genç ve idealize edilmiş figürler olmadığını, her birinin farklı hikayesinin, kimliğinin ve geçmişinin öneminin altını çizdi.

Evet, Eva Herzigová gibi ‘90’lar süpermodel mirasını taşıyan isimler var.
Takvimde yer alması için gelen teklifi Bodrum’da tam üç hafta spor yapmadan kızıyla bol bol yemek yiyerek tatil yaptığı sırada aldığını anlatan Irina Shayk da benzer bir etki yaratıyor.
Ancak asıl ilgi, klasik güzellerden çok, “Game of Thrones” yıldızı Gwendoline Christie ile Tilda Swinton’daydı.
İkisi de günümüz izleyicisinin aradığı o hibrit duyguyu taşıyor, ne tamamen klasik, ne tamamen avangart…

En güçlü karelerin sahibi ise hiç şüphesiz yakın zamanda moda markası Vampire’s Wife’ı kapatmak zorunda kalan Susie Cave’di.
“Fotoğraf, yalnızca beden gösterme işi değil. Eğer ruhu kadraja alamıyorsam, o görüntü benim için bitmemiştir” diyor Solve Sundsbo.
Bu yılki takvim hem geçmişle bağ kuruyor hem de “ileriye gitme” iddiasını taşırken nostaljiye teslim olmuyor.
Büyük isimler var ama hikâye artık isimlerde değil; onların temsil ettiği düşüncelerde…

Sende Yorum yap