s

Aşkın kör noktası psikolojik şiddet

Yakın ilişkiler en güvende olmamız gereken alan. Oysa en fazla zararı burada görüyoruz. Yaklaşık her dört kadından biri birlikte olduğu erkekten fiziksel ve/veya cinsel şiddet görüyor. Diğer yandan beş erkekten biri fiziksel şiddet, yüz erkekten yedisi cinsel şiddet yaşıyor.

Şiddet kağıt üzerinde cinsiyet tanımıyor gibi görünse de güç dengesizliği nedeniyle kadınlar şiddete uğradıklarında erkeklere kıyasla çok daha fazla tehdit ve korku hissediyorlar. Bu şaşırtıcı değil: Yakın partneri veya ailesi tarafından öldürülen her 10 kişinin 6’sı kadın. Bu yüzden kadınlar yaşadıkları şiddetten daha ağır etkileniyorlar. Öyle ki; aile içi şiddet gören kadınlar, politik nedenlerle işkence gören kadınlar kadar travmatize oluyorlar.

Fiziksel şiddetin ayak sesleri psikolojik şiddet

Bir ilişki başladığında şiddet hemen bedene yönelmez, önce sessizce zihne girer. Kıskaçlıkla başlayan özgürlüğü kısıtlama, tehditlerle baskıcı kontrole dönüşür, aşağılama ve ihmalle ilk hasarı verir. Bu psikolojik şiddet zamanla fiziksele evrilir. Fiziksel şiddet bedende görünür yaralar açar, psikolojik şiddetse yıllarca süren görünmez yaralar bırakır.

Aşk maskesi altında şiddet

Kıskançlık “sevgi” gibi görünür, romantiktir. “Onunla görüşme,” “Bunu giyme,” “Oraya gitme…” Ancak bunların dozu arttıkça özgürlüğünüz iyice kısıtlanır. Telefonunuz karıştırılır, mesajlarınız okunur, sosyal medya hesaplarınız didiklenir, mahremiyetiniz kalmaz. Bu baskı ve kontrol karşısında insan çaresizliğe sürüklenerek sanal bir hapse girer.

İtaat etmediğinizde, renk değişir: “Beni kızdırma bak öldürürüm seni!”

Önce şakayla karışık gelen bu tehdit zamanla ciddileşir, korkutucu olur. Öldürülen kadınların ilişkilerinde defalarca ölümle tehdit edildikleri bilinen bir gerçek. Toplumun buna “tutku cinayeti” demesi de şiddeti meşrulaştırıp sürdürüyor.

Karalama, dedikodu yayma, sırları ifşa etme gibi sosyal tehditler sizi daha da köşeye sıkıştırır. Bugün bunlar teknoloji aracılığıyla bir tuşa basmak kadar kolay. İntikam ve cezalandırma amacıyla yapılan dijital şiddet, özellikle kadınları hedef alarak hızla artıyor.

İhmal, aşağılama ve gaslighting

İlişkinin balayı aylarında gözünüzün ve ağzınızın içine bakılır. İlgi baş döndürür. Sonra yavaşça susturulursunuz. Düşünceleriniz “saçma”, duygularınız “abartı”, ihtiyaçlarınız “gereksiz” olur. Umursanmadıkça görünmez olursunuz, değerinizi sorgularsınız.

“Sen bensiz ayakta duramazsın”, “Benden başka kimse sana katlanmaz,” “Güzel değilsin, zeki değilsin” diye aşağılanınca bu defa yeterliliğinizi sorgularsınız. Yetememek, iyice “değersizim” dedirtir.

Ve döngünün belki de en yıkıcı halkası: gaslighting. “Ben öyle demedim”, “Olay öyle olmadı”, “Yanlış hatırlıyorsun”, “Sende bir sorun var”. Gerçeklik sürekli çarpıtılınca kendi aklınıza güvenemez hale gelirsiniz. Tehdit edildiğinizde bile suçu kendinizde ararsınız.

Psikolojik şiddet davranışları geç olmadan fark edilmeli

Kadınların yüzde 80’i, erkeklerin yüzde 40’ı psikolojik şiddete uğruyor. Psikolojik şiddet sinsi ve tehlikeli. Çoğu insan bunun şiddet olduğunu geç fark ediyor, fark ettiğinde de artık çoktan kendini çaresiz, değersiz, özgüvensiz görüyor. Bir batağa saplanmış gibi kendini ilişkiden çıkaramıyor.

Aşağıdaki ifadeler ilişkinizde sık tekrarlanıyorsa ve sizi duygusal olarak zorluyorsa, şiddet ihtimalini ciddiye alın:

Düşüncelerimi, duygularımı, ihtiyaçlarımı görmezden geliyor.

Özgürlüğümü kısıtlıyor, davranışlarımı kontrol ediyor.

Fiziksel görünüşümü, çekiciliğimi, zekamı, kişiliğimi aşağılıyor.

Fiziksel ya da sosyal zarar vermekle tehdit ediyor.

Bana kendimi suçlu hissettiriyor.

Aklımdan şüphe ettiriyor, bende bir sorun olduğunu söylüyor.

Psikolojik şiddeti erken tanımak kendinizi korumanın ilk adımıdır.

Unutmayın farkındalıkla gelen davranış değişimi iyileştirir.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.