ABD’den tartışma yaratacak strateji
ABD’nin yeni ulusal güvenlik stratejisi, Avrupa ülkelerinin yöneticileri nezdinde adeta bir şok etkisi yarattı. İttifak’ın geleceğini de ele alan bu yeni belge, en son ABD Başkanı Joe Biden tarafından 2022’de güncellenmişti. Avrupalı müttefiklerce bir “muhtıra” gibi algılanan bu yeni strateji, kıtanın sadece ekonomik gerileme değil, aşırı bürokrasi, ulusal kimlik krizi ve siyasi özerkliğin aşınması gibi derin bir medeniyet bunalımıyla karşı karşıya olduğunu iddia ediyor. ABD’nin, stratejik odağını Çin’e kaydıran ve Avrupa’dan yük paylaşımı talebini artıran bu strateji belgesiyle, 19. yüzyıl Monroe Doktrini’nin modern yansıması olan “Trump Doktrini”nin parametreleri çizilmiş denilebilir.

Yükü üzerinden atmak
NATO’nun, artık güvenlik anlaşmasından çok ABD’ye askeri bağımlılığın simgesi haline geldiği vurgulanan strateji belgesinde, Avrupa’nın kurtuluşunun, sadece harcama artışıyla değil medeniyet özgüvenini yeniden kazanıp, ekonomik özerkliği temel stratejik amaç haline getirmekle mümkün olacağı savunuluyor.
Belgede, ABD’nin uzun vadeli amacının, kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak olduğu ifade edilirken, Washington’ın yeni politikasının ise, Avrupa’daki ifade özgürlüğünü ve demokratik süreçleri desteklemeyi, NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olarak algılanmasına son vermeyi hedeflemek olduğuna dikkat çekiliyor.
Amerikan diplomasisinin “gerçek demokrasiyi, ifade özgürlüğünü ve Avrupa uluslarının bireysel karakter ve tarihlerinin özür dilemeden kutlanmasını savunmaya devam edeceği” yönündeki ifadeleri de, ABD’nin devlet politikası olarak Avrupa’daki aşırı sağ partilere destek vereceğinin işareti olarak yorumlanıyor. Yine de Avrupa’nın, ABD için stratejik ve kültürel açıdan hayati önem taşımaya devam edeceğine de vurgu yapılıyor.
Politik öncelikler
Belgede, ABD’nin Avrupa’ya yönelik politikasının öncelikleri de şu şekilde sıralanıyor:
❱❱ Avrupa içinde istikrar koşullarının ve Rusya ile stratejik istikrarın yeniden tesisi;
❱❱ Avrupa’nın, herhangi bir hasım gücün tahakkümüne girmeden, kıtanın savunma sorumluluğunu üstlenmiş, uyumlu egemen uluslardan oluşan bir topluluk olarak kendi ayakları üzerinde durmasını sağlamak;
❱❱ Avrupa pazarlarını, Amerikan mal ve hizmetlerine açmak;
❱❱ Ticari bağlar, silah satışları, siyasi iş birliği, kültürel ve eğitimsel değişimler yoluyla Orta, Doğu ve Güney Avrupa’nın sağlıklı uluslarını inşa etmek;
❱❱ NATO’nun sürekli genişleyen bir ittifak olarak algılanmasına son vermek ve önüne geçmek;
❱❱ Avrupa’nın aşırı kapasite, teknolojik hırsızlık, siber casusluk ve diğer düşmanca ekonomik uygulamalarla mücadele için harekete geçmeye teşvik edilmesi.
Orta Doğu’da istikrar
Bununla birlikte Orta Doğu’da istikrarın ABD, İsrail Türkiye ve bölgedeki Arap ülkeleri sayesinde tesis edilebileceğini hatırlatan belge, ABD’nin Çin ve Pasifik bölgesine yöneleceğinin mesajını da veriyor. ABD, Avrupa ve Orta Doğu’daki ayak izlerini azaltıp, bu bölgelerin “güvenliği ile sorumluluğunu” ulusalcı siyasi akımlara teslim edip, Asya ve Pasifik bölgesine yönelmeyi hedefliyor.
Sende Yorum yap