s

İstanbul’un yanı başında cenneti yaşıyor! ‘Basit şeylerin değerini burada anladım’

Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr - Üç nesildir Büyükada’da yaşayan bir ailenin son jenerasyonu olan Deniz Görkem Kaya, Radyo ve televizyon programcılığının yanında sunuculuk ve seslendirme yapıyor. Annesi de Büyükadalı, ilkokulu Taş Mektep’te, liseyi Heybeliada Lisesi’nde okumuş. Aile bağları dolayısıyla pandemi sonrasında kış aylarında da Ada’da yaşamaya başladı ve buranın dinginliği her geçen gün onu daha çok kendine bağladı. Ayrıca aile soyadlarının verildiği bir sokak, bir çocuk parkı ve bir de durak var. Bu yüzden Büyükada’ya dönüş onun için aslında bir öze dönüş niteliğinde. ‘Burası benim için sadece bir adres değil; aynı zamanda geçmişimle kurduğum en güçlü bağlardan biri. Sokaklarında dolaşırken neredeyse her adımda bir aile hatırasıyla karşılaşıyorum’ diyen Deniz, “İşimin temposu arttıkça daha sakin bir yaşam alanına ihtiyaç duydum ve Ada bu açıdan benim için en doğru çözüm oldu. Hem şehre yakın hem de tamamen farklı bir dünyadaymış hissi veriyor. Aile bağlarımızın güçlü olduğu bir yerde yaşamak benim için manevi olarak da rahatlatıcı. İstanbul’da çalışıp, günün sonunda huzurlu bir ortama dönmek motivasyonumu artırıyor” bilgisini paylaştı.

Büyükada’nın, İstanbul’un kalabalığının yanında kendine özgü bir samimiyet sunduğunu dile getiren Deniz, “Şehirde geçen yoğun günlerin ardından aradığım sakinliği burada bulmak bana huzur veriyor. Bahçemde doğayla baş başa kalmak çok iyi geliyor. Ada’nın insanı nötrleyen, ruhu dengeye getiren bir etkisi olduğunu düşünüyorum. Üstelik çocukluğumun geçtiği evde yaşamak bana güçlü bir aidiyet ve güven duygusu da veriyor. Ada’da herkesin birbirini tanıması da bu hissi pekiştiriyor. Ada’nın bana kattığı en önemli şey huzur ve aitlik duygusu. Burada hayat çok daha ulaşılabilir ve insani ölçekte ilerliyor. İstanbul’un merkezindeki yoğunluktan çıktığımda, kısa sürede doğanın içinde nefes alabilmek benim için büyük bir rahatlık. Bu sakinlik, günlük yaşamımda stresin etkisini azaltan bir düzen kurmama yardımcı oluyor. Ada’nın ritmi ise tam olarak ihtiyaç duyduğum tempoya karşılık geliyor” ifadelerine yer verdi.

‘VAPUR YOLCULUKLARI BİLE BİR RİTÜELE DÖNÜŞÜYOR’

‘Ada hayatının ritmi her zaman daha yavaştır. İstanbul’un merkezindeki koşturma özellikle boş günlerde burada tamamen kaybolur’ diyen Deniz, “Burada hızlı planlamalara gerek kalmadan, daha spontan bir gün akışı yaratmak mümkün. Büyükada, tempolu hayatıma tam olarak ihtiyaç duyduğum dengeyi sağlıyor. Vapur yolculuklarının bile bir ritüele dönüşmesi yaşamı daha keyifli kılıyor. Güne burada başlamak ise insanın enerjisini ve odağını tazeliyor. Burada sabahları daha erken uyanıyorum çünkü güne başlamak için insana ayrı bir motivasyon veren bir atmosfer var. Bu motivasyonun en önemli sebeplerinden biri de Ada’daki yaşam biçimi. Ada’da araç trafiği olmadığı için günlük hareketlilik yürüyüş ve bisikletle sağlanıyor; bu da yaşamın temposunu doğal olarak sakinleştiriyor. Böyle olunca yoğunluk hissi yerini günün ritmini daha iyi hissetmeye bırakıyor. Tüm bu sakinlik içinde gün içinde kendime zaman ayırmak da çok daha kolay hale geliyor” dedi ve ekledi:

Silikon Vadisi'nde neden Amazon ve Gmail'in taklitleri üretiliyor? 'Yapay zekâ' yargıya taşındı...

Ada’da yaşamanın elbette kendine göre bazı zorlukları da var. Ulaşımın deniz üzerinden sağlanması zaman zaman planlı olmayı gerektiriyor; yine de son yıllarda deniz taksilerin devreye girmesi özellikle geç saatlerde işleri kolaylaştırdı. Kış aylarında Ada’nın oldukça sakinleşmesi, belirli bir saatten sonra açık bir yer bulmayı zorlaştırabiliyor. Buna karşılık yazın yoğunluğun hızla artması, günlük düzeni etkileyebiliyor. Bu yüzden Ada’nın yalnızca bir tatil durağı değil, burada yaşayanların da bir evi olduğunu unutmamak önemli. Tüm bu koşullar, Ada’da yaşamayı biraz daha organize olmayı gerektiren bir deneyime dönüştürüyor. Fakat bu düzen, bana zamanı verimli kullanmayı ve günümü daha iyi planlamayı öğretti. Kışın hakim olan sakinlik ise benim için aynı zamanda bir yenilenme ve üretim dönemi oluyor. Her yerin kendine özgü zorlukları var, Ada’nınkilerse benim için oldukça yönetilebilir ve bu yaşamın sunduğu huzura fazlasıyla değiyor.”


ADA’YA TAŞINMAYI DÜŞÜNENLER ÖNCE BUNLARI DENEYİMLEMELİLER’

‘Ada’da zorlu hava şartlarında ya da acil durumlarda şehirdeki planlarınızı etkileyebilecek bir mesafe mevcut’ diyen Deniz, “Her an ulaşım olmayabiliyor. Ayrıca kış aylarında sessizlik ve sakinlik hâkim olduğu için bu tarz bir atmosferi sevmeyenler için Ada yaşamı zorlayıcı olabilir. Bazen spontane plan yapmak da güçleşebiliyor, özellikle hava koşullarının değişken olduğu dönemlerde. Bu nedenle Ada’ya taşınmayı düşünenlerin, önce burada birkaç gün kalarak bu yaşam biçimini deneyimlemelerini öneririm. Ada’nın ruhunu hissetmek ve buradaki tempoya uyum sağlamak için biraz yaşamak gerekiyor. Her yaşam tarzına uygun değil, kendi düzeni, kendi ritmi ve kendine has bir güzelliği var. Ancak bu ritme alıştığınızda, tüm bu koşulların hayatın doğal akışının bir parçası olduğunu görmek çok kolaylaşıyor” şeklinde konuştu.

Büyükada’da yıllardır birbirini tanıyan insanların bir arada yaşamasının çok güçlü bir komşuluk kültürü oluşturduğunu söyleyen Deniz, “Din, dil ya da ırk fark etmeksizin sağlam ilişkiler var ve bu çeşitlilik Ada’nın en değerli özelliklerinden biri. Benim de çocukluğumdan beri dostluk kurduğum pek çok arkadaşım var. Ada kültürü eskisi kadar yoğun olmasa da hâlâ devam ediyor ve aileden Adalı olan bizler bunu yaşatmak için elimizden geleni yapıyoruz. Burada herkesin birbirine karşı doğal bir sorumluluk hissi var. O birlik duygusu, Ada’nın temel değerlerinden biri olmaya devam ediyor. Yeni taşınanların da bu samimi yapıya kısa sürede uyum sağlayabildiğini görüyorum. Çünkü Adalı olmak sadece burada yaşamak değil, aynı zamanda bu kültürün bir parçası haline gelmek anlamına geliyor” ifadesine yer verdi.

‘BURADAKİ İNSAN İLİŞKİLERİ GÖSTERİŞTEN UZAK VE DOĞAL’

‘Yaz aylarında boş zamanlarımızın büyük kısmı denizde geçiyor’ diyen Deniz, “Akşamları ise sevdiğimiz restoran ve otellerde arkadaşlarımızla buluşuyoruz. İşletmeciler ve çalışanlar bizleri iyi tanıdığı için hizmette güçlü bir güven duygusu oluşuyor. Spor, yürüyüş, etkinlikler ve davetler sayesinde sık sık bir araya geliyor; bu da Ada’daki sosyal hayatı daha samimi ve keyifli bir hâle getiriyor. Ada’da sosyalleşmek kendiliğinden gelişen bir süreç. İnsan ilişkileri gösterişten uzak, içten ve doğal. Herkesin birbirine yakın olması plan yapmayı kolaylaştırıyor, tanıdık ortamlarda vakit geçirmek ise insanı daha rahat hissettiriyor. Kısacası burada sosyal hayat, zorlamadan, kendine özgü bir akış içinde ilerliyor” dedi ve ekledi:

Benim içinse buradaki en özel köşe, yıllardır özenle düzenlediğim bahçem. Orada vakit geçirmekten ve misafir ağırlamaktan çok keyif alıyorum; bana hem huzur veriyor hem de motive ediyor. Ayrıca sık sık gittiğim otel ve restoranlarda arkadaşlarımla uzun sohbetler ederim. Deniz kıyısındaki işletmeler ise özellikle gün doğumu ve gün batımında benim için ayrı bir anlam taşıyor; günün tüm yorgunluğunu orada atıyorum. Her köşesinde ayrı bir anım var. Ada’nın bana hissettirdiği en güzel şey, insanın kendini evinde hissetmesi. Burası benim için zamanla gerçek bir yaşam alanına, hatta bir nevi evin genişlemiş haline dönüştü.”


‘BASİT ŞEYLERİN NE KADAR DEĞERLİ OLDUĞUNU BURADA ANLADIM’

‘Büyükada, zamanı daha dikkatli kullanmayı ve anın kıymetini bilmeyi öğretti’ diyen Deniz, “Sessizliğin aslında bir ihtiyaç olduğunu burada fark ettim. Artık şehirdeki her plana yetişmeye çalışmak yerine, kendime alan açmayı ve gerçekten dinlenmeyi tercih eden biriyim. Ada benim için hem özüme döndüğüm hem de yeni hikayeler yazabildiğim bir yer oldu, bu süreç olgunlaşmamda büyük bir rol oynadı. Kendimi çok daha net duyuyor ve tanıyorum. Basit şeylerin ne kadar değerli olduğunu burada öğrendim. Yoğun bir şehir hayatının içinde neyin önemli olduğunu ayırt etme becerisi kazandırdı bana. Daha önce gözden kaçırdığım küçük mutlulukların kıymetini Ada’da çok daha iyi anladım. Kendi sınırlarımı ve ihtiyaçlarımı daha iyi tanımamı sağlayan bir yaşam ritmi sundu” şeklinde konuştu ve sözlerini şöyle sonlandırdı:

Dedem ve annemden sonra burada yaşamayı tercih eden biri olarak, benden sonraki jenerasyonun da bu hayatı sürdürmesini diliyorum. İşten eve her dönüşümde, sanki adaya ilk kez geliyormuşum gibi hâlâ aynı heyecanı hissediyorum ve bu duyguyu hayatım boyunca kaybetmek istemem. Ada benim için hem geçmiş hem bugün hem de geleceğe dair bir bağ demek. Bu yüzden seçim hakkım olsa yine hiç düşünmeden burayı seçerdim.”

Hedef suda sıfır kayıp
MASTERCHEF ŞAMPİYONU BELLİ OLDU! MasterChef Türkiye'de büyük finali kim kazandı? MasterChef 2025 şampiyonu Sezer mi, Özkan mı?

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.