s

10 bin 500 yıllık sessiz tanık! Diş izleri ele verdi, huş katranından çıkan tarih

Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr - Günümüzden tamı tamına 10 bin 500 yıl öncesiydi. Şimdilerin Estonya'sında yaşayan genç bir kız ağzına huş ağacından bir parça koydu, çiğnedi ve tükürdü. Saniyeler içinde yaptığı bu eylem binlerce yıl sonra tarihin ilk sakızı olarak değerlendirilebilecek arkeolojik bir bulguya dönüştü. Estonya'daki araştırmacılar, binlerce yıl öncesine uzanan tarih öncesi eseri kullanarak onun ve diğer Taş Devri'nde yaşayan insanlar hakkında daha fazla bilgi edinmeyi hedeflediler ve bakın ne oldu...

Uzun yıllardır Estonya'nın Pulli bölgesinde yürütülen bir arkeolojik kazıda araştırmacılar yaklaşık 10 bin 500 yıl önce yaşamış bir genç kıza ait olduğu belirlenen çiğnenmiş ağaç kabuğu katranı buldu. Taş Devri’nden günümüze ulaşan bu sıra dışı buluntu, sadece günlük yaşam alışkanlıklarına değil, dönemin insanlarına dair genetik bilgilere ışık tutmaya niyetliydi. Pulli kentinde kazı çalışmalarını sürdüren araştırmacıların eline küçük, siyah renkli katran parçası geçti. Bu ilk bakışta önemsiz görünse de biraz dikkatli bakınca üzerinde gözde görülür diş izlerine rastladılar. Araştırmacılar, huş ağacı kabuğunun yakılmasıyla elde edilen bu katranın o dönemde hem yapıştırıcı olarak hem de çiğnenebilir bir madde şeklinde kullanıldığını tespit etti.

Alıntı Metni

TÜKÜRÜK KALINTISINDAN ÇİĞNEYENİN GENOM ANALİZİ YAPILDI

Parçanın bulunmasının ardından analiz aşamasına geçildi ve içindeki tükürük kalıntılarından insan DNA’sı çıkarıldı. Yapılan inceleme, bu sakızı çiğneyen kişinin genç yaşlarda bir kız olduğu tespit edildi. Genetik verilere göre genç kızın kahverengi saçlı ve kahverengi gözlü olduğu görüldü. Bu bulgu ile Kuzey Avrupa’da tarih öncesinde yaşayan insanların çoğunlukla açık tenli ve gözlerinin açık renkli olduğu yönündeki varsayımlar güçlendi. Araştırmacılar, rastgele çiğnenmiş bir parçanın 'geçmişte yaşamış bir insanla birebir temas kurma' imkânı sağladığının altını bir kez daha çizdi. Katran parçasının bozulmadan günümüze ulaşması, içinde korunan tükürük kalıntıları sayesinde araştırmacılara hem genom analizi yapma hem de dönemin yaşam pratiklerini anlama fırsatı sundu. Uzmanlara göre bu keşif, gelecekte benzer reçine parçalarından elde edilecek DNA ile Avrupa’nın en eski topluluklarının yapısını çözmede önemli bir rol üstlenebilir.

Bettany Hughes

BELGESELDE ORTAYA ÇIKTI

Tartu Üniversitesi Tarih ve Arkeoloji Enstitüsü araştırmacıları tarafından analiz edilen sakız hakkında bilgiler ilk olarak Bettany Hughes'un 'Dünyanın Hazineleri' isimli belgesel dizisinin son bölümünde ortaya çıktı. Hughes, "Ekibin araştırmasına erişmek gerçekten büyülü bir andı. Bu, tek kullanımlık bir eşyanın bizi geçmişin insanlarıyla nasıl yüz yüze getirebileceğini gösteriyor" dedi.

Alıntı Metni


Danimarka araştırmacılar tarafından keşfedilen 5 bin 700 yıllık bir sakız parçası

BU İLK KEŞİF DEĞİLDİ!

Estonya'da rastgele bulunan bu kalıntı taş ve kemikten oluşan aletlerin dışında, nadir olarak günümüze ulaşabilen organik malzemelerin tarih öncesi yaşamı anlamada ne kadar kritik olabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. 10 bin 500 yıllık sakız kalıntısı heyecan vericiydi ancak bu araştırmacılar tarafından analiz edilen ilk eser değildi. Dünyanın çeşitli bölgelerindeki kazı çalışmalarında bulunan diğer sakız örnekleri de tarih öncesi insanlar hakkında büyüleyici bilgiler sunuyordu. Buna verilebilecek en güzel örnek ise 2019 yılında Danimarka'daki araştırmacılar tarafından keşfedilen 5 bin 700 yıllık bir sakız parçasıydı. Onu çiğneyen kişi hakkında büyüleyici bir hikaye ortaya çıkaran uzmanlar; Çiğneyenin koyu tenli, koyu saçlı ve mavi gözlü bir kadın olduğunu ve muhtemelen fındık ve ördek içeren bir diyetle beslendiğini keşfetmişlerdi. Ayrıca kalıntı üzerinde diş eti hastalığının yanı sıra zatürreye neden olan bir bakteri olan Streptococcus pneumoniae'ye dair de kanıtlar da buldular.

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.