s

Ankara’nın maç sayısı...

Suriye sahasında ABD ve Rusya’nın askerleri, askeri üsleri vardı. Dünyadaki bütün iddialı gizli servisler çeşitli planlarla sahada devriye halinde dolaşıyorlardı. Terör örgütünün Suriye kolunun başındaki Mazlum Abdi, zamanının büyük kısmını ABD üslerinde geçiriyor, Suriye’deki Rus kuvvetlerinin komutanı Tümgeneral Aleksandr Çayko ile toplantılar yapıyordu. İran Suriye’deki vekalet güçleriyle operasyonlar düzenliyor, Türkiye’ye de parmak sallamayı ihmal etmiyordu.

Türkiye doğru zamanda harekete geçti, Türk Silahlı Kuvvetleri hain kalkışmadan sadece 39 gün sonra Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlattı. Türkiye alanı temizledikçe müttefik saydıklarımızın teröristlere NATO tipi sığınak planları verdiğini, o sığınaklarıinşa edecek betonu sağladıklarını gördü.

O günden beri Suriye’de bir başka Türkiye var.

ERDOĞAN’IN HAMLELERİ...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ilk döneminde Trump’ın emrine rağmen Pentagon’un Suriye’den çekilmeye direndiğini çok iyi okudu. Öngörülemez Trump döneminin ardından güvenilmez Biden dönemi geldi. Sahadaki gelişmelerden haberdar olan Erdoğan, sadece Washington ile değil Moskova ile de Suriye satrancı oynadı. Ukrayna savaşının ardından bir yanda Putin ile görüşmesini sürdürdü, diğer yandan hem Suriye hem de Libya sahasında Rusya ile mücadeleye öncülük etti. Erdoğan, Esad ile ilişkilerimizin iyi olduğu dönemde çok demokratikleşme uyarısı yapmış, doğum belgesi bile olmayan Suriye Kürtleri için adım atılmasını istemişti. Esad, çağrılara uymadı, olayları katliamla ile bastırarak Ankara ile arasını bozdu. Onca seneden sonra Ankara Esad’a son bir şans daha tanıdı ama o şansı da kullanamayan Esad şimdi Moskova’da sürgünde yaşıyor, Suriye’ye iade edilmekten korkuyor. Rusya ve İran’ın sahada askeri bir gücü kalmadı. ABD, Trump’ın ikinci döneminde sahada Türkiye ile beraber yürümeyi tercih ediyor.

FİDAN, GÜLER, KALIN, ARALIKSIZ SURİYE MESAİSİ...

Suriye dosyasında öyle üçisim var ki, onlarçok uzun zamandır hem saha hem diplomasi hem de gücü yönetiyorlar.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile başlayayım: Fidan, MİT’in müsteşarlık olarak yönetildiği dönemden beri Suriye dosyası çalışıyor. Bakan olduktan sonra kurduğu “Suriye’de 2,5 ülkeyle uğraşıyoruz” açıklaması sahip olduğu bilgilere, DEM’in en uluslararası ismi tarafından eleştirilmesi de kurduğu ilişkilerden kaynaklanıyor. Bir yıl önce başına ödül konmuş Şara’nın Beyaz Saray’daTrump tarafından kabulü sırasında orada olan Fidan’ın DEM ve çevrelerince hedef alınmaya çalışılması hiç de şaşırtıcı değil aslında.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’in Suriye mesaisi Silopi İç Güvenlik Tabur Komutanı olduğu 1980’lerin ikinciyarısına kadar uzanıyor. Bugün Irak’ın kuzeyinden, Suriye’den Türkiye’ye terör ihracı yapılamıyor. Her iki ağırlık merkezinde de Türkiye’nin yeterince gücü ve eğitim vererek donattığı, Suriye’deki en büyük askeri güçlerden birisi var. Bugün YPG’nin Şam’a entegrasyonunu sağlayan ağırlık merkezi Türk Silahlı Kuvvetleri’nin sahada başardıklarıyla oldu.

MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözcüsü olduğu dönemden beri ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı olanlarla çalışıyor, geçmiş mesaisinde Suriye geniş yer tutmuştu, MİT Başkanı olduktan sonra da Suriye çalışmalarına ağırlık verdi. YPG’nin Suriye’de en büyük derdi MİT’in saha hakimiyetidir. Saklandıkları yerden kafasını dışarıya çıkaramayanlar, arabayla yolculuk yapamayanlar, MİT’in istihbarat ağını ortadan kaldırmak için onlarca operasyon yaptılar, her operasyondan sonra MİT onlara başarısız olduğunu gösterdi. MİT, sadece Suriye’de değil Irak’ın kuzeyinde, özellikle de Süleymaniye çevresinde Mazlum Abdi’nin ve terör örgütünün her adımından haberdar olduğunu ve gereğini yaptığını çok net şekilde gösterdi. Kalın diplomaside de önemli bir süreç yürütüyor. Şara’yla kıldığı ilk cuma namazından, ABD’nin Gazze Ateşkesi Planı’nın hayata geçirilmesinde önemli rol oynadı. ABD’li politika yapıcılar ve Trump’ın Özel Temsilcisi’yle kurduğu güven ilişkisi, Beyaz Saray’da Türkiye lehine esen rüzgarları güçlendiriyor.

MAÇ SONA ERERKEN...

Türkiye bugün Suriye’de 10 yıl önce imkânsız denebilecek bir noktada.

Esad’ı demokratikleşmesi konusunda defalarca uyaran Ankara şimdi Suriye’deki Kürtlere, gelin ülke yönetiminde yer alın diyor, kimseye eski ikincisınıf vatandaşlık elbisesini giydirmeye çalışmıyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, iç cepheyi kuvvetlendirme çağrısını, Kafkaslardan Avrupa’ya, Pasifik’tenOrta Doğu’ya kadar kartların yeniden dağıtıldığını gördüğü için yapmıştı.

Bugün Suriye’deki YPG meselesi, Türkiye’deki terörün tasfiyesinde de ağırlık merkezi haline geldi.

Maç aslında bitti, kazanan da belli ama son düdük çalıncaya kadar Ankara işini şansa bırakmamaya kararlı.

Yaşadığımızın özeti tam olarak budur…

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.