Dünyada ‘süper grip’ alarmı : Çocuk acilleri doldu taştı

Didem SEYMEN / İSTANBUL Yüksek ateş, kusma ve halsizlik şikâyetleriyle hastanelere başvuran çocuk hasta sayısı, hem devlet hem de özel hastanelerde her geçen gün artıyor. Özellikle hafta başı akşam saatlerinde acillerde yaşanan yoğunluk, mevsimsel solunum yolu enfeksiyonlarının hız kazandığını ortaya koyuyor. Uzmanlar, influenza, RSV, koronavirüs ve beta mikrobu gibi etkenlerin bu dönemde yaygınlaştığını belirterek aileleri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor.
‘Belirgin artış var’
Çocuk Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Fatih Binboğa, virüslerin mevsimsel bir yaşam döngüsü izlediğine dikkat çekerek, şu bilgileri paylaştı: “Tüm canlılarda olduğu gibi virüslerin de bir yaşam döngüsü vardır ve bu döngüyü mevsimlere uyumlu şekilde sürdürürler. İçinde bulunduğumuz dönemde influenza, koronavirüs, RSV ve beta mikrobu en sık gördüğümüz etkenler arasında yer alıyor. Bu mikroorganizmaların yayılımı genellikle mart ayından sonra azalır. Geçen aya kıyasla çocuklarda grip vakalarında belirgin bir artış olduğunu söylemek mümkün.”

‘Yaş ayrımı yok’
Yaş ayrımı olmaksızın tüm grupların etkilendiğini ifade eden Binboğa, “Çocuklarda baş ağrısı, bulantı, kusma ve çoğu zaman aileleri acil servise getirecek kadar yüksek ateş ilk belirtiler arasında yer alıyor. İlk muayenede virüsler birbirinden kolay ayırt edilemeyebilir ancak tanı testleri bu noktada yol gösterici oluyor” dedi. Koronavirüs enfeksiyonlarının da benzer şikâyetlerle başvurduğunu belirten Binboğa, özellikle büyük çocuklarda baş ağrısı yerine baş dönmesi ve koku kaybının öne çıkabildiğini söyledi.
‘Kar virüsleri öldürmez’
Kar ya da soğuk havanın virüsleri öldürmediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Servet Kayhan, şunları söyledi: “Grip ve benzeri solunum yolu virüsleri soğukta etkisiz hale gelmez; aksine soğuk ve kuru ortamda daha uzun süre canlı kalabilirler. Kış aylarında solunum yolu enfeksiyonlarının artmasının nedeni karın ya da soğuğun virüsleri yok etmesi değil, insanların daha çok kapalı alanlarda bir arada bulunması ve bağışıklık sisteminin soğuk havalarda daha kolay zayıflamasıdır. Ayrıca soğuk hava, solunum yollarındaki savunma mekanizmalarını olumsuz etkileyerek virüslerin alt solunum yollarına daha kolay yerleşmesine zemin hazırlar.”

Soğan-sarımsak gribi önleyemez!
Doğal yöntemler, mutlaka doktorunuza danışılarak ve tıbbi tedaviye destek olacak şekilde kullanıldığında grip ve zatürre döneminde fayda sağlayabilir diyen Prof. Dr. Servet Kayhan, “Ancak tek başına bu yöntemlerle iyileşme beklemek doğru değildir. Düzenli uyku, yeterli istirahat, bol sıvı tüketimi ile D ve C vitamini desteği hastalık sürecinde önem taşır.
Soğan ve sarımsak, içerdikleri kükürtlü bileşikler ve antioksidanlar sayesinde bağışıklık sistemini destekleyici gıdalardır ancak grip virüsünü öldürmez. Gribe yakalanmayı kesin olarak önlemez ve aşı yerine geçmez. Toplumda yaygın olan “soğan-sarımsak yedim, grip olmam” algısının bilimsel karşılığı yoktur; aksine aşırı tüketimleri mide ve bağırsak sorunlarına yol açabilir” dedi.
‘Küresel artış var’
Uzmanı Prof. Dr. Servet Kayhan ise influenza A’nın H3N2 alt tipinde dünya genelinde dikkat çekici bir yükseliş yaşandığını belirtti. Kayhan sözlerine şöyle devam etti: “Mevcut verilere göre H3N2 influenza virüsünde hem küresel ölçekte hem de birçok ülkede belirgin bir artış söz konusu. Dünya Sağlık Örgütü ve bağlı kuruluşlar, özellikle ‘subclade K’ olarak adlandırılan yeni bir alt grubun birçok ülkede vakaların büyük kısmını oluşturduğunu bildiriyor. Kuzey yarımkürede kış dönemine denk gelen bu artış, beklenen mevsimsel grip aktivitesinin üzerine çıkmış durumda. Artan vaka sayıları sağlık hizmetleri üzerinde ciddi baskı yarattı. Şu ana kadar virüsün daha ağır seyirli olduğuna dair net bir kanıt yok ancak vaka sayısındaki yükseliş, acil servis ve hastane başvurularını artırıyor.”
‘Süper Grip’ alarmı
New York Times’ın aktardığına göre, ABD ve dünya, H3N2 alt kolu K (subclade K) olarak adlandırılan yeni bir varyant nedeniyle sert bir grip sezonuna hazırlanıyor. Yale Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Scott Roberts, bu alt varyantın önceki yıllara kıyasla daha hızlı yayılabileceğini ve toplam enfeksiyon sayısını artırabileceğini söylüyor. Roberts’a göre bunun nedeni, virüsün aşılar ve önceki enfeksiyonlar sayesinde gelişen bağışıklıktan kısmen kaçabilme ihtimali. Geçen yılın grip sezonunun son on yılın en zorlularından biri olduğunu hatırlatan Roberts, genelde iki kötü sezonun arka arkaya gelmediğini, ancak bu yeni varyantla bunun mümkün olabileceğini vurguluyor.
‘Süper Grip’ nedir?
Mint dergisine göre, H3N2 alt kolu K’nın neden olduğu enfeksiyon kamuoyunda “Süper Grip” olarak anılmaya başladı. Bu varyant, Influenza A (H3N2) ailesi içinde genetik olarak ayrışmış bir alt grup. New York Times’a konuşan Dr. Roberts, bu varyantı “alıştığımız virüsün bir kuzeni” olarak tanımlıyor.
Rusya’da görme kaybı vakaları arttı
Rusya’da yoğun şekilde görülen Grip A (H3N2) salgınının, beklenmedik bir yan etki olarak ani görme sorunlarına ve geçici görme kaybına yol açtığı bildirildi. Vakalar kasım ayı ortasından bu yana hızla artıyor. Hastalığa yakalanan birçok kişinin, enfeksiyondan birkaç gün sonra görme problemleri yaşamaya başladığı belirtiliyor. Şikayetler arasında: Gözde sis veya puslu görme, Odaklanma güçlüğü ve çift görme (diplopi) yer alıyor. Komplikasyonlar genellikle hastalığın üçüncü ila beşinci günlerinde ortaya çıkıyor.
Sende Yorum yap