Bademcik ameliyatı 5 yaşındaki kızı hayattan kopardı! Ölümün ardındaki tek gece detayı

Betül Yasemin Kökbek / Milliyet.com.tr -İngiltere'de yaşayan 5 yaşındaki Amber Milnes, geceleri rahat nefes alamıyor, uykusunda sık sık uyanıyordu. Doktorların koyduğu teşhis netti,uyku apnesi. Çözüm ise tıpta oldukça sıradan kabul edilen bir müdahaleydi; bademcik ve geniz eti ameliyatı. Ailesi için bu, korkutucu değil, aksine 'yapılır ve geçer' denilen bir süreçti. Ancak Amber'i diğer çocuklardan ayıran önemli bir detay vardı. Küçük kız, 'Tekrarlayan Kusma Sendromu' tanısıyla takip ediliyordu. Bu nedenle ailesi, ameliyat sonrası en az bir gece hastanede gözetim altında tutulacağını düşünüyordu. Kusma riski vardı, ağızdan ilaç almak her zaman mümkün olmayabilirdi. Kısacası, biraz daha dikkat gerekiyordu.
Ameliyat planlandığı gibi geçti. Her şey yolundaydı. Ta ki birkaç saat sonra verilen taburcu kararına kadar. Amber, beklenenden çok daha erken bir şekilde evine gönderildi. Bu erken taburculuk, zincirleme bir sorunu da beraberinde getirdi: Küçük kız, kusma riski nedeniyle ağrı kesici ve bulantı önleyici ilaçlarını ağızdan alamadı. Günler ilerledikçe Amber'in durumu kötüleşti. Ameliyattan sadece birkaç gün sonra ailesi onu yeniden hastaneye götürdü. Bu kez tablo çok daha ağırdı. Doktorlar, bademciklerinin alındığı boğaz bölgesinde enfeksiyon kaynaklı olduğu değerlendirilen ölümcül bir kanama tespit etti.

AMELİYATTAN SONRA KUSMAYA BAŞLADI
Tüm müdahalelere rağmen küçük Amber kurtarılamadı. Yetkililer, 5 yaşındaki çocuğun ameliyattan dört gün sonra, boğaz bölgesindeki bir kan damarının yırtılması sonucu hayatını kaybettiğini açıkladı. Amber’in anne ve babası ise kızlarının ölümünün önlenebilir olduğunu düşündü. Aile, erken taburcu kararının ve ameliyat sonrası yeterli takibin yapılmamasının bu trajik sonuca yol açtığı gerekçesiyle hastane yönetimi hakkında resmi şikayette bulundu.

AİLE UYARDI AMA DİNLENMEDİ
Soruşturmada Amber'in uyku apnesi rahatsızlığı nedeniyle bademcik ve geniz etinin alınması için hastaneye sevk edildiğini anlatan annesi, kızının döngüsel kusma sendromu nedeniyle ameliyattan sonra hastanede kalması gerektiğini defalarca dile getirdi. Nadir görülen bu durumu korkunç olarak nitelendiren acılı anne Amber'in ameliyattan sonra saatlerce her on dakikada bir şiddetli bir şekilde kustuğunu söyledi.
Küçük Amber ilk teşhisini 2 yaşında almıştı ve o günden beri 3 yıldır doktor doktor geziyordu. Hem büyük oğulları hem de küçük kızları aynı sendromla mücadele ettiği için Milnes ailesi bu konuda oldukça bilinçliydi. Daha önce oğulları bademcik ameliyatı olmuş ve sağlığına kavuşmuştu küçük Amber için de aynı şeyi ümit etmişlerdi. Ancak bir fark vardı; abisi geceyi hastanede geçirmişti, Amber ise aynı gün taburcu edilmişti. Yaşanan bu üzücü kaybın ardından Milnes ailesi bademcik ameliyatı geçiren başka çocukların sonu kızlarınınkine benzemesin diye sosyal sorumluluk projesi başlattı ve var güçleriyle başka aileleri bilinçlendirmek için çalışıyorlar.
BASİT BİR AMELİYAT OLARAK GÖRÜLÜYOR AMA...
Bademcik ameliyatı sonrası hayatını kaybeden 5 yaşındaki küçük kızın yaşadıkları ise bu akıllara basit bir ameliyat olarak görülen bu operasyonun perde arkasını sorgulattı. Kulak Burun Boğaz Uzmanı Prof. Dr. Murat Ulusan bademcik ve geniz eti ameliyatı hakkında detaylı bir bilgi aktarımında bulundu. Açıklamalarına bu ameliyatın risklerini anlatarak başlayan Prof. Dr. Murat Ulusan, "Bademcik ve geniz eti, kulak burun boğaz alanının en sık yapılan ve başarı oranı çok yüksek cerrahileridir. Genel olarak güvenli kabul edilirler; ancak her cerrahi işlem gibi sıfır riskle yapılamazlar. En önemli risk ameliyat sonrası kanamadır. Bu oran merkezden merkeze değişmekle birlikte genellikle bademcik ameliyatlarında yüzde 1–3 arasında, geniz eti ameliyatlarında ise yüzde 1’in altındadır. Ancak eğer hasta ameliyat sonrası yeterli sıvı almazsa, hastanın ağrısı kontrol altına alınmazsa, tekrarlayan kusmalar veya şiddetli reflü gibi ek durumlar engellenemezse bu riskler artabilmektedir. Günümüzde anesteziye bağlı komplikasyonlar da modern anestezi yöntemleri sayesinde oldukça az görülmektedir" dedi.
Standart hastalarda ameliyat sonrası en az 6-8 saatlik gözlem önerildiğini ve bu süreçte çocuğun uyanır, sıvı alabilir hale gelmesi ve kanama bulgusu yoksa taburcu edilebilmesinin mümkün olduğunu ileten Prof. Dr. Ulusan istisnası bir duruma dikkat çekti. Uyku apnesi olan, -3 yaş altındaki hastalarda- veya ek hastalıkları bulunan çocuklar mutlaka bir gece hastanede kalmalı.

Bademcik ameliyatı sonrası enfeksiyonun aslında nadir görülen bir durum olduğunu ve düzenli sıvı alımı, doğru ağrı yönetimi ile bu riskin daha da azaltılabileceğini ileten Prof. Dr. Ulusan, ailelerin özellikle dikkat etmesi gereken belirtileri şu şekilde sıraladı:
- Yüksek ateş,
- Ağız içinde kötü koku veya artan ağrı,
- Çocuğun ağızdan sıvı alamayacak kadar halsizleşmesi, bu bulgular varsa aileler mutlaka sağlık kuruluşuna başvurmalı.
Amber Milnes vakasında da görüldüğü gibi ameliyat sonrası kan damarında yırtılma veya ciddi kanamanın nadir bir komplikasyon olup olmadığını sorduğumuzda ise Prof. Dr. Ulusan şu açıklamada bulundu:
'DENEYİMLİ EKİPLER TARAFINDAN BU AMELİYAT YAPILMALI'
Açıklamalarını uyku apnesi (Obstrüktif Uyku Apnesi Sendromu) olan çocuklarda hem anestezi sırasında hem de ameliyat sonrasında solunumla ilgili risklerin bir miktar artabileceğini bu nedenle ameliyatların çocuk anestezisi konusunda deneyimli ekipler tarafından yapılması gerektiğini söyleyerek ameliyat sonrası sürece de dikkat çekti.
Sende Yorum yap