s

Cesaret ve zerafet

Geçenlerde maç yazısında yazmıştım ama konuyu biraz daha açmak istedim...

Adam 8 Eylül’de Mou’nun yerine Fenerbahçe’nin başına geldi.

21 Eylül’de Ali Koç gitti yerine Sadettin Saran geldi.

Yani Tedesco takımın başına geldikten 13 gün sonra kulüpte başkan ve yönetim değişti.

Düşünsenize anlaşma sağladığı ve el sıkıştığı bir başkanın yerine başka başkan göreve başladı.

Üstelik herkes bir anda ben dahil “Bu adamı gönderin” modunda...

Bir de başka yönü var. Takımı tanımıyor. Kendi futbolcularını getirmemiş. Kendi hazırlık dönemini yapmamış. Palas pandıras gelmiş.

Yani ortam normal bir futbol adamının kaldırabileceği bir ortam değil.

Ve bugüne bakıyoruz; Tedesco 4 ayda Avrupa’da sadece Dinamo Zagreb’e yenilmiş. O da takıma geldikten çok kısa bir süre sonra...

Ligde sıfır yenilgi. Derbilerde iki galibiyet, bir beraberlik.

Kupada ise oluşturduğu iskeletin yüzde 80’i olmadan Beşiktaş’a yenildi.

Fenerbahçe zor bir kulüptür. Hem içeride hem dışarıda böyledir. Hele bir de yabancıysan bir ayda şaşkına dönersin. Ne yapacağını bilemezsin. Kimseye yaranamazsın. Sürekli başarılı olsan bile mutlaka bir bahane bulunur. Örneğin yıllar önce Daum’lu Fenerbahçe sürekli duran toptan gol atardı. Bunun üzerine yoğun çalışma yaparlardı ve karşılığını alırlardı.

Bir süre sonra “Ama hep duran toptan atıyorlar” eleştirisi geldi.

Atamadığı zaman ise “Fenerbahçe duran top çalışması yapmıyor” diye sallarlardı.

Kanatları iyi kullanırsa “Hep kanat ortası başka bir şey yok”, tersini yaptığı zaman da göbek isterlerdi.

En olmadı, ya rakip kaleci yüzde yüz hatalı ya da rakip savunma berbat olurdu.

İşte Tedesco böyle bir ortamda buralara kadar geldi.

Başarılı olur ya da olmaz onu bilemem. Ancak Fenerbahçe son yılların en verimli hocalarından birisiyle çalışıyor.

Ve ayrıca bu adam bir sene daha kalmayı kesinlikle hak ediyor. Adam bize baskı altında cesareti zerafetle gösterdi. Örnek oldu.

Kısaca Tedesco’yu bir de kendi kurduğu takımın başında görmek gerekiyor.

BİZ NE İSTİYORUZ?

Bahis operasyonlarına olaylar sonuçlanıncaya kadar girmek istemiyorum. Oturup beklemek gerekiyor.

Ancak... Sosyal medya bir facia... İnanılır gibi değil.

Peki arkadaş sizler futbolda temizlik istemiyor musunuz? Kendi takımında yapılınca ört bas edilmesini, başkası olunca sonuna kadar gidilmesini mi istiyorsunuz?

Önce buna karar verin...

Temizliği istiyor musunuz yoksa istemiyor musunuz?

Hem savcılık hem TFF elini bu taşın altına koymuş. Niye saygı göstermiyorsunuz?

Tabii sadece sosyal medya değil... Gazeteci arkadaşlar da burada önemli.

Ne yazık ki artık orada da iş senin takımın benim takımıma dönmüş. Bir bakıyorsunuz Sadettin Saran’ın özel hayatına kılıç kalkan dalarken Erden Timur olunca sessizlik. Tersi de aynı. Algı üstüne algı. Bu sadece bir örnek. Bu kulüplerin birbirine duyduğu patolojik nefreti artık kırmamız gerekiyor. Artık iş yeter ki rakip yok olsun durumuna gitmeye başladı.

Bana kalsa çamaşır suyuyla ortalığın yıkanması lazım.

İşler düzelecekse liglere ara verilmesine bile razıyım. Yeter ki tertemiz olalım. Hiçbir şeyden şüphemiz kalmasın.

Ama kimseye huzur vermiyoruz ki.

Ve FİFA ve UEFA’nın takibi altındayız.

Dünya Kupası’na hiç bir hakemimiz gitmeyecek.

Bu ilk işaret fişeği.

Bunu unutmayalım.

İŞTE YAPI

Trabzonspor, Fenerbahçe Uğurcan’ı resmen istemesine rağmen vermedi.

Ortalık yıkıldı.

Çocuk “Camiasız kalırsın” diye resmen tehdit edildi. Hem de yorumcular, gazeteciler tarafından. Sonra Uğurcan Galatasaray’a gitti. Bir tane olumsuz yorum yapılmadı.

Kerem için yapılanların aynısını yaptılar. Ama Kerem dinlemedi umursamadı. Ve camiasız kalmadığı ortaya çıktı. Bu aralar kötü oynamasına rağmen hem taraftar hem camia bağrına basmaya devam ediyor.

Şimdi Trabzonspor, Fenerbahçe’den Oğuz Aydın’ı istiyor.

Camiasız kalır diyenlerden en ufak ses duyuyor musunuz?

Tabii ki hayır.

Sonra yapı diyene kızıyorlar.

Yapı sadece hakem işleri ile filan olmuyor.

İşte yapı tam da bu şekil işler.

Categories: Cesaret ve zerafet

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.