s

MÜZEDEKİ MEKTUP

İsmet İnönü ölümünün 52. yılında 25 Aralık günü çeşitli etkinliklerle anıldı.

Hakkında olumsuz eleştiriler de vardır amma... Lozan kahramanlığı, Türkiye’yi İkinci Dünya Savaşı’na sokmamakta gösterdiği diplomasi ustalığı ve çok partili hayata geçiş konusunda sergilediği özveri tarihe altın harflerle geçmiştir. İkinci Dünya Savaşı sırasında esen Nazi kasırgasına karşı Yahudileri savunması da hakkında unutulan gerçekler arasındadır.

Fransa’nın ilk sosyalist ve Yahudi kökenli başbakanı olan Leon Blum, Almanların işgali sırasında hapse gönderilirken oğlu da Nazi kampına kondu. Türkiye’den yardım istemesi üzerine Fransa Büyükelçimiz Behiç Erkin’in diplomatik girişimleri sonucu Blum’un yaşam koşulları düzeltilmiş, oğlu ve arkadaşları da hapisten kurtulmuştur.

Leon Blum’un Büyükelçi Behiç Erkin eliyle İsmet İnönü’ye ulaştırılmasını istediği mektupAnkara’da İnkılap Tarihi Müzesi’nde bulunuyor. 1942 yılında yazılan mektupta Leon Blum, Behiç Erkin’e teşekkür ettikten sonra şöyle diyor:

“... Sayın Cumhurbaşkanı İsmet İnönü’ye de en derin şükran duygularımı iletmenizi özellikle sizden rica etmeme izin vermenizi dilerim. Kendisine özel yaşam koşullarım konusunda yapmış olduğu hassas yardımdan dolayı borçluyum. Memnuniyetimi daha da arttıran şey ise kendisinin bu dostane müdahalesinin sadece oğluma yarar getirmesi değil aynı zamanda oğlumla beraber kampta kalan diğer arkadaşlarına da yaramış olmasıdır.”

MECLİS SANTRALI

İşimiz gereği zaman zaman Millet Meclisi’ni arıyoruz. Telefona çoğu zaman erkek memur çıkıyor. Erkek sesi santral memurluğuna uygun değil... Ne kadar yontarsanız yontun erkekler bu işi kadınlar kadar zarif yapamaz... Nedir santral memurları için gerekli nitelikler:

Sözlü iletişim becerileri,

Strese karşı dayanıklılık,

Sınıf/bölge kökenlerini gizleyen diksiyon,

Ses enerjisi,

Gülümseyen bir ses tonu…

TBMM’de çalıştırılan santral görevlilerinde bu nitelikler aranıyor mu? Atama bu esaslara göre mi yapılıyor?

Meclis yetkilileri zaman zaman Meclis santralından kendi dahili numaralarını isteyerek durumu bizzat görebilirler…

TESPİT

Geçmiş sayılardan birinde Emre Kongar hocamızın güzel bir sözü ilişti gözüme:

“Demokrasi ve insan hakları kimsenin umurunda değil...

Hava gibi, su gibi...

Azalınca fark etmiyorlar. Tümüyle kesilince fark edecekler!”

KAOTİK

Motorlu araçların gelişinden önce İstanbul’da bir yerden bir yere gitmek adeta ölümmüş.

Örneğin Üsküdar’dan Aksaray’a giden bir aile sabah yola çıkar akşam varırmış.

Dönüş için vakit kalmadığından misafirlikte gece yatısına kalınır, geride kalanlara merak etmesinler diye telgraf çekilirmiş:

“Biz sağ salim Aksaray’a vasıl olduk merak etmeyin”

Artık motorlu araç çağındayız. Ancak değişen fazla bir şey de yok.

Hele de Kadıköy yakasında iseniz ve o gün Fenerbahçe’nin maçı varsa. Yandınız.

Stadın çevresinde iki büyük hastane (Medicana ve Florence Nightingale) var ki, maç günleri öğle saatlerinden itibaren bu hastanelere ulaşmanız mümkün değil. Trafik felç olduğu gibi taksiler de müşteri almıyor. Aynı durum maç günleri Dolmabahçe’de yaşanıyor. Diğer günler Fulya ve Nişantaşı dahil kentin en merkezi yerlerine araçla giremiyorsunuz. Şehir çoktan rant tarafından şehit edilmiş durumda.

MARK TWAİN

Amerikalı ünlü yazar Mark Twain bir hapishanede mahkumlara konferans veriyor.

Kendisi malum, açık sözlü ve mizah duygusu yüksek bir yazar.

Karşısında ise kolayca tahmin edileceği gibi kendilerini suçlu hisseden ve zaten suçlu oldukları kanıtlanmış mahkumlar var. Mark Twain hem onları teselli etmek hem de gerçek düşüncesini açıklamak ihtiyacı duyuyor...

Şöyle diyor:

- Beni kendinizden farklı görmeyin arkadaşlar. Benim sizden tek farkım var: Yakalanmamış olmam!..

KÖPRÜ

İyi Parti Milletvekili Erhan Usta, İzmit Körfezi üzerindeki Osmangazi Köprüsü’nü anlatıyor:

“Buradan 40 bin araç geçiş garantisi vardı, her geçen araç için devlet firmaya 57 dolar ödüyor. Bunun yaklaşık 20 dolarını geçenden alıyor. 37 dolarını da hazineden alıyor. Her geçen araç için firmaya hazineden 37 dolar ödüyoruz, 40 bin araç, çarpı 37 dolar çarpı 365 gün, ne bulacaksınız? 540 milyon dolar... Hazineden yılda 540 milyon dolar yani 22 milyar 300 milyon lira ödeniyor bu köprü için.”

Bu hesap doğru mu? Ulaştırma Bakanlığı ne diyor bu konuda?

Categories: MÜZEDEKİ MEKTUP

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.