s

Umduğunu bulamadı

Aydın HASAN - Asena YATAĞAN / Ankara -İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile görüşmesinde, Türkiye’nin Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki etki alanını kısıtlama, Suriye’deki belirleyici gücünü zayıflatma ve F-35 savaş uçağı almasını engelleme yönündeki girişimlerinde başarılı olamadı. Nitekim Trump, Türkiye ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik övgü içeren açıklamalar yaparken, Türkiye’ye F-35 satabileceklerini söyledi.

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkiler, Trump’ın Ocak 2025’te ikinci kez başkanlık koltuğuna oturmasının ardından yaşanan gelişmelerle, gerilimin azaldığı yeni bir kulvara girdi. Erdoğan ile Trump arasındaki lider diplomasisi de, bu ilişkilere yeni bir boyut getirdi. Türkiye’nin Avrupa güvenlik mimarisinin yanı sıra Orta Doğu ve Kafkasya bölgesinde artan önemi de, ABD nezdindeki pozisyonunu güçlendirdi.

5 sonuçsuz sefer

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerdeki olumlu atmosferden, en fazla rahatsızlık duyan liderlerden biri Gazze’de uyguladığı katliam ile soykırım tarihine geçecek İsrail Başbakanı Netanyahu oldu.Netanyahu, Trump ile ikinci başkanlık döneminde 5 kez yüz yüze görüştü.

Türkiye’nin, yürüttüğü diplomasiyle Gazze’de kurulması düşünülen İstikrar Gücü içinde yer alma ihtimalinden rahatsızlık duyan Netanyahu, Türkiye’nin F-35 satın almasına ve programa dönüşüne engel olmaya çalışıyor. Netanyahu, ayrıca Türkiye’nin Suriye’deki etki alanını da, terör örgütü SDG ve güneydeki azınlıkları kışkırtarak kırma gayretinde.

Görüşmeden yansıyanlar, İsrail Başbakanı’nın ABD’den Türkiye’ye karşı istediklerini alamadığını gösterdi.

Oded Yinon Planı ya da Sırtlanlarla Dans Zamanı...

‘Sorun olmaz’

Trump, Türkiye’ye F-35 savaş uçaklarının satılması konusunda, “Bunu çok ciddi şekilde değerlendiriyoruz. Onlar bunu asla İsrail’e karşı kullanmayacak, söz veriyorum” derken, şöyle devam etti:

“Cumhurbaşkanı Erdoğan dostumdur. Kendisini yakın tanıyorum. Kendisine çok saygı duyuyorum. Netanyahu de saygı duyuyor. Aralarında sorun olacağını düşünmüyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la başka kimsenin gerçekleştiremeyeceği işler gerçekleştirdim. Onun yanındayım. Sonuna kadar yanındayım. Netanyahu’nun da yanındayım. Şara’ya saygı duyuyorum. Bölgede güçlü adama ihtiyaç var. Sessiz bir adam olamaz. Hayatta hiçbir dert çekmemiş adam koyamazsınız oraya. Şara ile çok iyi anlaşıyoruz. Ben inanıyorum ki İsrail ve Şara iyi anlaşabilir. İyi geçinmeleri için elimden geleni yapacağım. Şunu unutmamalısınız Cumhurbaşkanı Erdoğan çok kötü bir Suriye liderinden kurtulmamız konusunda bize yardımcı oldu. Haklını vermekte zorlanıyoruz. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hakkının teslim edilmesi lazım, Suriye’yi kurtardı.”

Batı Şeria itirazı

ABD Başkanı Donald Trump’ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile görüşmesinde, işgal altındaki Batı Şeria’daki İsrail politikalarının değiştirilmesini talep ettiği belirtildi. “Axios” internet sitesine konuşan ve görüşmeye aşina yetkililere göre, Trump yönetimi ve danışmanları, Batı Şeria’da artan gerilimin, Gazze’de varılan ateşkes anlaşmasının uygulanmasını zorlaştıracağı değerlendirmesini yaptı.

Görüşmelerde işgal altındaki Batı Şeria’daki yerleşimlerin genişletilmesinin özellikle gündeme getirildiğini kaydeden yetkililer, Trump ve ekibinin, Netanyahu’dan burada provokatif adımlardan kaçınmasını ve tansiyonu düşürmesini istediğini aktardı. Netanyahu’nun Yahudi yerleşimci şiddetine karşı daha sert adımlar atma güvencesi verdiğini iddia eden yetkililer, Washington’un mesajının, Batı Şeria’da politika değişikliğinin İsrail’in Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini onarması ve Abraham Anlaşmaları’nın (İbrahim Anlaşmaları) genişletilmesi açısından kritik önemde bulunduğu yönünde olduğunu ifade etti.

Neden Yalova?

Gazze’nin geleceği planı ocakta

ABD Başkanı Donald Trump’ın, Gazze Şeridi’nin geleceğine yönelik “ertesi gün” planını 15 Ocak’ta açıklayacağı belirtildi. “İsrail Hayom” gazetesinin haberinde, Trump’ın, Gazze’nin geleceğine yönelik planı bu ayın ortasında duyurmayı istediğini Netanyahu’ya ilettiği kaydedildi. Planda, Gazze’deki duruma ilişkin uluslararası bir denetim kurulunun kurulmasını da içerdiği ve Trump’ın bu kurulun başına geçmesinin beklendiği ifade edildi. Haberde, Gazze’nin “ertesi gün” planının bir öneri olarak değil de Netanyahu’nun itiraz edemeyeceği başkanlık kararnamesi olarak oluşturulacağı aktarıldı.

‘Netanyahu istediğini alamadı’

Uzmanlar, Trump ile Netanyahu’nun görüşmesi konusunda Milliyet’e şu değerlendirmede bulundu:

Emekli Büyükelçi Uluç Özülker: “Netanyahu’nun Trump’a 5. gidişi. Normalde her gittiğinde Trump’ı bir şekilde ikna etmiş olarak, elini güçlendirip geri dönüyordu. Bu kez de bölgede yaşanan gelişmelerle birlikte yine Trump’tan destek alıp gücünü artırmak, istediğini istediği gibi yapabilmek için ne kadar ileri gidebileceğini test etmek istedi. Ancak bu kez tablo farklı. Trump, Netanyahu’ya açıkça ‘Hayır’ demese de, bazı konularda sınır çizdi.

Şahsi kanaatim, 4 başlıkta Netanyahu’nun istediğini alamadığı yönünde. Birincisi Türkiye meselesi. Trump, Cumhurbaşkanımız Erdoğan’dan övgüyle bahsetti, liderliğini öne çıkardı... İkinci konu Suriye. Mevcut şartlarda Suriye sahasında İsrail’in fiili etkisi çok açık. Dürziler, Aleviler, farklı gruplar arasında çatışmalar yaşanıyor ama Trump’tan bu tabloya dair net bir çıkış duymadık. Üçüncü başlık Yunanistan ve Güney Kıbrıs’la kurulan yeni ittifak... Trump bu konuda da net bir duruş ortaya koymadı. Dördüncü konu, Gazze ve Hamas sürecinde Türkiye’nin dışlanması. Türkiye’ye bu tabloda yer verilmemesi, bölgede ciddi sorunlara yol açar. İsrail’in Türkiye’yi bilinçli şekilde devre dışı bırakmaya çalıştığı çok açık. Bütün bunların sonunda şunu görüyoruz; Netanyahu bu beşinci ziyaretinde Trump’tan istediğini alamadı. Trump, Türkiye’yi İsrail’in önüne koyan bir dil kullandı ama Netanyahu’yu tamamen karşısına alabilecek bir pozisyona da girmedi.”

ABD, Türkiye’yi bölgesel güç görüyor

Işık Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Özlem Kayhan Pusane: “Trump-Netanyahu görüşmesi ve özellikle de Trump’ın bu görüşmede gerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gerekse Netanyahu’ya yönelik yaklaşımı, bize kısa süre önce yayımlanan, Trump yönetiminin Milli Güvenlik Strateji belgesinin pratikte de takip edildiğini gösteriyor. ABD’nin yeni strateji belgesine göre dünya değişiyor ve artık tek kutuplu bir uluslararası sistemde yaşamıyoruz. Trump yönetimi, her ne kadar dünya siyasetinde güçlü bir Amerikan rolü hedeflese de ABD’nin tek süper güç olduğu ve her uluslararası krizi tek başına omuzladığı bir düzen tahayyül etmiyor. Bunu aksine, özellikle Orta Doğu gibi bir bölgede Trump yönetimi, büyük ve orta ölçekli güçlerin bölgesel düzeni kendi ulusal çıkarları doğrultusunda şekillendirme çabalarını meşrulaştırıyor ve hatta memnuniyetle karşılıyor... Bu çerçevede İsrail’in Amerikan iç siyasetindeki etkisine rağmen, Türkiye de, belli başlı bölgesel güçlerden biri olarak görülüyor ve önemli bölgesel gelişmelerde söz sahibi olması bekleniyor.

Savaş gemisinde tek sivil personeldi! Pilot olamadı, şimdi ABD'de doktor: '6 ayda adapte oldum'

Categories: Umduğunu bulamadı

Haber Yorumları

Henüz Yorum Yapılmamış.

Sende Yorum yap

Son dakika haberler

En güncel ve en doğru, tarafsız haberin merkezi.