Toplam 572 Haber Bulundu.

1 yılda 366 maraton koştu, kalbini inceleyenler bakın ne gördü! İnanılmaz 4 değişim Kategorisi için haberler

Betül Yasemin Kökbek Milliyet.com.tr - Şimdilerde 45 yaşında olan Brezilyalı Hugo Farias, tam 22 yıl boyunca özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışmıştı. Aslında işini seviyordu ancak yıllardır her gün belirli saatlerde aynı işi yapıyor olmak ona hayatı kaçırıyormuş hissi veriyordu. Zamanla içindeki bu huzursuzluk giderek büyüdü ve hayatıyla ilgili bir dönüm noktasına geldi. Sonunda 22 yıllık kariyerini bıraktı ve yaşamı boyunca Atlantik Okyanusunu kürekle geçen Brezilyalı denizci Amir Klinke duyduğu hayranlıktan yola çıkarak kendisine bir hikaye yazmaya karar verdi. Koşmayı seviyordu, öyleyse bunu profesyonel bir boyuta taşıyabilirdi. Daha önce Belçikalı bir atletin 1 yılda 365 maraton koştuğunu öğrenince kendisi 366 maratonla bu rekoru kırmaya karar verdi. Ancak yol uzundu. İlk kez 2019 yılında yalnızca bir kez maraton koşan Farias, disiplinli bir hazırlık sürecine girdi. Sekiz ay boyunca planlama yaptı, ailesinden ve uzmanlardan destek aldı. Tıbbi gözetim altında ilerlemek, kalbinin bu uzun süreli yoğun tempoya nasıl tepki vereceğini anlamak için Brezilyanın en saygın kalp merkezlerinden biriyle anlaştı. Bu uzun yolculukta yaşadıkları ve bir hayali gerçekleştirmenin kalbi üzerinde yarattığı ilham dolu hikâyesi ise onu Guinness Rekorlar Kitabına sürükledi.

Sabah kahvesine bu tozu atan yaşadı! Şeker tadı veriyor, gram kilo yapmıyor Kategorisi için haberler

Betül Yasemin Kökbek Milliyet.com.tr - Şimdilerde 45 yaşında olan Brezilyalı Hugo Farias, tam 22 yıl boyunca özel sektörde üst düzey yönetici olarak çalışmıştı. Aslında işini seviyordu ancak yıllardır her gün belirli saatlerde aynı işi yapıyor olmak ona hayatı kaçırıyormuş hissi veriyordu. Zamanla içindeki bu huzursuzluk giderek büyüdü ve hayatıyla ilgili bir dönüm noktasına geldi. Sonunda 22 yıllık kariyerini bıraktı ve yaşamı boyunca Atlantik Okyanusunu kürekle geçen Brezilyalı denizci Amir Klinke duyduğu hayranlıktan yola çıkarak kendisine bir hikaye yazmaya karar verdi. Koşmayı seviyordu, öyleyse bunu profesyonel bir boyuta taşıyabilirdi. Daha önce Belçikalı bir atletin 1 yılda 365 maraton koştuğunu öğrenince kendisi 366 maratonla bu rekoru kırmaya karar verdi. Ancak yol uzundu. İlk kez 2019 yılında yalnızca bir kez maraton koşan Farias, disiplinli bir hazırlık sürecine girdi. Sekiz ay boyunca planlama yaptı, ailesinden ve uzmanlardan destek aldı. Tıbbi gözetim altında ilerlemek, kalbinin bu uzun süreli yoğun tempoya nasıl tepki vereceğini anlamak için Brezilyanın en saygın kalp merkezlerinden biriyle anlaştı. Bu uzun yolculukta yaşadıkları ve bir hayali gerçekleştirmenin kalbi üzerinde yarattığı ilham dolu hikâyesi ise onu Guinness Rekorlar Kitabına sürükledi.

Her diş kaybı implant gerektirir! Dişsiz kalmak çene kemiğini eritiyor Kategorisi için haberler

Çene kemiklerinin erimesinin farklı sebepleri olduğunu dile getirenDr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Basit bir diş çekiminden sonra bile beyin, ‘biz orayı artık kullanmıyoruz dolayısıyla yıkıma başlayabiliriz’ gibi bir komut veriyor. Bu nedenle uzun süre dişsiz kalan hastalarda ciddi anlamda bir çene kemiği erimesiyle karşılaşılıyor” dedi. İmplant yapım aşamalarından bahseden Altop, “Çene kemiğinin hacmi standart implant yapımı için uygun değilse o zaman zigomatik, kemikten ve bunun yan duvarından destek alacak şekilde bir tasarım yapılır” şeklinde konuştu.

Havuz keyfiniz hastanede bitmesin! Gözle görülmeyen enfeksiyon taşıyorlar Kategorisi için haberler

Çene kemiklerinin erimesinin farklı sebepleri olduğunu dile getirenDr. Öğr. Üyesi Seda Altop, “Basit bir diş çekiminden sonra bile beyin, ‘biz orayı artık kullanmıyoruz dolayısıyla yıkıma başlayabiliriz’ gibi bir komut veriyor. Bu nedenle uzun süre dişsiz kalan hastalarda ciddi anlamda bir çene kemiği erimesiyle karşılaşılıyor” dedi. İmplant yapım aşamalarından bahseden Altop, “Çene kemiğinin hacmi standart implant yapımı için uygun değilse o zaman zigomatik, kemikten ve bunun yan duvarından destek alacak şekilde bir tasarım yapılır” şeklinde konuştu.

Koşulsuz sevgi işte böyle iyileştiriyor! Hayvanlarla etkileşimin gücü çok büyük Kategorisi için haberler

Bilimsel araştırmaların, hayvanlarla vakit geçirmenin stres hormonu olan kortizol seviyelerini düşürdüğünü ve mutluluk hormonu olarak bilinen oksitosin salgısını artırdığını gösterdiğini ifade edenUzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Bu duruma örnek olarak, bir kediyi okşamak kalp atış hızını düzenleyerek kişiye sakinlik hissi verebilir. Bununla birlikte hayvanlarla etkileşim içinde olmak, yalnızlık duygusunu azaltarak depresyon belirtilerini hafifletebilir” dedi. Kişinin yalnız olmadığını ve yalnızlıkla beraber gelebilen değersizlik ya da sevilmeme duygularıyla daha rahat baş edebileceğini aktaran Aydın, “Özellikle terapi köpekleri veya kedileri, travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) yaşayan bireylerde güven duygusunu yeniden inşa etmeye yardımcı olur.Yardımcı olmasının nedenleri incelendiğinde, bu hayvanlarkoşulsuz sevgi ve güven duygusu sunar. Travmatik deneyimler yaşayan kişiler, insan ilişkilerinde güven sorunu yaşayabilir ve tehdit algıları artabilir. Ancak hayvanlar, yargılamadan ve beklentisiz bir şekilde bireylere eşlik eder, bu da kişinin yeniden güven hissini deneyimlemesine olanak tanır” şeklinde konuştu.

Yüzü buzlu suya sokmak moda oldu! Masum değilmiş: Ferahlık geçici, hasar kalıcı Kategorisi için haberler

Betül Topaklı Milliyet.com.tr -Son dönemde sosyal medyada popülerleşen güne başlama rutinleri, adeta bir yarışa dönüştü. Göbek deliğine bant yapıştırmaktan dil sıyırıcı ile temizliğe,sabah saat 04.00’da kalkmaktan meditasyon yapmaya kadar varan bu ritüeller, her geçen gün daha fazla kişinin ilgisini çekiyor. Sabah rutinini yeniden şekillendirmeyi amaçlayan bu rutinler, günü düzenli ve verimli bir şekilde başlatmak için uygulanan bir dizi adımdan oluşuyor. Bu sayede bedeni, zihni ve yaşam alanını hazırlayarak güne daha güçlü bir şekilde başlamak amaçlanıyor. 13 milyondan fazla takipçisi olan Amerikalı eski bir koşucu ve fitness fenomeni Ashton Hall da 03.50 ila 09.30 arasındaki sabah rutini videosunu paylaştıktan sonra sosyal medyada viral oldu. Söz konusu bu rutin ağzı bantlamak, şişe suyla diş fırçalamak, günlük tutmak, motive edici videolar izlemek, yüzünü buzlu suya sokmak, koşu bandında koşmak, yüzmek ve muz kabuğunu yüzüne sürmek gibi eylemlerden oluşuyor. Ancak yaşam tarzı fenomeni bu rutinleri paylaşırken en çok dikkat çeken detay, yüzünü buz küpleri ile birlikte soğutulmuş suyla dolu büyük bir su kabına soktuğu andı. Hatta bazen bu suya soda ve liman suyu da ekledi. Videoyu izleyen takipçileri de bu yöntemin gerçekten etkili olup olmadığı konusunda birtakım tereddütler yaşadı. Peki bu yöntem gerçekten işe yarıyor mu?

Zayıflamak için bilinçsiz ilaç kullanmayın! Sindirim ve pankreas fonksiyonlarını etkiliyor Kategorisi için haberler

Kilo verme yöntemleri arasında son dönemde sıkça gündeme gelen ‘zayıflama iğneleri’nin, hem kilo kontrolü sağlamak isteyenlerin hem de dış görünümüne dikkat eden bireylerin ilgisini çektiğini dile getirenBeslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Aslında diyabet tedavisi amacıyla geliştirilen bu iğneler, iştahı azaltmaları ve uzun süre tokluk hissi sağlamaları sayesinde zayıflama sürecinde de kullanılmaya başlandı” dedi. Bu iğnelerin, vücutta doğal olarak bulunan ve tokluk hormonu olarak bilinen GLP-1 adlı maddenin etkisini taklit ettiklerini aktaran Yiğit, “Normalde yemek yedikten sonra salgılanan bu hormon, beynimize ‘artık doyduk’ sinyali gönderir, mide boşalmasını yavaşlatır ve pankreastan insülin salgılanmasını artırarak kan şekerini dengede tutar. Yani hem iştahı azaltır hem de uzun süre tok kalmayı sağlar. Bu mekanizmalar sayesinde kilo kaybına destek olabilir. Ancak bu iğnelerin herkes tarafından rastgele kullanılması doğru değil” şeklinde konuştu.

Yarım milyondan fazla kişi taşıdığını bilmiyor! Belirti vermiyor: Karaciğeri yok ediyor Kategorisi için haberler

Kilo verme yöntemleri arasında son dönemde sıkça gündeme gelen ‘zayıflama iğneleri’nin, hem kilo kontrolü sağlamak isteyenlerin hem de dış görünümüne dikkat eden bireylerin ilgisini çektiğini dile getirenBeslenme ve Diyet Uzmanı Hülya Yiğit, “Aslında diyabet tedavisi amacıyla geliştirilen bu iğneler, iştahı azaltmaları ve uzun süre tokluk hissi sağlamaları sayesinde zayıflama sürecinde de kullanılmaya başlandı” dedi. Bu iğnelerin, vücutta doğal olarak bulunan ve tokluk hormonu olarak bilinen GLP-1 adlı maddenin etkisini taklit ettiklerini aktaran Yiğit, “Normalde yemek yedikten sonra salgılanan bu hormon, beynimize ‘artık doyduk’ sinyali gönderir, mide boşalmasını yavaşlatır ve pankreastan insülin salgılanmasını artırarak kan şekerini dengede tutar. Yani hem iştahı azaltır hem de uzun süre tok kalmayı sağlar. Bu mekanizmalar sayesinde kilo kaybına destek olabilir. Ancak bu iğnelerin herkes tarafından rastgele kullanılması doğru değil” şeklinde konuştu.