Toplam 2916 Haber Bulundu.

Fenerbahçe yara sardı Kategorisi için haberler

Şampiyonluk umutlarını büyük oranda çimlerine gömdüğü Kadıköy’deki Beşiktaş derbisi on birinden altı farklı isim ve farklı bir sistemle takımını sürdü Başakşehir deplasmanında sahaya Mourinho. Portekizli teknik adam, yine pek çok kişinin beklemediği bir şekilde 4-3-3 sistemini tercih etti Başakşehir karşısında. Bu sistemde doğal olarak ofansif anlamda çok fazla üretken olamadı Fenerbahçe. Solda Tadic, sağda Talisca ve ortada Dzeko’nun ileri üçlüsünü oluşturduğu sarı- lacivertlilerde hücumlar; daha çok Kostic ve Tadic’in bulunduğu sol kanattan gerçekleşti. Fakat ilk gol, orijinal mevkii olan sağ bekte oldukça başarılı bir performans sergileyen Mert Müldür’den geldi.
İlk yarıda hakemin ikinci sarı karttan oyundan ihraç etmediği Diego Carlos’a Mourinho kementi attı ilk yarının sonunda ve Osayi-Samueli sürdü sahaya. Mert Müldür de stopere geçti. Esasen Diego Carlos, rakiplerine karşı gerçekleştirdiği müdahalelerin neredeyse tamamında faul yaptı ve net bir şekilde sarı- lacivertlilerin ilk yarıdaki en zayıf halkasıydı. Bu anlamda bu değişiklik, Fenerbahçe adına çok olumlu oldu. Nitekim, ilk yarının ortalarından itibaren oyunu tamamen kontrollerine almış olan sarı- lacivertliler; 60. dakikada Skriniar’ın takipçiliği ve ısrarı sonucunda ikinci gole ulaşıp maçı da bir anlamda bitirdiler.
Başakşehir karşısındaki Fenerbahçe’de görülen düşük tempoda, şampiyonluk şansının büyük oranda yitirilmesinden kaynaklanan moral kaybının da etkisi vardı şüphesiz. Yine de oyuncularının bireysel becerileri sonucu sahadan farklı bir skorla ayrılmayı başardı sarı- lacivertliler.
Elbette Fenerbahçe adına tartışılması gereken çok şey var. Özellikle de önümüzdeki sezonun planlaması adına. Şampiyonluk şansının büyük oranda azalmasının da etkisiyle su yüzüne çıkan sıkıntılar var Fenerbahçe’de. Örneğin Amrabat’ın göstere göstere yaptığı penaltı ve Tadic ile Talisca’nın saha içerisindeki sınırları zorlayan tartışması gibi. Amrabat’ınki konsantrasyonla ilgili bir problem. Diğeri tartışılır... Zaten bu sorunlar, yukarıdan aşağıya doğru gelen bir silsilenin sonucunda ortaya çıkıyorlar. Bu anlamda en başta Mourinho’nun geleceğinin netleşmesi gerekiyor. Esasen oyun, oyuncu ve sistem tercihlerinden dolayı var olan durumun en başta gelen sorumlusu o!
Ev sahibi Başakşehir maça iyi başladı. Fakat kaçan penaltı hem onların hem de genel anlamda maçın kırılma anı oldu. O andan sonra oyunun kontrolü Fenerbahçe’ye geçti ve Başakşehir hiçbir şekilde sarı- lacivertlileri zorlayamadı. Ne set hücumunda ne de geçişlerde başarılı olabildi ev sahibi takım ve yine büyük olarak adlandırılan takımlara karşı ortaya koyduğu performansın bir benzerini sergiledi.
Sahanın en kötüsü tartışmasız bir şekilde hakemdi. İki takım adına da önemli hatalar yaptı. TFF’nin öncelikle eğilmesi gereken konu, futbolumuzdaki bu hakem sorunu!

Züğürt tesellisi Kategorisi için haberler

Trendyol Süper Lig’de Fenerbahçe, Başakşehir’i deplasmanda 4-1 mağlup etti. Mourinho yine herkesi tercihleriyle şaşırttı. Defansta dörtlüye dönen tecrübeli çalıştırıcı, defansta Yusuf’u değil, Carlos’u seçti. İki hızlı kanadı Brnic ve Yusuf’u iyi kullanan Başakşehir ilk yarıda pozisyon bulan taraftı. Mücadelenin 18. dakikasında Amrabat, Duarte’yi düşürünce ev sahibi penaltı kazandı. Piatek, Livakovic’i geçemedi. Uzun süre üretkenlik konusunda zayıf kalan Fenerbahçe 44’te Mert Müldür ile golü buldu: 0-1.
Mourinho 2. yarışa güvenlik değişikliği ile başladı, kırmızı kart riski olan Diego Carlos’un yerine Osayi’yi oyuna aldı. 60’ta sahneye Milan Skriniar çıktı. Köşe vuruşunda topa sahip olan Skriniar, dört Başakşehirli’nin arasından ağları havalandırdı: 0-2. 86’da Kostic’in ortasına iyi yükselen En Nesyri farkı 3’e çıkardı. 90+1’de Ömer Faruk ev sahibi takımın tek golünü ağlara yollarken, 90+3’te Oğuz’un golü VAR incelemesinin ardından geçerli sayıldı: 1-4. Fenerbahçe’nin deplasmandaki yenilmezlik serisi 9 maça çıktı.

Koç ve Yıldırım’dan gayrısı yok mu? Kategorisi için haberler

Beşiktaş yenilgisi sonrası camia, Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’u hedef aldı.
Peki; istifa çağrıları neden tartışmalı senaryoların mucidi Jose Mourinho değil de Koç’a yöneldi?
Hikaye uzun. Sebep-sonuç; sadece sahadaki futbol ve taraftarı hayal kırıklığına uğratan skorlar değil.
Fenerbahçe Kulübü’nün yakın tarihine bakın?
Kimleri görüyorsunuz?
20 yıldır Aziz Yıldırım, 7 senedir Ali Koç.
Kaç lig şampiyonluğu var?
Yıldırım döneminde 6, Koç’un görev süresince (bu sezon mucize olmazsa) sıfır!
Yaşamın her alanında istikrar iyidir ama başarısızlıkta değil.
Bardağın rekabet tarafına dikkat çekeyim.
Aynı süreçte ezeli rakipleri Galatasaray ne yapmış?
FARK AÇILIYOR
1998-99 sezonundan bu yana vekaletler dahil dokuz başkan görmüş. Sezonu katarsak, 13 şampiyonluk!
Dönemin padişahları gibi televizyon kanallarında tebdili kıyafetle dolaşmanın anlamı yok.
On milyonlarca üyesi bulunan kulüp, neredeyse son 30 yıldır iki kişinin hakimiyetinde.
Ortada alkışlanacak başarı olsa, amenna.
Sayın Koç’u geçen gün TRT’de izledim. Vaatleri, transfere dair sözleri ve şampiyonluk söylemlerinin bir sezon öncesinden ne farkı var sizce? Hangisi tribünlerin yüreğindeki ateşi söndürecek?
Sakın kimse amatör branşlardan söz etmesin.
Sarı-lacivertli kulübün o kulvarlardaki öyküleri her türlü takdiri hak ediyor.
Lakin belirleyici olan maalesef futbol.
Taraftar atletizmde kazanılan madalyaya, boksta elde edilen şampiyonluğa, basketbolda oynanan dörtlü finale bakmıyor. Üç günde unutuyor.
Sadece “Futbolda ne yaptın?” diye sorguluyor.
Şöyle bir söylem var; “Fenerbahçe Cumhuriyeti.”
İyi de, bu cumhuriyeti yönetmeye talip, dinamik, liyakat sahibi, umut vaat eden, yürekli, renklerine aşık spor “başka” insanları yok mu?
Çok seslilik ve alternatif isimler kulübün yararına değil mi?
Laf niçin Aziz Yıldırım ve Ali Koç’a arasında dolaşıp duruyor?
Adı gündeme gelenler hangi gerekçelerle tu-kaka ilan ediliyor?
Makamlar baki, insanlar fani...
Hırs aklın önüne geçerse, camialar karşısında ne saygınlığınız ne inanırlılığınız kalır!

Last Level Kategorisi için haberler

İzmir ikinci altısının beşinci ayağındaki Last Level, ilk startı olmasına rağmen iyi koşacaktır. Bu safkanın pistteki işlerini beğendim. Beyaz Prens ile Vivir Mi Vida rakipleridir. Günün sürprizi olarak ikinci ayaktaki Princesse Liyayı tavsiye ederim. Herkese bol şanslı bir gün diliyorum.

Ankara her şeyi planlamıştı... Kategorisi için haberler

Terör örgütü PKK kongresini topladığını duyurdu. DEM parti de yaptığı açıklamada “tarihi kararlar alındı” dedi. Ankara’nın beklentisi en başından beri örgütün en kısa süre içerisinde kongresini toplayıp İmralı’dan gelen çağrının gereğini yapmasıydı... Hep yinelenen de şuydu: Bu süreci ne kadar çok konuşursak ne kadar çok tartışmaya açılırsa zarar görme, provoke edilme olasılığı yüksek.. Ki İmralı Heyeti’nden yapılan açıklamalara bakıldığında da yazılı ya da sözlü çok kısa bilgilendirmeler oldu, sadece sürecin devam ettiğine yönelik vurgular öncelendi...

Uykunun gizemli saati: Gecenin üçünde bizi kim uyandırıyor? Kategorisi için haberler

Gecenin bir vakti, tam da en tatlı uykunuzun ortasında birden gözlerinizi açıyorsunuz. Telefonunuza uzanıp saate baktığınızda tanıdık bir görüntü karşılıyor sizi: 03.00. "Yine mi?" diyorsunuz kendi kendinize. Üst üste yaşadığınız bu süreci "Belki de tesadüftür" diye geçiştirip duruyorsanız, Çinli uzmanlar işin aslının hiç de öyle olmadığını söylüyor.

Ali Koçun vizyonu ve Osimhen Kategorisi için haberler

Fenerbahçe Başkanı Ali Koçun, TRT Spora konuk olduğu programda yaptığı açıklamaları mutlaka takip etmişsinizdir. Koç, 2 saat 40 dakika süren programda hem özeleştiri yaptı hem de Yüksek Divan Kurulu toplantısındaki sözlerinin arkasında olduğunu ifade etti. Yani, "Seçim yok, Mourinho ile devam ediyoruz" dedi. Program biterken olağanüstü kongre için gerekli imza sayısına ulaşılması halinde aday olmayacağını da bildirdi...
Malumunuz, Ali Koç 7 yıl önce Aziz Yıldırıma büyük fark atarak ilk kez göreve seçilmişti. Koç 16 bin 92 oy alırken, Yıldırıma 4 bin 644 kişi oy verdi. Aradaki fark 11 bin 448di.
Bu tarihi fark için herkesin farklı bir yorumugerekçesi olabilir ama benim için bu farkın en büyük sebebi vizyondu. Büyük bir tutkuyla Fenerbahçe başkanlığını isteyen Ali Koçun vizyonu, vadettikleri, potansiyeli, ekonomik gücü ve Aziz Yıldırımın son 4 yılındaki sportif başarısızlık, 11 bin 448 oy farkı olarak çok net biçimde sandığa yansımıştı...
Fenerbahçe camiası ve milyonlarca taraftar, Başkan Ali Koçun vizyonuna büyük umut bağlamıştı. En başarılı teknik direktörler, en kaliteli golcüler, en prestijli sponsorlar, basketbolda, voleybolda yeni başarılar, olimpik branşlarda çıtanın daha da yükseltilmesi vs...
Hayaller yukarıda okuduğunuz gibiydi, gerçekler ise bambaşka... Fenerbahçe, Ali Koçun ilk sezonunda resmen küme düşüyordu. 18 takımla 34 hafta üzerinden oynanan ligin 30. haftasını 34 puanla 14. sırada kapatmışlardı. Fenerbahçe ile düşme hattındaki Bursaspor arasındaki puan farkı sadece dörttü... Milyonlarca Fenerbahçeli kabusu yaşamış, küme düşme utancını iliklerine kadar hissetmişti.
Ali Koçun ikinci sezonu 6. sırada bitirildi. Koçla üçüncü sezon 3. basamakta kapatıldı. Koçun son 3 sezonu ise 2. sırada noktalandı. Bu sezon da tablo ortada, ikincilik yine kimseye kaptırılmadı!
Başlangıçlar her işte çok önemlidir. Ali Koç da futbol takımında nasıl başladıysa öyle devam ediyor. Fenerbahçe şampiyon değilse, diğer neticelerin bir önemi yoktur. Fenerbahçenin şampiyon olamadığı sezonlar, Fenerbahçeliler için boşa oynanmıştır, büyük bir kayıptır.
Başta da ifade etmeye çalıştığım gibi Ali Koçu başkanlık koltuğuna oturtan en önemli faktör vizyonuydu. Fakat hayallerle gerçekler hiçbir zaman örtüşmedi.
Ali Koçun TRT Spordaki açıklamalarına dönersek... Koç, Galatasarayın Osimhen transferi için "Şans, 40 yılda bir gelir böyle bir oyuncu" dedi. 40 yılda bir gelir sözüne katılırım ama tamamen şans olduğunu asla düşünmüyorum...
Bu transferin yüzde 50si şans ise en az yüzde 50si de vizyon farkıdır. Ali Koçun 7. sezonunda bile sahip olamadığı vizyonun, büyük düşünmenin, hayal etmenin, fırsat kollamanın, daha iyisini aramanın, en iyisini getirme gayretinin ürünüdür.
Şimdi gelin Fenerbahçenin Ali Koç döneminde transfer ettiği golcülere bir bakalım. Mesele şans mı, şanssızlık mı, vizyonsuzluk mu anlamaya çalışalım...
Islam Slimani, Andre Ayew, Allahyar Sayyadmanesh, Mevlüt Erdinç, Michael Frey, Kemal Ademi, Mame Thiam, Papiss Cisse, Vedat Muriç, Mbwana Samatta, Michy Batshuayi, Tiago Çukur, Enner Valencia, Mergim Berisha, Serdar Dursun, Joao Pedro, Edin Dzeko, Cenk Tosun ve Youssef En Nesyri.
Kanat forvetler hariç, tam 19 golcü transfer edilmiş ve bir tanesi bile Osimhen veya Icardi etkisi yaratmamış. Bir tanesi için bile "İşte Fenerbahçeye yakışan golcü" denmemiş.
Ve bu kadar yanlışa, bu kadar başarısızlığa ve yarattığınız bu kadar büyük hayal kırıklığına rağmen hala akıl almaz hatalar yapmaya devam ediyorsunuz. Örneğin, ara transferde Milan Skriniarı kiralık getirip, 32 yaşında ve sakatlık sicili bir hayli kabarık olan Diego Carlos için tam 11,5 milyon euro bonservis ödeyebiliyorsunuz!
Sizin vizyonunuz ve yönetme kabiliyetiniz bunlarla sınırlıysa, özel bir düşmana zaten ihtiyacınız yoktur! Aynaya baktığınız zaman hasmınızı net biçimde görebilirsiniz...

Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit Kategorisi için haberler

Yatırımcılar son dönemde daha temkinli bir yaklaşım sergilerken esnek portföy yapısını tercih ediyor. Hızlı nakde dönebilecek daha likit ve tematik varlıklar öne çıkan yatırım araçları oluyor.

Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam... Kategorisi için haberler

Yeni Papa “nihayet” ve kısa bir sürede seçildi. Kuşkusuz Papa’nın kimin olacağına yönelik birçok spekülasyon yapıldı. Geçen hafta favorileri yazıp, Corriere della Sera gazetesinden arkadaşım Guiseppe Sarcina’nın bana yıllar önce söylediği sözü de hatırlatmıştım: Konklav’a Papa giren kardinal çıkar.

Şaşırtan Çin Kategorisi için haberler

Yarından itibaren çok ilginç bir yazı dizisine başlıyoruz. Çin’de yaşadığımız şaşkınlıkları sizlerle paylaşacağız.